Önümüzdeki Nisan ayında ülkemizde Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Bu seçim, ülkemizin, devletimizin ve bir asırdan bu yana devam eden ulusal davamızın geleceği açısından çok önemli.
Bu seçime yönelik olarak da ülkede saflar belirlenmeye başladı.
Bir tarafta “KKTC’den, devletten, özgürlükten egemenlikten, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden ve Türk askerinden vazgeçilemez” diyenler var, diğer tarafta ise KKTC’ye inanmayanlar ve Türkiye ile Türk askerinin olmayacağı federasyona dayalı birleşik Kıbrıs’ı savunanlar var.
Ve bu saflaşmada sağ partiler ile ulusal güçler büyük çoğunluğu oluşturuyor.
Ama, üzülerek görmekteyiz ki kendilerini “milliyetçi veya ulusalcı” olarak gösteren bazı kişiler ile küçük siyasi oluşumlar, ülkenin, devletin ve halkının kaderini bir kenara bırakarak bu seçimi kendileri için fırsata çevirmeye çalışıyorlar.
Bu kişilerden bazıları, kişisel çıkar ve menfaat elde edebilmek için her türlü tehdit ve şantaja başvuruyor.
Kendilerini sözde “milliyetçi” gösteren bazı dolandırıcılar “kredi isterim, ihale isterim, para isterim, bana bunları vermezseniz ben de seçimde Erhürman veya Akıncı’ya oy veririm” diyebiliyor.
Tabii ki bu kişilerden kimseye bir fayda yok. Bunlar ruhlarını , kişilik ve onurlarını para karşılığında şeytana bile satabilir.
Bize düşen görev ise bunları deşifre etmektir.
Bazı gazetelerin köşe başlarını tutan dolandırıcılar da var.
Bunlarında derdi sadece para.
Her seçimde yaptıkları gibi yine seçim simsarlığına başladılar.
Elbette ki bunları da deşifre edeceğiz.
Korsan haber siteleri üzerinden, yalana ve iftiraya yönelik olarak algı operasyonları ile kara propaganda yürütmeye çalışanlar da var.
Bunların da dini imanı para. Akıllarınca korku salıp, istediklerini elde edecekler.
Ama, bunları da deşifre edeceğiz.
Ve, dikkat ederseniz son günlerde bu dolandırıcılar ile seçim simsarları UBP’yi hedef almış durumda.
Her Allah’ın günü UBP’ye, UBP Genel Başkanı’na ve UBP’li bakanlar ile milletvekillerine yönelik çok çirkin ve seviyesiz bir saldırı kampanyası yürütülüyor.
Ve, ne yazık ki bunları yapanlar da sözde “milliyetçi-ulusalcı” geçinen dolandırıcılar ile seçim simsarları.
Bir de akıllarınca sağ ve ulusalcı kesimi içeriden çökertecekler.
Ama bunlar ateş olsalar cürümleri kadar yer yakamaz.
Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi kişilere çıkar ve menfaat sağlama seçimi değildir. Bu seçim devletin, ülkenin ve halkın geleceğiyle ilgilidir.
Bu nedenle de bir takım siyasi ve kişisel beklentiler bir kenara bırakılıp sağın en güçlü adayının etrafında birleşilmesi gerekir.
Bu seçimin birinci turunda veya ikinci turunda da olabilir.
Hedef ise Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaktır…