Çok fazla geçmişte değil, 31 Temmuz 2018 tarihli “KKTC FETÖ’NÜN ÜSSÜ MÜ?” başlıklı makalemde şunları yazmıştım;
“FETÖ’nün, Türkiye’de 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği darbe kalkışmasından sonra, FETÖ’nün KKTC yapılanması da gündeme geldi.
Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki, FETÖ’nün KKTC yapılanmasının tarihi 1990’lı yıllara dayanır. Ama o günlerde kimse bunun farkında değildi. Farkında olanlar da çeşitli yöntemlerle susturuluyordu. Bunun en açık örneği de KKTC polis teşkilatında yaşanmıştı.
FETÖ’nün darbe kalkışmasından sonra ise, FETÖ KKTC’de terör örgütleri listesine alındı. Buna göre de FETÖ’ye karşı etkili bir mücadele bekleniyordu. Ama olmadı. Çünkü, KKTC’de teröre karşı mücadelede gerekli olan yasalar yoktu. Bu yasaların çıkarılması için uyarılarda bulunuldu. Ama her nedense bu yasalar hala daha çıkarılmış değil. Durum böyle olunca da KKTC’deki FETÖ yapılanması kamusal ve sivil alanda hala daha güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor.
15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra, FETÖ’nün en önemli isimlerinin KKTC üzerinden Güney Kıbrıs, Yunanistan ve çeşitli Avrupa ve Arap ülkelerine kaçtıkları biliniyor.
Bu kaçışlar hala daha KKTC üzerinden devam ediyor. Bunun en son örneğini de tekne ile Yunanistan’a kaçmaya çalışırken tutuklanan FETO’cüler olayında gördük.
Peki, bu basit bir olay mı?
Elbette ki değil.
Çünkü bu olayın perde gerisinde büyük bir yapılanma ve organizasyon var. Şöyle ki;
Türkiye ve Gürcistan’da hala da varlığını sürdüren FETÖ yapılanmaları ile KKTC’deki FETÖ yapılanması ilişki içerisinde. FETÖ’den arananlar ilk önce KKTC’ye gönderiliyor. Daha sonra ayarlanan tekneler KKTC’ye gönderiliyor ve uygun zamanda kaçışlar gerçekleştiriliyor.
Peki, KKTC’de ayalarca kalan FETÖ’cüleri kimler barındırıyor, kimler kolluyor, kimler finanse ediyor? Tekneleri kimler buluyor ve organize ediyor.
Bunları ortaya çıkarmak zor değil, ama her nedense olmuyor.
Devam edelim.
15 Temmuz darbe kalkışması öncesinde ve sonrasında FETÖ’ye bağlı vakıflar ile şirketlerin KKTC’deki bazı hesaplara milyarlarca Dolar gönderdikleri biliniyor. Bunlar MASAK raporları ile Türkiye’deki savcıların hazırladıkları iddianamelerde de yer aldı.
Peki, bu paraların KKTC’deki hangi hesaplara ve kimlere gönderildiğini ortaya çıkarmak bu kadar zor mu?
Elbette değil. Ama her nedense bu da olmuyor.
Şimdi de kumar, finans, inşaat ve diğer sektörlere bakalım. Buralardan, Güney Kıbrıs ve Malta üzerinden FETÖ’ye çok yüklü miktarlarda para aktarıldığı biliniyor.
Peki, bunları da ortaya çıkarmak çok mu zor?
Elbette ki değil, ama bir türlü olmuyor, yapılmıyor veya engelleniyor.
İşte, Büyükelçi Derya Kanbay “KKTC’de kamusal ve sivil alanlarda güçlü bir FETÖ yapılanması var” deyip, uyarılarda bulunduğunda haksız değil.
Devam edelim;
Bugüne kadar, KKTC’deki FETÖ yapılanmasının siyasi ayağına da hiç değinilmedi. Zaten, sorun da burada başlıyor.
Çünkü, FETÖ KKTC’deki siyasi partiler içerisinde hücreler oluşturmuş durumda. İstedikleri zaman siyasi partileri karıştırıp, istedikleri zaman da hükümetleri baskı ve kontrol altına alabiliyorlar. Bunun da örnekleri çok görüldü.
İşte tüm bunları alt alta koyduğumuzda “KKTC FETÖ’nün üssü mü?” diye sormaktan kendimizi alamıyoruz.
Bu arada şunu da soralım;
Dünyanın pek çok ülkesinde FETÖ yapılanmaları yerle bir edilirken, KKTC’deki FETÖ yapılanması neden hala daha çok güçlü?
KKTC’de bunları koruyanlar mı var?”
***
Bu yazımın üzerinden yaklaşık bir ay sonra KKTC’de FETÖ operasyonları yoğunluk kazandı. Gaziantep 8.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen FETÖ davasında itirafçı olan kişinin verdiği ifadelerle de FETÖ’nün KKTC yapılanması ile bu yapılanmada yer alan isimler ortaya çıktı.
Yani, çember iyice daraldı.
Ve hep birlikte göreceğiz ki bu ülkede FETÖ yapılanmasının kökü kazınacak…
GÜNDEM
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.