Son haftalarda, Güney Kıbrıs’ta bulunan camilerimize yönelik saldırıların tesadüfü veya bilinçsizce yapıldığını düşünürseniz aldanırsınız.
Bu saldırılar geçmişte olduğu gibi bilinçli, organizeli ve belirlenen hedefe yönelik olarak yapılıyor.
Geçmişte de bunun örneklerini çok gördük. Rum Gizli servisi, 1962 yılında Lefkoşa’da bulunan camilerimize bombalı saldırılar düzenlerken, Rum proganda birimleri de “Türkler kendi camilerini bombalıyor” diyerek dünyayı ayağa kaldırıyordu.
Bunlar yapılırken, Rum silahlanması da gizlice devam ediyordu.
Sonuçta, 1963 Aralık ayında Enosis hedefli Rum saldırıları başladı.
Bugün de aynı olayları yeniden yaşıyoruz. Rum tahrikleri devam ederken, Rum silahlanması da sürüyor.
***
Rum silahlanması bugün başlamadı, bunun geçmişi çok eskilere dayanır.
Kıbrıs’taki Rum kiliselerinin depoları 1821 yılında o günlerin silahları ile doldurulurken, hedef Osmanlı yönetimine karşı ayaklanma başlatmak , Kıbrıs’ı ele geçirmek ve Kıbrıs Türklerini yok etmekti. Ayaklanma girişimi öncesinde de Başpiskopos Kiprianu Rum kiliselerine gönderdiği gizli mesajda şöyle diyordu;
“ Yarın sabah çanlar çaldığında Kıbrıs Türklerini kılıçtan geçireceğiz.”
Ama, yapılan bir ihbar sonucu gizli mesaj ele geçirilirken, ayaklanma girişimi de önlendi.
***
Kıbrıs’ı Yunanistan’a katmak isteyen EOKA’nın kuruluşu ile birlikte Rum silahlanması da doruğa tırmandı. Başpiskopos Makarios yönetimindeki EOKA, Yunanistan tarafından silahlandırılırken, kiliselerin depoları yine silah ve mühimmatla doldurulmuştu.
Bu silahlarla da Kıbrıs Türk halkına kan kusturuldu.
***
“Kıbrıs Cumhuriyeti”nin kuruluşu öncesine varılan anlaşmaya göre EOKA ve TMT ellerindeki silahları teslim edecekti.
TMT elindeki silahları teslim ederken, EOKA elindeki kırık ve kullanılamaz durumda olan silahları teslim etti, diğerlerini ise sakladı.
“Kıbrıs Cumhuriyeti”nin kuruluşu ile birlikte EOKA ismini değiştirip EDMA olurken, Rum silahlanması yine devam etti. Rum gençleri Trodos dağlarında ve Yunanistan’daki askeri kamplarda silahlı eğitimden geçirilirken, Rum kiliseleri ile Yunan Alayı’nın depoları yeni silahlarla dolduruldu.
Hedef yine aynıydı; Kıbrıs Türklerini yok etmek.
Enosis hedefli Kanlı Noel saldırılarında bu silahlar kullanılırken, Kıbrıslı Türkler katliamdan geçirildi, Türk köyleri yakılıp, yıkıldı.
1964-1974 döneminde de Rum silahlanması devam etti. Başta Rusya ve Mısır olmak üzere, diğer ülkelerden gelişmiş silahlar satın alındı. Bu silahlar da Kıbrıs Türk halkına karşı kullanıldı.
***
Türkiye’nin gerçekleştirdiği 20 Temmuz Barış Harekatı’ndan sonra da Rum silahlanması yine devam etti.
Rum Yönetimi, dünyanın pek çok ülkesinden en gelişmiş silah sistemleri satın alırken, pek çok ülke ile de askeri anlaşmalar imzaladı.
Fransa , Almanya ve Sırbistan’dan yeni silah sistemleri satın alındı.
***
Rum Yönetimi bir taraftan “müzakerelerin kaldığı yerden başlaması” için girişimlerde bulunurken, diğer tarafta da silahlanmaya devam ediyor.
Peki, Rum tarafı bu kadar silahı ne yapacak, bunları kime karşı kullanacak?
Elbette ki Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye’ye karşı.
Ama, işte bu noktada Kurucu Cumhurbaşkanı Raif R. Denktaş’ın şu açıklamasını hatırlatmakta yarar var;
“Rum tarafının satın aldığı silahlar Kıbrıs Türkü için çok fazla ama Türkiye için çok az”.
Ve, bir de şunu soralım;
Diyelim ki “birleşik Kıbrıs” oluştu, Rum satın aldığı bu silahları ne yapacak?
Bunun da yanıtını siz verin…
GÜNDEM
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.