Çağımızın “felaketi” olarak nitelendirilen koronavirüs pek çok ülkede salgın haline geldi.
Değişik ülkelerde ölüm vakaları yaşanırken, her ülke önlem ve tedbir almakla meşgul.
Ve bu yapılırken o ülkelerdeki gazeteler ve diğer medya organları halkı paniğe ve korkuya sevk edecek yayınlar yapmıyor, gerçek dışı haberler yapılmıyor.
Ama biz de öyle değil.
KKTC’de bugüne kadar sadece bir Alman vatandaşında koronavirüs vakası görülürken, bazı gazeteler ile haber siteleri halkı paniğe sürükleyecek yayınlar yapıyor.
Bu arada yalan haberlerin bini de bir para.
Bir de sosyal medyada türeyenler var. Bunlar da her türlü yalanı ve gerçek dışı haberleri gündeme getirmekten çekinmiyor.
Ve, bunu yapmaktan adeta zevk alıyorlar.
Böyle gidişle de ülkenin ekonomisi ile turizmi büyük darbe alacak.
Bu arada hükümet, koronavirüse karşı çok kapsamlı ve geniş önlemler alıyor. Bu önlemler de her gün açıklanıyor, halk bilgilendiriliyor.
Koronavirüs konusunda da gizlenen bir şey yok.
Ama, bazı gazeteler ile haber siteleri ve sosyal medya kalemşörleri yine boş durmuyor. “Gereken tedbirler alınmadı” diyerek, paniği ve korkuyu daha da büyütmeye çalışıyor.
Bazıları da “her şeyi bilir” havasında ortalarda dolaşıyor. Bunlar da koronavirüs uzmanı kesilmiş durumda. Bunların da işi atmasyon ve sallamasyon.
Panik ve korku büyüyünce de fırsatçılar ile vurgunculara ve simsarlara da gün doğuyor. Bunları da derdi imanı para, halkın sağlığı umurlarında bile değil.
Peki ne yapılmalı?
Her şeyden önce yalan ve gerçek dışı haberlere önen verilmemeli, bunları yapanlar deşifre edilmeli.
Fırsatçılar ile vurguncular cezalandırılmalı, kimseye halkın sağlığıyla oynama fırsatı verilmemeli.
Hükümete ve hükümetin aldığı tedbirlere güvenilmeli, paniğe kapılmamalı.
En önemlisi de kapımıza dayanan bu felakete karşı toplumsal birlik ve dayanışma sağlanmalı.