DOLAR 34,5589 0.03%
EURO 36,5735 -0.22%
ALTIN 2.925,220,91
BITCOIN 31904782,11%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT;  Konfederasyon karşıtları harekete geçti

Aydın AKKURT; Konfederasyon karşıtları harekete geçti

ABONE OL
22 Ekim 2018 10:22
Aydın AKKURT;  Konfederasyon karşıtları harekete geçti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kıbrıs Türk halkının eşit kurucusu olduğu “Kıbrıs Cumhuriyeti” bir tür federasyondu. Bu cumhuriyeti oluşturan anlaşmalar altında da Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de imzaları vardı.
Ve, yine bu anlaşmanın altında imzası bulunan Rum lideri Başpiskopos Makarios, imzası daha kurumadan şu açıklamayı yapmıştı;
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunu kabul etmekle Enosis’ten vazgeçmedik. Kıbrıs Cumhuriyeti Enosise sıçrama tahtası olacaktır.”
Bu hedefe yönelik olarak da Rum liderliği cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren gizli örgütlenmeye ve silahlanmaya başladı. Kıbrıs Türk halkını imha planı olan Akritas Planı hazırlandı ve Akritas Teşkilatı oluşturuldu.
Anayasada Kıbrıs Türk halkını tanınan haklar ayaklar altında çiğnenirken, Makarios Anayasa’da Kıbrıs Türklerine tanınan hakları kaldırmak için harekete geçti.
Kıbrıs Türk liderliği, Rum tutumunu her şikayet ettiğinde ve uyarılarda bulunduğunda ise aldığı yanıt şu oluyordu;
“Merak etmeyin, Rumlar bir şey yapamaz, buna müsaade etmeyiz.”
Ama sonuçta olanlar oldu. Rum liderliği 1963 Aralık ayında Enosis hedefli saldırılara başladı. Yüzlerce Türk köyü yerle bir edildi, Kıbrıs Türk halkı katliam çukurlarına gömüldü. Türkler silah zoru ile cumhuriyetten dışlanırken, bir nevi federasyon olan “Kıbrıs Cumhuriyeti” t Rum devletine dönüştürüldü.
Tüm dünya da bunu seyretti ve hala daha da seyrediyor. Bunun yanısıra Rum devletine dönüştürülen “Kıbrıs Cumhuriyeti” dünya tarafından tanınıyor. Zaten Kıbrıs sorunun çözülememesinin ana nedeni de bu. “Kıbrıs cumhuriyeti” olarak tanınan Rumlar, bunu kullanarak çözüme yanaşmıyor.
***
Kıbrıs konusu ile müzakere süreci ise 1968 yılında başladı ve hala daha devam ediyor. Yıllardan beri çözüm şekli olarak federasyon görüşülürken, bir sonuca ulaşılmadı.
Çünkü Rum tarafı, federasyona dayalı çözüm şeklinde samimi değil. Çünkü, federasyon siyasi eşitlik içerir. Rum tarafı ise Kıbrıs Türk halkını siyasi eşit olarak değil “azınlık” olarak görür. Bu arada Rum tarafı federasyonu, garantileri kaldırmak ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmak için bir araç olarak kullanmaya çalışır.
Ve eğer Rum tarafı federasyonda başarılı olur, garantileri kaldırır ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırırsa, 1974 öncesine döneriz. O gün geldiğinde de Kıbrıs Türk halkını kimse kurtaramaz. Ya Rum’un azınlığı olarak asimile olur, ya da göç eder.
***
Rum tarafının 50 yıllık uzlaşmazlığı ile çözüm karşıtlığı gün yüzüne çıkmaya başladı. Pek çok ülke de bunun farkında.
Pek çok ülke “Kıbrıs’ta iki halk birlikte yaşamak istemiyor” diyerek konfederasyona dayalı çözüme destek veremeye başlarken, gündemi değiştirmeye çalışan Rum tarafı bu kez “gevşek federasyona” sarıldı. Ama bunun da olmayacağı ortada.
Bunun yanısıra AB fonlarından destekli sivil toplum örgütleri ile sendikalar harekete geçirildi. Düzenlenen “iki toplumlu” etkinliklerde “konfederasyona hayır” denilirken, “federasyon ve birleşik Kıbrıs” isteniyor. “Garantiler kalkmalı, Türk askeri gitmeli” deniliyor.
Bu arada bazı siyasi partilerde konfederasyona karşı harekete geçmiş durumda. Rum tarafında bunun başını AKEL ile EOKA’cıların partisi DİSİ çekiyor. KKTC’de ise CTP ile TDP. TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit , Rumlarla birlikte düzenlenen iki toplumlu etkinliklere katılıyor. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman EOKA’cıların partisi DİSİ ile görüşüyor.
Birleşik Kıbrıs sevdalısı CTP’nin ruhani lideri Mehmet Ali Talat, Rum Yönetimi eski başkanlarından Dimitris Hristofyas ile ortak açıklamalar yapıyor, birleşik Kıbrıs istiyor.
Halbuki, Talat cumhurbaşkanı iken şu açıklamaları yapmıştı; “Hristofyas beni kandırdı, çözüm istemiyor. Ne yapayım, kendimi Girne Kapısı’nda asayım mı?”
Ve son duruma bakalım;
Garantilerin kalkmasını ve Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını isteyenler konfederasyona karşı. Bunun için de Rum siyasi partileri ve örgütleri ile işbirliği yapmaktan çekinmiyorlar. Ortak “mücadele” çağrıları yapıyorlar. İstedikleri ise garantilerin ve Türk askerinin olmadığı federasyona dayalı çözüm şekli.
Ne kadar dikkat çekici değil mi?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r