Ülkemizde ilk kumarhane hangi zaman açıldı?
Bilmeyenler için söyleyeyim, 1978 yılında.
Daha sonra ise kumarhanelerin sayısı hızla arttı. Bugün ise ülkemizde 34 kumarhane var.
İlk kumarhanenin açıldığı 1978 yılından bu yana ülkemizde neler yaşandığına özetle bakacak olursak şunları görürüz:
Kumarhanelerin mantar gibi çoğalmaya başladığı günlerde KKTC’nin ekonomik olarak öncü sektörleri narenciye, tarım ve hayvancılıktı. Bu sektörlerden de çok büyük gelirler elde ediliyordu. Bu arada sanayi sektörünü de unutmamak gerekir. Hele, narenciye sektörü vergi şampiyonuydu.
İlerleyen dönem içerisinde de bu sektörler bir kenara itildi. Bu arada kumar batağına saplanan pek çok iş adamı, sanayici, hayvancı, çiftçi yok oldu. Kumar belası çok büyük ekonomik ve sosyal felaketlere neden oldu. Bu ilkede iflasların yanısıra intiharlar da yaşandı.
Bu ülke, kanlı mafya hesaplaşmalarını da kumarhanelerde gördü. Kurşunlamalar, bıçaklamalar, adam öldürmeler ve dahası.
Kumarhaneler ile birlikte uyuşturucu ve fuhuş olayları da büyük artış gösterdi. Çünkü bu üçlü birbirlerini besliyor.
Dahası da var.
KKTC vatandaşlarının kumarhanelere girişleri yasak olmasına rağmen, vatandaşların kumarhanelere girişleri bir türlü önlenemedi.
Bunun da rüşvet, göz yummak ve “haber uçurmak” gibi nedenleri var. Polis ekipleri kumarhaneleri kontrol etmeye çıktığında, kumarhanelerin bundan haberi oluyor. Çünkü içeride “kuşları” var.
Kumarhanelerin giriş kapılarında da kimlik kontrolü yapılmıyor. Her gelen içeri alınıyor, kumar oynayabiliyor.
Tabii ki cezalar da yetersiz ve caydırıcı değil.
Ve bugüne kadar on binlerce KKTC vatandaşı kumarhanelerde yakalandı ve mahkemelere çıkarıldı. Sabıka kayıtlarına da “kumarcı” oldukları işlendi. Bunların pek çoğu da genç. Ve bu sabıka kayıtları da gençlerin önünde büyük engel olarak duruyor.
Şimdilerde ise eğitim öncü sektör olarak belirlendi. Ama bunun yanında da kumar var. Kumar ise eğitim sektörünün en büyük düşmanı, ikisi bir arada olamaz. Bu nedenle de üniversiteler öğrenci kayıpları yaşıyor.
“Kumarhaneler turizm bir parçası” söylemi ise palavradan ibaret. Çünkü, Türkiye’nin de aralarında olduğu en çok turist alan ülkelerde bir tek kumarhane bile yok.
Ve son aylarda yaşananlara bakalım.
Kumarhane baronları koronavirüsü bahane ederek, binlerce çalışanı işten çıkarıp, devletin kapısına yığdı. “13 Mart’ta kumarhaneler kapatıldı” gerekçesinin arkasına saklanarak imtiyaz izni ücretleri ile vergilerini de ödemediler.
Şimdi ise hükümet 1 Haziran’da kumarhanelerin açılması için karar aldı. Kumar baronları buna da karşı. Neden, çünkü imtiyaz izni ücretleri ile vergilerini ödemek istemiyorlar.
Tehdit ve şantaja da başvuruyorlar;
“KKTC vatandaşlarının kumarhanelere girişini serbest bırakmazsanız ödemeyeceğiz” diyorlar.
Yani, devlete bir başkaldırı daha.
Ne yani, devlet kumarhanelere “müşteri” bulmak zorunda mı. Devlet, vatandaşlarını kumar baronlarına kurban mı verecek?
Ve, buradan söylüyorum;
KKTC vatandaşlarının kumarhanelere girişi serbest bırakılırsa bu, ülkenin ve halkın felaketi olur. Bunu yapacak olan hükümet de ayakta duramaz. Sonsuza kadar da lanetle anılır…