Rum-Yunan ikilisi ve müttefikleri Doğu Akdeniz’deki gerginliği tırmandırırken, muhtelif siyasi ve askeri stratejiler ile senaryolar da gündeme geliyor.
Bunların hedefi ise Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den uzaklaştırmak, enerji kaynaklarına el koymak. Tabii ki bunu başarmanın yolu da Kıbrıs’ın tümünü ele geçirmekten ve KKTC’yi yok etmekten geçer.
Peki neden?
Çükü, KKTC Doğu Akdeniz’deki Türk egemenliğinin dayanak noktası. KKTC yol olursa Doğu Akdeniz’deki Türk egemenliği sona erer ve Türkiye’nin dört bir yandan kuşatılması tamamlanmış olur. Ve sonrasında da Türkiye Akdeniz’e çıkamaz olur.
Tabii ki, KKTC’yi yok etmek için hiçbir ülke veya ülkeler Türkiye ile savaşı göze alamaz. Bunun sonuçları çok ağır olur.
Bu nedenle askeri savaşlar yerine, siyasi savaşlar gündemde. Bunun hedefi de müzakere masalarında KKTC’yi yok etmek.
Rum-Yunan ikilisi ile emperyalist güçlerin dayatmaya çalıştığı “Birleşik Kıbrıs”ın ana hedefi de bu. “Birleşik Kıbrıs” oluşturulursa, Türkiye’nin garantörlüğü ile müdahale hakkı ortadan kalkar, Türk askeri de Kıbrıs’tan çekilmiş olur. Böylelikle de tüm Kıbrıs ve enerji kaynakları Rum-Yunan ikilisi le emperyalist güçlerin eline geçmiş olur.
Tabii ki bunu başarmak zor. Zor olduğunu bildikleri için de , şimdilerde “gevşek federasyon” önerisini gündeme getirdiler.
Ama ana hedef yine Türkiye’nin garantörlüğü ile müdahale hakkının kaldırılmasını ve Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesini sağlamak.
İçimizdeki bazı çevreler de “siyasi eşitliği elde edeceğiz, adil bir çözüme ulaşacağız ” diyerek, bunu Kıbrıs Türk halkına yutturmaya çalışıyor.
Ama bu gerçek değil.
Rum liderliğinin “siyasi eşitlik” konusunda ileri sürdüğü şart şu;
“Biz Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini kabul edelim, onlar da Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ile Türk askerinin çekilmesini kabul etsinler.”
Peki, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin olmadığı bir çözüm şeklinde “siyasi eşitliğin” ne önemi var.
Hiçbir önemi yok.
Bunu geçmişte, eşit kurucu ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoru ile kovulurken gördük. Bir gece de eşit kurucu ortaklığımız ortadan kaldırıldı. Ve Kıbrıs Cumhuriyeti bir Rum cumhuriyetine dönüştürüldü.
Ve, iççimizdeki bazı çevreler “federasyon” diye yırtınırken, Rum tarafının federasyon hedefi başka. Bunları da yukarıda belirtmiştim.
Bu arada Rum halkının çoğunluğu da federasyona karşı. Karşı oldukları gibi, Kıbrıs Türkleri ile bir arada yaşamak istemiyorlar. Bunu da Rum tarafında yapılan kamuoyu araştırmalarında görüyoruz.
Bu arada “güven yaratıcı önlemlere” de kısaca bakalım. Bizim içimizdekiler, daha çok sınır kapısı açılsın diye yırtınırken, Rumlar sınır kapılarının açılmasına karşı. Cep telefonları konusunda da her türlü zorluk çıkarılıyor.
Peki, bunların kökeninde yatan nedenler ne?
En büyük neden Rum zihniyeti. Bu zihniyete göre de Kıbrıs Türkleri azınlıktır, Türk Rum’a eşit olamaz. Dahası da var;
“Kıbrıs bir Helen toprağıdır.”
Ve, bu zihniyet değişmedikçe Rum’la bir anlaşma olamaz. Bu, hayal bile edilemez.
Bu nedenlerle, herkes kendi yoluna diyoruz.
GÜNDEM
19 Aralık 2024SPOR
19 Aralık 2024GÜNDEM
19 Aralık 2024SPOR
19 Aralık 2024SPOR
19 Aralık 2024GÜNDEM
19 Aralık 2024GÜNDEM
19 Aralık 2024