Rum tarafı ile federasyon temelinde “birleşik Kıbrıs”ı yaratmaya çalışanlara şaşırmamak elde değil. Ya gerçekleri görmüyorlar, ya da emperyalist güçler ve Rum-Yunan ikilisi ile işbirliği yapıyorlar.
Şimdi, 1974 öncesinde yaşananları hatırlatmak istemiyorum. Çünkü, 1974 öncesinde yaşanan Rum saldırılarını, Rum’un yaptığı katliam ve vahşeti dile getirdiğimizde, hemen şunu söylüyorlar;
“Geçmişe takılıp kalmakta yarar yok.”
Peki öyle olsun.
Ben de geçmişte yaşananları değil, bugünlerde yaşananları anlatayım.
Emperyalist güçlerin desteğini arkasına alan Rum tarafı Kıbrıs’ın doğal zenginliklerine tek başına sahip çıkmaya çalışıyor. Rum silahlanması her geçen günle daha da yoğunlaşarak devam ederken, emperyalist güçlerle askeri anlaşmalar imzalanıyor. Askeri tatbikatlar birbirini izliyor.
Peki, Rum tarafı tüm bunları kime karşı yapıyor?
“Kardeşlerimizdir, vatandaşlarımızdır, birlikte yaşayacağız” dedikleri Kıbrıs Türklerine karşı.
Rumlarla oluşturulacak olan “birleşik Kıbrıs’ta birlikte yaşayacağız ama, Rumlar Kıbrıs Türklerine dönüşümlü başkanlık ve siyasi eşitlik verilmesine karşı. Söyledikleri ise şu;
“Azınlık olan Kıbrıs Türklerine devlet yönetiminde yetki ve söz hakkı verilemez.”
Öyle mi, hani ya birlikte kardeşçe yaşayacaktık?
Devam edelim;
KKTC’nin 35. Kuruluş yıldönümünde Rum gençleri KKTC sınırlarına yürüyor. Haykırdıkları ise şu;
“Kıbrıs Helendir, Türkler dışarı.”
Öyle mi, hani ya birlikte kardeşçe yaşayacaktık.
Önümüzdeki günlerde de Yunanistan Cumhurbaşkanı Güney Kıbrıs’a geliyor.
Neden, EOKA’cıları anmak için düzenlenecek olan törenlere katılmak için.
Bu arada, EOKA’cıların büstleri de dikilecek.
Ve, oluşturulacak olan “birleşik Kıbrıs”ta EOKA’cıların büstleri dört bir yanında yer alacak. EOKAnın gölgesi birleşik Kıbrıs üzerinde olacak.
Peki, EOKA ne, hedefi ne?
Kıbrıs’ı Helen adası yapmak. Ve bu zihniyet hala daha güçlü bir şekilde yaşıyor.
Ve, işte bu nedenlerle Rumlar birlikte yaşamak isteyenlere şaşıyorum.
Şimdi ben bunlara “kör” veya “işbirlikçi” dediğimde haksız mıyım?…
News
