Terör örgütü EOKA’nın nasıl ve kimler tarafından kurulduğunu ve hedeflerini biliyoruz.
Yunanistan, Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum liderliği tarafından 1955 yılında kurulan ve terör eylemlerine başlayan EOKA’nın ana hedefi Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaktı.
İlk günlerde , EOKA için “üç-beş kişi- radikal küçük bir grup” deniliyordu ama bu örgüt ilerleyen dönemde Kıbrıs Rumlarını etkisi altına aldı ve yönlendirdi. Bunun sonucunda da Kıbrıs kan gölüne döndü.
EOKA’nın, Kıbrıs Türk halkına yönelik yaptığı saldırıları da biliyoruz.
Ve bu terör örgütü düşünce ve zihniyet olarak hala daha yaşıyor. EOKA’nın kuruluş yıldönümlerinde Güney Kıbrıs’ta düzenlenen törenlerde, Rum liderliği “EOKA mücadelesi yolumuza ışık tutuyor” diyor. Bunu diyenlerden biri de Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’tir.
Şimdi de günümüze gelelim.
ELAM denilen örgüt 2008 yılında harekete geçti, 2011 yılında ise partileşti. Arkasında ise Rum Ortodoks Kilisesi ile Rum Yönetimi bulunuyor.
İlk günlerde “ELAM üç-beş kişi, bunlardan korkmaya gerek yok” deniliyordu. Ama ilerleyen dönemde seçimlere katılan ELAM, bugün milletvekilleri ile Rum Meclisi’nde temsil ediliyor.
Peki, ELAM’ın hedefi ne?
EOKA’nın ne ise o; Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak. Yöntem olarak da şiddetti ve terörü benimsedi.
Güney’de Türklere yönelik saldırıları ELAM organize ediyor. Güney’de Türk gençlerine yönelik bıçaklı ve sopalı saldırılar yapan da bu örgüt.
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı da Limasol’da yakmaya kalkışan da bunlar.
Bayraklarımızı yakan, sınırlarımızı ateşe veren de bunlar.
Ve, bu saldırılardan dolayı bugüne kadar tutuklanan ve yargılanan bir tek ELAM mensubu bile yok.
Çünkü ELAM’ın arkasında Rum Ortodoks Kilisesi ile Rum Yönetimi var.
Rum Yönetimi isteyip de yapamadıklarını ELAM’a yaptırıyor.
Son günlerde KKTC ve Türkiye karşıtı eylemlere de bakalım. Bunların da perde gerisinde ELAM var.
ELAM sayısal açıdan küçük ama EOKA gibi etkisi büyük.
Ve, ELAM düzenlediği eylemde “bütün sınır kapılarının kapatılmasını” istiyor, bu eylemlerde “Kıbrıs Yunandır, Türkler dışarı” sloganları atılıyor.
Önümüzdeki günlerde de daha büyük eylemler gündeme gelebilir.
Ve, tüm bunlar bize EOKA zihniyetinin hala daha çok güçlü olduğunu gösteriyor.
Bu arada Rum zihniyetine de bakmakta yarar var.
Müzakerelerin başlamasına yönelik girişimler devam ederken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis şunları söylüyor;
“Müzakerelerin başlayabilmesi için Türkiye Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine son vermeli, müzakerelere Crans Montana’da kaldığı yerden başlamalı, yeni çözüm alternatifleri masaya gelmemeli, bulunacak çözüm şekli garantilerin kaldırılmasını ve Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesini içermeli.”
Yani, görüldüğü Rum zihniyeti devam ediyor ve herhangi bir değişiklik yok.
Bu nedenle de dikkatli ve uyanık olmakta yarar var.