Ülkede ekonomik ve sosyal sorunlar daha da yoğunlaşarak devam ederken, Kıbrıs konusundaki baskılar ile AB ve ABD destekli Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’de yarattığı gerginlik daha da tırmanıyor.
Rum-Yunan ikilisi ile emperyalist güçler KKTC’yi tasfiye edip, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminden dışlamaya çalışırken, Türkiye kendisinin ve KKTC’nin haklarını korumak için mücadele ediyor.

Türkiye bu mücadele kapsamında da bugüne kadar görülmemiş büyüklükte “Deniz Kurdu- 2019” tatbikatını başlattı. Bu tatbikata yüzlerce gemi, helikopter ve binlerce asker katılıyor.

Türkiye, doğu Akdeniz’de kendisinin ve KKTC’nin haklarını korumaktaki kararlılığını gösterirken, Rum-Yunan ikilisine destek veren emperyalist güçlerin nasıl hareket edeceği, nasıl bir tavır takınacağı da şu an belli değil.

Tanrı korusun, herşey olabilir.
İşte böylesine tehlikeli ve kritik bir ortamda KKTC hükümetsiz günler yaşıyor.
Yeni hükümetin bir an önce kurulması gerekirken, kişisel ve siyasal hesaplar uğruna süreç uzatılıyor.
Bu arada devreye giren provokatörler ile satılık kalemler, yalan ve gerçek dışı haberlerle, geçmişte yapılan açıklamalar gündeme getirilerek ajitasyon yaratıp hükümetin oluşumunu engellemeye çalışıyor.
Tek hedefleri ise, geçmişte yaptıkları gibi UBP’yi hükümet dışında bırakabilmek. Kimilerinin derdi ise erken seçimi dayatmak.
Tabii ki bunların bu ülkeye ve halka yararı yok.
***

Cunhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün UBP, CTP ve HP genel başkanlarıyla görüştü. Bugün de TDP, DP ve YDP genel başkanlarıyla görüşecek.
Dileğimiz bugün gerçekleştireceği görüşmelerden sonra hükümeti kurma görevini UBP Genel Başkanı Ersin Tatar’a vermesi.
Zaten, bunun dışında başka bir alternatif yok.
Ama, eğer Akıncı bugün hükümeti kurma görevini UBP vermez ve süreci uzatmaya çalışırsa bunun altında başka senaryoların yattığını anlayacağız.
Ve, bir kez daha belirtelim.
Ülke ve Doğu Akdeniz yangın yerine dönmüştür.
Böyle bir ortamda, kişisel ve siyasal hesaplar uğruna, bir gün dahi olsa ülkeyi hükümetsiz bırakmaya kimsenin hakkı yoktur.