KKTC’de FETÖ yapılanmasının çökertilmediği ve bu yapının hala daha güçlü şekilde varlığını sürdürdüğü biliniyor.
Bunun en büyük nedeni de gereken yasaların çıkarılmaması ve FETÖ yapılanmasının sürekli olarak şekil değiştirmesi.
Dahası da var.
FETÖ yapılanması KKTC’de çok büyük mali olanaklara sahip. Bunun yanısıra siyasi partiler ile önemli kurumlara da sızmış durumda.
Büyükelçi, “dünyanın pek çok yerinde FETÖ yapılanmaları çökertildi ama KKTC’de bunu başaramadık” sözünü boşuna söylemedi.
Şimdi daha önce yaşananları anlatacak değilim ama koronavirüs salgınının başlamasından bu yana yaşananlara bakmakta yarar var.
Salgının ilk başladığı gün, bazı medya kuruluşlara “yandık, battık, mahvolduk” söylemleriyle halkı umutsuzluğa sürüklemeye çalıştı. Bu arada devlete olan güveni yıkabilmek için de her yol ve yöntem kullanıldı.
Araştırılması gereken bazı büyük şirketler ve işletmeler, çalışanlarını bir an da kapının önüne koyuverdi.
Daha sonra da bu çalışanlar provoke edilerek yollara dökülmek istendi. Buradaki hedeflerden biri hükümeti yıkmak ve ülkeyi kaosa sürüklemekti.
Bu başarılamayınca bu kez KKTC-Türkiye ilişkileri hedef alındı. “Türkiye para göndermiyor, Türkiye Kıbrıs Türklerini yalnız bıraktı” denilerek, her türlü provokasyon gündeme getirildi. Ve bu provokasyonlar hala daha devam ediyor.
Dün de KKTC’yi çok iyi bilen AK Parti eski milletvekili ve AK Parti’nin önde gelen isimlerinden Metin Külünk, Twitter hesabından oldukça dikkat çekici bir değerlendirmede bulundu.
Külük, “KKTC İngiltere’ye bağlasın” söylemleri ile son birkaç aydan bu yana yaşanan olayları değerlendirirken, şunları dedi;
“Önce şu bilinmeli; KKTC Misak-ı Milli sınırımızdır. Tıpkı Anavatanımızda devşirilmişler eli ile sürekli kaos ve ülke düşmanlığı yapanların benzerleri son dönemde hem FETÖ konusunda hem de Türkiye karşıtlığı konusunda farklı hareketliler. Farkındayız.”
Bu tespit ve değerlendirmeler oldukça önemli.
Bu nedenlerle dikkatli ve uyanık olmakta büyük yarar var.