Halkımızın vatan bildiği bu topraklardaki mücadelesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’ı 1878 yılında İngiltere’ye kiralamasıyla başladı.
Bunu ve 1923’de imzalanan ve Kıbrıs’ı resmen İngiltere’nin egemenliğine bırak Lozan anlaşmasını hazmedemeyenler, Türkiye’ye göç etti.
Geriye kalanların ise tek bir çıkış yolu vardı;
Birlik ve beraberlik içinde mücadele etmek.
Öyle de oldu.
Kıbrıs Türkleri, birlik ve beraberlik içerisinde 1960 yılına kadar devam eden İngiliz Sömürge dönemini atlattı. Bu birlik ve beraberlik sayesinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı oldu.
1963-1974 dönemi de birlik ve beraberlik içerisinde atlatıldı ve 20 Temmuz sabahına ulaşıldı.
Ve, bugün yaşadıklarımıza bakınca üzülmemek elde değil.
İngiliz’e ve Rum’a karşı birlik ve beraberlik içerisinde mücadele eden bu halk, şimdi koronavirise karşı darmadağın.
Kimileri hükümetin aldığı tedbirleri acımasızca eleştiriyor, kimileri bunu fırsat bilip halkın kanını emiyor, kimileri bu felaketten siyasi rant elde etmeye çalışıyor, kimileri gerçek anlamda kahramanlık yaparken, kimileri de gösteriş yapıyor.
Kimileri ise uygulamaya konulan yasakları, ayaklar altında çiğniyor.
Bunları gören halk da ne yapacağını bilemiyor.
Bu durumda toplumsal bütünlük ile birlik ve beraberlik darmadağın olmuş durumda.
Herkes kendi “gemisini” kurtarma, kimileri de “köşeyi dönme” hesabında. Altında kalanın ise canı çıksın, boynu kopsun.
Bunun en acı örneklerini de hergün yaşayarak, birlikte görüyoruz.
Doktorlarımız, hemşirelerimiz, polislerimiz canlarını ortaya koyarak mücadele ederken, her türlü, yalan ve iftira ortalıkta dolanıyor.
Birlik ve beraberlik yok olurken, koronavirüse karşı mücadele büyük yara alıyor.
Halbuki bu felaket günlerinde yapılması gereken birlik ve beraberliği daha da güçlendirmek olmalı. Ama ne var ki bu bir türlü başarılamıyor.
Ama sanılmasın ki, bu koronavirüs belası, kan emicilerin, fırsatçıların ve vurguncuların kapısını çalmayacak?
Elbette çalacak.
Çünkü aynı gemideyiz.
Kimileri bu geminin lüks kamaralarında , kimileri de ambarlarında olabilir.
Ama, koronavirüs zengin- fakir, paralı-parasız ayrımı yapmaz.
Ve, aklımızı başımıza alalım.
Yoksa bu işin sonu çok kötüye varacak…