Berlin’de 25 Kasım’da emperyalist güçlerin denetiminde gerçekleşen üçlü görüşmenin sonuçları ortada.
Çözüm için “ille de federasyon” deniliyor. Federasyon dışında farklı çözüm şekillerinin gündeme getirilmesine de şiddetle karşı çıkılıyor.
Rum tarafı ise , Berlin’de çıkan “ille de federasyon” sonucundan memnun. Çünkü, Rum liderliğinin daha önceleri açıkladığı gibi, federasyona dayalı çözüm şekli Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeriyor.
Bu arada, Rum’un federasyon anlayışına göre, Kıbrıs Türk tarafına siyasi eşitlik ve dönüşümlü başkanlık verilemez. Kıbrıs Türklerinin devlet yönetiminde de etkin katılımı ve söz hakkı olmayacak.
Rum tarafı işte bu nedenlerle Berlin’deki üçlü görüşmenin sonuçlarından memnun.
Biz tarafta da bu sonuçtan memnun olanlar var. “federasyona dayalı çözüm şekli bir kez daha teyit edildi, diğer çözüm şekilleri saf dışı edildi” diyerek bayram yapıyorlar.
Bunları diyenler ve Rum’la birlikte bayram edenler, bizdeki işbirlikçi-mandacı takımı.
Zaten bunlar da, Türkiye’nin garantörlüğü ile Kıbrıs’taki Türk askeri varlığına karşı. Tek hedefleri ise Rum’la birleşmek.
Ve bu bayram havası devam ederken, Rum silahlanması ile askeri tatbikatları da yoğunlaşarak devam ediyor. Berlin’deki üçlü görüşmeden hemen sonra da Rum tarafı İsrail ile birlikte ortak bir askeri tatbikat yaptı.
Bu arada, Rum Savunma Bakanlığı’nın 2020 bütçesinde Rum silahlanması ile askeri tatbikatlara daha fazla ödenek ayrılması öngörülüyor.
Yani, Rum silahlanması ile askeri tatbikatlar daha da yoğunlaşarak devam edecek.
Rum tarafının, İsrail, Mısır, Fransa ve Yunanistan ve diğerleri ile birlikte gerçekleştirdiği ortak askeri tatbikatları değerlendiren Rum Savunma Bakanı Savvas Angelidis’in söyledikleri de şu;
“Askeri tatbikatlar Rum Milli Muhafız Ordusu’na büyük fayda sağladı ve diğer ülkelerle yapılan ortak tatbikatlar da savaşma yeteneğimizi geliştirdi.”
İşte, burada durup düşünmek gerekir.
Rum tarafının savaşma yeteneği kime karşı gelişiyor?
Hindistan’a, Çin’e veya Uganda’ya karşı mı?
Elbette ki değil.
Rum’un bu savaşma yeteneği KKTC ile Kıbrıs Türk halkına karşı gelişiyor.
Peki, savaşma yeteneğini geliştiren Rum tarafı, Kıbrıs Türkleriyle nasıl bir federasyon kuracak?.
Federasyon isteyen bir taraf muhtemel bir ortağına karşı savaşma yeteneğini neden geliştirsin, neden silahlansın?
Bu sorunun yanıtı çok basit;
Rum tarafı savaşma yeteneğini geliştirecek, Türkiye’nin garantörlüğü kalktığı ve Türk askeri Kıbrıs’tan uzaklaştığı an, bu işi bitirecek.
Nasıl mı?
Bunun yanıtını da Girit faciasına bakarak öğrenebilirsiniz.