DOLAR 32,5902 0.34%
EURO 34,7800 0.09%
ALTIN 2.507,120,93
BITCOIN %
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT;  Rum tarafının şartları ve müzakereleri uzatma stratejisi

Aydın AKKURT; Rum tarafının şartları ve müzakereleri uzatma stratejisi

ABONE OL
08 Haziran 2020 07:59
Aydın AKKURT;  Rum tarafının şartları ve müzakereleri uzatma stratejisi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

KKTC’de Ekim ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında müzakere süreci yeniden başlayacak. Bu yönde de perde gerisindeki girişimler yoğunlaşarak devam ediyor. Bu arada Rum tarafının Mustafa Akıncı’nın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesini istediğini de belirtmek gerekir.
Rum tarafı ise Ekim ayından sonra başlaması beklenen müzakere sürecine yönelik olarak da kabul edilemeyecek olan şartlarını yeniden açıklamaya başladı.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis önceki gün yaptığı açıklamada aynen şunları söyledi;
“Türkiye Doğu Akdeniz’de yürütmekte olduğu sondaj faaliyetlerine son vermezse müzakereler başlayamaz.”
Dahası da var;
“Eğer müzakereler başlayacaksa Crans Montana’da kaldığı yerden başlamalı.”
Yani; Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ile Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi Türk tarafınca kabul edilmeli.
Peki, Rum tarafın ileri sürdüğü bu şartların Türk tarafınca kabul edilmesi mümkün mü?
Elbette ki mümkün değil.
Zaten Rum tarafı da bunu biliyor ve müzakere sürecini uzatmak için bu şartları ileri sürüyor.
Şimdi de dönüp geriye bakalım.
Bilmeyenler için “Kıbrıs Cumhuriyeti” Cumhurbaşkanı ve Rum Ortodoks Kilisesi’nin Başpiskoposu Bilmeyenler için Makarios’u kısaca tanıtalım;
Keşişlikten Başpiskoposluğa yükselen Makarios ,enosise yani Kıbrıs’ı Yunanistan’la birleştirmeye yeminliydi. Bunu da hiçbir zaman gizlemedi. Hayatı boyunca bunun için mücadele etti.
Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması siyasi mücadeleyle gerçekleşmeyince, bunu silahlı mücadele ile gerçekleştirmek için kurulan EOKA terör örgütünün başında da Makarios vardı.
1 Nisan 1955 tarihinde kurulan terör örgütü EOKA’nın ilk hedefi İngilizler, daha sonra da Kıbrıslı Türklerdi. Zaten, EOKA’nın dağıttığı ilk bildiride de bu şöyle açıklanmıştı;
“Birinci hedefimiz İngilizleri Kıbrıs’tan atmaktır. Bu hedefe ulaşıldığında sıra Türklere gelecektir. Türk ulusun Kıbrıs’ta uzantısı olan Kıbrıs Türkleri de bu adadan atılacaktır.”
Bu hedef doğrultusunda Kıbrıs Türkleri hedef alındı.
Yüzlerce Türk köyü yakılıp, yıkıldı. Yüzlerce soydaşımız katledildi. Ama ne var ki TMT öncülüğünde verilen mücadele ile Enosis engelledi.

Daha sonra Zürih ve Londra anlaşmaları ile “Kıbrıs Cumhuriyeti” kuruldu. Enosise yeminli Makarios da bu cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı oldu.
Makarios, Zürih ve Londra anlaşmalarını kabul edip, imzaladığı için kendisine yönetilen “Makarios enosis mücadelesinden vazgeçti, Türklerle ortak cumhuriyet kurarak milli davamıza ihanet etti” suçlamalarına karşı şu açıklamayı yapacaktı;
“Ben enosis için ettiğim yemine bağlıyım. Ama siz anlamıyorsunuz. Kıbrıs Cumhuriyeti enosise sıçrama tahtası olacaktır.”
Bir Cumhurbaşkanı olarak bu açıklamayı yapan Makarios, ilk günden Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasında Kıbrıslı Türklere tanınan hakları çiğnemeye başladı. Bu arada Rum gizli örgütlenmesi ile silahlanmasını da organize etti. Kıbrıs Türk halkını imha planı olan AKRİTAS PLANI’nı hazırlayanların başında da Makarios vardı.
Ve günü geldiğinde Kıbrıs Türk halkını yok etmek için saldırılar başladı. 21 Aralık 1963 günü başlayan bu saldırılar 20 temmuz 1974 sabahına kadar devam etti.
Her sabah penceresini açtığında Beşparmak dağlarındaki Türk bayraklarını gören Makarios, bunu hazmedemedi, kahrından ölüp gitti. Ölmeden önce vasiyeti şu oldu;
“Ben size Helenizmin en büyük zaferi olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni miras olarak bırakıyorum. Bu mirasa sahip çıkın, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden asla vazgeçmeyin”.
***
Makarios’un vasiyetine bağlılığını sürdüren Rum liderliği de Rum devletine dönüşen “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni yaşatmak ve korumak için her yolu ve yöntemi kullanıyor.
Zamana oynayan ve “Kıbrıs Cumhuriyeti”nden vazgeçmeyen Rum tarafı da Kıbrıs konusuyla ilgili müzakere sürecini uzatıyor, çözüme yanaşmıyor.
Müzakere sürecini uzatmak ve dinamitlemek için de Rum tarafı sürekli olarak yeni şartlar ileri sürerken, şimdi de “gevşek federasyon” gündeme getiriyor. Tabii ki bunun tartışması da oldukça uzun sürecek. Rum tarafı bunun sonrasında da yeni gündemler oluşturacak ve müzakere sürecini bir 50 yıl daha uzatacak.
Bu nedenle, Türk tarafı Rum’un oyununa gelmemeli ve yeni yol haritasını belirlemeli. Aksi takdirde bir 50 yıl daha müzakere masasında Rum’un esiri oluruz.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.