Cumhurbaşkanlığı seçimi geride kaldı…
Sonuçlar ortada. Elbette ki bu sonuçları değerlendireceğiz.
Ama bu arada seçim süreci boyuna yaşananları da unutmamak gerekir.
Başta ABD ve AB olmak üzere Rum tarafının seçime dönük müdahaleleri, bunlara hizmet eden sahte “milliyetçileri” ve Truva atlarını…
Bunları ve yaptıklarını unutmak elbette ki mümkün değil. Bunlar yaptıkları ile ne olduklarını ve kimlere hizmet ettiklerini gözler önüne serdiler.
Bunlar “milliyetçilik” arkasına saklanarak her türlü provokatörlüğü yaparken, en adi yalan ve iftiraları da gündeme getirdiler. “Milliyetçi iseniz sandığa gitmeyin” çağrılarına kadar her türlü rezaleti yaptılar. Her türlü oyunun ve tezgahın içinde yer aldılar.
Bunlar, para ve menfaat uğruna ruhlarını şeytana sattılar.
Tabii ki “Truva Atları”nın yaptıkları da unutulamaz. Bunların neler yaptığını Annan Planı ile ilgili referandum sürecinde de görmüştük.
Türkiye’ye yapılan hakaretler, çirkin ve seviyesiz saldırılar, yalan ve uydurma tehdit ve suikast haberleri ve daha neler neler…
Tabii ki bunlar da unutulamaz.

***
Ve seçimin geride kalmasıyla , Kıbrıs Türk halkının önünde yeni bir süreç başladı. Kıbrıs konusuyla ilgili müzakere süreci yeniden başlayacak.
Bu arada Rum tarafının tutumuna ve zihniyetine özet olarak bakalım.
Rum tarafı “müzakere süreci Guterres çerçevesi temelinde Crans Montana’da kaldığı yerden başlamalı” diyor. Peki Guterres çerçevesi neleri içeriyor. Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ile Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesini içeriyor.
KKTC sınırlarına yürüyen Rumlar ise “Maraş bizimdir, sınırlarınız Girne’dedir” sloganları atıyor.
Kıbrıs Türk halkını azınlık gören, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis ise Kıbrıs konusunda planlanan konferanslarla ilgili olarak şunu söylüyor;
“Kıbrıs Türkleri ayrı bir varlık olarak bu konferanslara katılamaz. Ancak, bizim heyetimizde yer alarak bu konferanslara katılabilirler.”
İşte Rum zihniyeti bu ve bu zihniyet asla değişmeyecek.
Bu zihniyete karşı da elbette ki gerekenler yapılacak, Kıbrıs konusunda yeni öneriler ve yeni yol haritaları gündeme gelecek.
***
Ve, görüyoruz ki önümüzdeki günler ulusal Kıbrıs davamız açısından oldukça kritik ve zor bir süreç olacak.
Bunları aşabilmek için de, seçim döneminde yaşananların bir kenara bırakılarak halkın birlik ve bütünlüğünün yeniden sağlanması oldukça önemli.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bunu sağlayacağından da kuşkumuz yok. Zaten Cumhurbaşkanı Tatar da ilk açıklamasında bunun mesajını verdi. Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı.
Dileğimiz odur ki, bu birlik ve beraberlik sağlanır ve dünyanın karşısında tek ses ve tek vücut olarak hareket ederiz.
Ama görüyoruz ki, Kıbrıs Türk halkının birlik ve beraberliğini dinamitlemeye hazır olan provokatörler ve etki ajanları var. İşte, önemli bir görev de bunları deşifre etmek ve etkisiz hale getirmektir. Bir diğer görev ise Anavatan Türkiye’ye dört elle sarılmaktır.
Ve kimse sakın ola unutmasın;
Hepimiz aynı vatanda, aynı devletin çatısı altında yaşıyoruz.
Ya birlikte var olacağız, ya da birlikte başaracağız…