Kıbrıs konusunda istedikleri çözüm şeklini kabul edecek bir hükümet oluşturabilmek için  emperyalist güçlerin seçim sürecinde  her türlü müdahalede bulunduklarını birlikte gördük.

Bu hedefe ulaşabilmek için her türlü operasyon uygulanırken, her türlü yol ve yöntem de kullanıldı. 

Ulusal güçleri ve UBP’yi  zaafiyete uğratmak için  rezilliğe varan her türlü provokasyon da gündeme getirildi.

Ama başaramadılar.

Sonuçta;  Kıbrıs Türk halkı  “KKTC-Egemenlik-Özgürlük-Anavatan Türkiye” diyenlere sahip çıktı.

Bunun yanısıra, dayatılan çözüm şeklini de çöpe attı.

Ama ne var ki,  halkın  iradesine rağmen emperyalist güçler  hala daha hareket halinde. Şeçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, şimdi de yeni bir stratejiyi gündeme getirdiler.

Bu stratejinin de hedefi,  müzakereleri kaldığı yerden yeniden başlatmaya hazırlanırken UBP’yi hükümet dışında tutmak.

Bunun yanısıra  ülkeyi kaosa sürüklemek ve yangın yerine çevirmek.

                                                           ***   

Siyasi partilerin hedefi hükümete gelip,  halka hizmet  etmek olarak bilinirken,  HP Genel Başkanı Kudret Özersay,  seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte “biz UBP ile koalisyon hükümeti kurmayacağız” diyerek, uygulamaya konulan stratejinin de ip uçlarını verdi.

Peki, Özersay ne istiyor?

Anlaşılan o ki istediği hükümete gelip halka hizmet etmek değil.  İstediği, ülkeyi hükümetsiz bırakmak,  yeniden gündeme gelmesi muhtemel olan müzakere sürecinde   yeni gerginlikler yaratmak ve kaos ortamı yaratmak.

Siyasi olarak benim değerlendirmem bu.

Tabii ki dahası da var.

Özersay dün yaptığı açıklamada , UBP’yi hükümet dışında bırakabilmek için dolaylı da olsan  CTP-TDP-HP-DP  hükümetini oluşturabilmenin mesajını verdi.

Buna kılıf olarak da ,  “yolsuzluklara karşı mücadeleyi ve hesap sormayı” gösterdi. “Hesap sorulduktan sonra ise erken seçimin yapılacağına” işaret etti.

Ama, ortada duran sonuç gayet açık ve net;

Halk sandığa gitti ve kendilerinden hesap sordu.

Bunu da hazmedememiş olacak ki, “seçmenin büyük çoğunluğunun statükoya destek verdiğini,  yolsuzluklara seyirci kaldığını” ileri sürdü.

Bu da seçmenin iradesine saygısızlıktan ibaret.

Ve, demek oluyor ki; Özersay’ın halkın iradesine de saygısı yok.

                                                      *** 

Kapalı kapılar ardında UBP’yi hükümet dışında bırakabilmenin hesapları yapılırken, DP’nin bu oyunun içinde yer almayacağını düşünüyorum.    

 Ve, emin olun ki, halkın iradesini ayaklar altında çiğneyecek  bu oyun gerçekleşirse, bu ülke çok büyük gerginliklere ve kaos ortamına sürüklenecek.

Bunun vebali de  rüzgar ekmeye çalışan Özersay’ın omuzlarında olacak.

Ne demişler?

Rüzgar eken, fırtına biçer.

Bunu da hep birlikte göreceğiz.