DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN %
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT;   İlmiği Kendi Elimizle  Boğazımıza Geçirmek

Aydın AKKURT; İlmiği Kendi Elimizle Boğazımıza Geçirmek

ABONE OL
25 Şubat 2020 09:33
Aydın AKKURT;   İlmiği Kendi Elimizle  Boğazımıza Geçirmek
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Haftada bir gün köşemi sosyal medyada yer alan önemli yorum ve değerlendirmeler ayırıyorum. Bugün de köşemde Dr. Orhan Aydeniz’in “Neden İlmiği Kendi Elimizle Boğazımıza geçirelim?” başlıklı yazısına yer veriyorum.
İŞTE O YAZI
Geçmişten günümüze savaşı başlatan taraf, sebep olduğu kayıplar için mağdur olan tarafa tazminat ödemek zorunda kalır.
Kıbrıs’ta geçmişten günümüze tüm toplumlar arası çatışmalar ve kayıplar Rum’un saldırıları sonucu ortaya çıktığına göre, saldırgan taraf olarak bizden özür dilemeli ve kayıplarımızı tazmin etmeli.
Ancak müzakerelerde anlaşmaya varılan hususlara bakıldığı zaman, Rum’u birleşmeye razı etmek için korkunç ödünler verildiği görülür:
Oysa savaşı başlatan can ve mal kayıplarına sebep olan, Rum’un bedel ödemek yerine ödüllendirilmek istenmesi, hangi mantık ölçüleri ile izah edilebilir?
Girit’te olduğu gibi savaşı kazandığımız halde masada haklarımızı teslim etmek barış severlik mi?
Neden topraklarımızın 1/5’ini oluşturan 50 köyümüzü Rum’a verelim ve vatandaşlarımızı tekrar göçmen durumuna getirelim?
Neden nüfusumuzun beşte biri kadar Rum’un, Türk bölgesine yerleşmesini ve zamanla nüfuslarını artırarak bizi azınlık duruma getirmelerini ve iki bölgeliliği ortadan kaldırmalarını kabul edelim?
Neden Kuzeydeki eski malları için Rumlara tercih hakkı verilmesini ve toprak varlığı bakımından tekrar üstünlüğü ele geçirmelerini kabul edelim?
Neden nüfusumuzun 220 bin ve Rum nüfusun ¼ oranında sabitlenmesini ve sürekli azınlık kalmayı kabul edelim?
Neden 1974’den sonra KKTC’ye yerleşen kuzeyli soydaşlarımızın bir kısmının geri gönderilmesini kabul edelim?
Kendi evimizin efendisi iken neden Rumların söz sahibi olacağı bir yönetimde azınlık olarak temsil edilmeyi kabul edelim?
Neden iki egemen devlet ve halk olarak değil de, Rum çoğunluk içinde toplum olmayı kabul edelim?
Neden yöneticilerimizin seçiminde Rumların da oy kullanmasına ve söz sahibi olmasını kabul edelim?
Neden dışa açılan limanlarımızın yönetiminin, Rumların başat olacağı merkezi yönetime verilmesini kabul edelim?
Neden kararların alınmasında sadece 1 Türk temsilcinin evet oyu ile karar alınmasını siyasi eşitlik olarak yeterli görelim?
Neden tek vatandaşlık, tek kimlik ve tek temsil ilkesini kabul ederek, çoğunluğu Rumlardan oluşan bir devlette toplum olmayı kabul edelim?
Neden serbest dolaşım, mülk edinme, çalışma ilkesini kabul ederek Rum ve Yunanlıların kuzeye yerleşmesine ve bir süre sonra da bizi ekonomik egemenlikleri altına almalarını kabul edelim?
Neden halen yan yana huzur ve güven içinde yaşama olanağına sahip olmamıza rağmen, Rum’la birleşmeyi tek çözüm seçeneği kabul edelim?
Neden başarılı olmadığı kanıtlanan 1960 Kıbrıs cumhuriyeti deneyimine rağmen yeniden birleşmeyi sağlayacak çözümde ısrar edelim?
Neden Kıbrıs Cumhuriyetinden ve Annan planından daha olumsuz olan ve bizi daha kötü duruma götüreceği aşikar olan Birleşme –federal çözümde ısrar edelim?
Neden anavatanın garantisinin kaldırılması ve varlığımızın risk altına sokulmasını kabul edelim?
Bizimle birleşmeye razı olması için tüm taleplerini kabul etmemiz durumunda, Kıbrıs’ta varlığımızı sürdürmemiz mümkün olabilecek mi?
Türk halkı gerçekleri görmeli ve bize biçilen kefeni giymeyi reddetmelidir.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.