Federasyon eşit halklar arasında olur. Yani, federasyonun oluşumunda eşitlik esastır. Birisine daha çok, diğerine daha az hak ve yetkiler verilemez. Böyle bir durumda daha az hak ve yetkilere sahip olan halk, diğerinin azınlığı olur.
Kıbrıs’ta da Rum’un istediği federasyon budur. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de bunu şöyle açıklamıştı;
“Kıbrıs Türkleri bizim eşitimiz olamaz, onlar azınlıktır. Azınlıklara da devlet yönetiminde yetki verilemez.”
Hade bakalım, şimdi söyleyin; Rum’un istediği federasyon nasıl bir federasyondur?
Devam edelim.
Rum tarafının, Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmak ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmak için federasyon istediği biliniyor. Rum Yönetimi eski başkanlarından Dimitris Hristofyas da bunu şöyle açıklamıştı;
“Garantileri kaldırmak ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmak için federasyon istiyoruz.”
Ve, şimdi soruyorum;
Eşitliğin, garantilerin ve Türk askerinin olmadığı bir federasyonda Kıbrıs Türklerinin sonu ne olur?
Girit’te yaşananlar ile Kıbrıs’ta 1963-1974 döneminde yaşananlara bakarak bunun yanıtını verebilirsiniz.
***
Rum’un federasyon sevdasının nedenlerini ve amaçlarını yukarıda belirttim.
Peki, bizdeki federasyon sevdalılarına ne demeli?
Bunları anlamak mümkün değil.
Eşitliğin, garantilerin ve Türk askerinin olmadığı bir federasyonu nasıl savunurlar, anlayan varsa bunu izah etsin.
Rumların büyük çoğunluğu Türklerle birlikte yaşamak istemiyor. Rum silahlanması her geçen günle daha da yoğunlaşıyor. Rum “her şeyin sahibi biziz “ diyerek, Kıbrıs Türklerinin haklarını ayaklar altında çiğniyor. Kıbrıs’ın enerji kaynaklarına tek başlarına sahip çıkmaya çalışıyor.
***
Tüm bunların yanısıra Kıbrıs’ta iki ayrı halk var. Bu halklarında kökenleri, dinleri, dilleri farklı. Bir de geçmişte yaşananlar var.
Peki, böyle bir durumda federasyon oluşturmak ve birlikte yaşamak mümkün m?
Elbette ki değil.
Böyle bir durumda yine savaş çıkar, yeni acılar yaşanır.
Ama her nedense bizdeki federasyon sevdalıları bunu anlamak istemiyor.
Peki ama neden?
Bunun da yanıtını siz verin…
News
