DOLAR 32,4948 0.24%
EURO 34,5951 0.27%
ALTIN 2.478,35-0,18
BITCOIN 2038240-5,12%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT;   Sahte Olan Kimdir?

Aydın AKKURT; Sahte Olan Kimdir?

ABONE OL
15 Ocak 2020 10:21
Aydın AKKURT;   Sahte Olan Kimdir?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sosyal medyada Kıbrıs konusu, Rum tarafının ve emperyalist güçlerin tutumuyla ilgili olarak çok dikkat çekici, gerçekçi değerlendirmeler ve yorumlar yer alıyor.
Ben de bunları zaman zaman köşeme taşıyorum. Bugün de köşeme taşıdığım “Sahte Olan Kimdir?” başlıklı yazı da Dr. Orhan Aydeniz’e ait. İşte o yazı;
“Rum yönetiminin 1960’ta Londra Zürih anlaşması uyarınca oluşturulan iki toplumlu yasal ve gerçek Kıbrıs Cumhuriyeti olmadığı inkar edilemeyen bir gerçektir.
Emperyalistlerin güdümünde olduğu bilinen BM ve AB’nin, sırf Türkiye’yi doğu Akdeniz’de etkisiz duruma getirmek amacı ile Rumları temsil eden güneydeki yönetimi, yasal Kıbrıs Cumhuriyeti kabul etmesi, bazılarının dilinden düşürmediği uluslararası hukuka aykırıdır. Rum yönetimi “Sahte Kıbrıs Cumhuriyeti”dir.
Öte yandan ortak olduğumuz Kıbrıs cumhuriyetinden silah zoru ile kovulduğumuz için, kurduğumuz KKTC’ne sahte demek haksızlık ve ayıptır.
Çünkü biz, Rumlar gibi yalan söylemeyip tüm adayı temsil ettiğimizi ileri sürmüyoruz. Devletimizin sadece Türkleri temsil ettiğini ifade ediyoruz.
Devletin tanımına gelince, belirli bir insan topluluğunun, belirli bir toprak parçası üzerinde egemenlik sağlamasıyla oluşan ve hukukî kişiliğe sahip, devamlı bir teşkilâttır. Bu tanıma göre, devlet olmak için üç unsur gerekir:
Ülke denilen bir toprak parçasının olması, toprak parçası üzerinde yaşayan bir insan topluluğunun bulunması, Toprak parçası üzerinde yaşayan insanların o toprak parçası üzerinde egemenliğinin olmasıdır.
Bir tüzel kişilik olarak soyut bir varlık olmakla birlikte, devletin yukarıda sayılan üç unsurundan başka, resmî dil ve bayrak gibi somut sembolleri de vardır.
Ayrıca devlet siyasî bir birlik olduğu için, her şeyden önce devleti kuran ve egemenliği elinde bulunduran insanlar arasında kültürel bir birlik olması gerekir.
Genel olarak bir örgütlenmenin devlet olarak nitelendirilebilmesi için, egemen olmak ve bu egemenliğin diğer devletler tarafından kabul edilmesi veya tanınması önemlidir. Ancak ,‘tanınmak’ şart değildir. Tanınma, sadece uluslararası alanda diğer ülkelerle ilişki kurmak için gereklidir.
İşte bu nedenle, ABD’nin Colorado eyaletinde Kıbrıslı Rumların 2012 yılında açtığı Toumazu davasındaki, mahkeme kararında “ABD tarafından tanınmasa da KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Yargısı ve kurumlarıyla demokratik bir devlettir” tanımı yapıldı.
Tanımayan devletler, söz konusu örgütlenmeyi ‘devlet’ saymadığı için, siyasî veya ekonomik herhangi bir ilişki kurmada muhatap kabul etmez. Ancak bizim bir çok devletle ve uluslararası kuruluşlarla ilişkimiz vardır.
Halen dünyada hiçbir devlet tarafından tanınmamış devletler bulunmasına karşın, devletimiz anavatanımız Türkiye tarafından tanınmaktadır. Bir çok ülkede de devletimizin resmi temsilcilikleri vardır.
Görüldüğü gibi devletimizin varlığı inkar edilemeyen bir gerçektir. Devletimiz Rum ve işbirlikçilerinin ileri sürdüğü gibi, uyduruk, sahte değildir.
Aslında sırf güneydeki yönetimle bir anlaşma yapmak amacı ile sürdürülen müzakereler nedeniyle, şimdiye kadar tanınma talebinde bulunmadık.
Ancak “güneydeki sahte Kıbrıs cumhuriyetinin”, gerçek Kıbrıs cumhuriyeti kabul edilmesi, KKTC’nin ise tanınmaması, çeşitli şekillerde zarara uğratılmamıza sebep olmaktadır.
Zaten yaklaşık yarım asırdan beri “birleşme ve federasyon” zemininde müzakerelerde oyalanmamızın başlıca amacı, devletimizin tanıtılmasını önlemek, Rumların sahip olduğu tanınma avantajı ve ambargolarla bizi çökertmektir.
Halen KKTC yetkililerinin zafiyeti sonucu ülkemizde 5. Kol faaliyetlerinin hızlandırılmasının amacı da, kaleyi içeiden çökertmek, anavatanla aramızı açmak, korumasız kalmamızı sağlamak ve böylece devletimizi yıkmaktır. Bu tezgahın bozulması için, iç saldırılara karşı gereken önlemleri almamız, bundan sonra ucu açık görüşmeye katılmamamız, iki devletli çözümde ısrar etmemiz ve müzakerelerde anlaşma sağlanamaması durumunda, statümüzün ne olacağının peşinen ortaya konulmasını istemeliyiz.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.