Cumhurbaşkanlığı seçimine 3 gün kalırken, içimizdeki bazı çevreler belirlenen strateji doğrultusunda Türkiye’yi “seçime müdahale etmekle” suçlamayı daha da yoğunlaştırdı.
Öyle iddialar gündeme getiriyorlar ki şaşırmamak ve gülmemek elde değil.
Türkiye, Kıbrıs Türk halkını susuz bırakmamak için su hattındaki arızayı tamir ediyor ver su yeniden akıyor. Ama bu “seçime müdahale” olarak gösteriliyor.
Türkiye pandemi hastanesi yapıyor, bunun adı da “seçime müdahale” oluyor.
Türkiye, KKTC ekonomisini ayağa kaldırmak için yardımda bulunuyor, bu da “seçime müdahale” oluyor.
Doğu Akdeniz’de gerginlik tırmanırken, Türkiye KKTC’nin güvenliğini sağlamaya çalışıyor, buna da “seçime müdahale” deniliyor.
Türkiye, KKTC’ye sağlık ekipmanları, ilaç, araç-gereç ve ambulans uçaklarını gönderiyor, yine “seçime müdahale” yaygarası başlıyor.
Kapalı Maraş’ın sahil ve kıyı şeridi ile bazı kamusal alanlar kullanıma açılıyor, bunun adı da “müdahale” oluyor.
Yahu, bunların seçimlerle veya seçime müdahaleyle ne ilgisi var?
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana Kıbrıs Türk halkına yardım etmiyor mu?
“Türkiye seçime müdahale ediyor” diyenlerde biraz utanma ve arlanma olmalı.
Ama bunların niyeti başka;
Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek, Kıbrıs Türk halkını yalnızlaştırmak, KKTC’yi çökertmek.
Tüm bunlar da başka türlü izah edilemez.
***
Ve şimdi de gelelim seçime yönelik müdahalelere.
Rum Yönetimi ile Rum liderliği yaptıkları açıklamalarda “Ersin Tatar’a oy vermeyin” çağrısında bulunuyor.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, “Kuzey Kıbrıs’ta yapılacak seçimde çözüm isteyen bir lider Cumhurbaşkanı seçilmeli” diyor.
Kim işaret ettiği de belli.
Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulis ise “Kuzey Kıbrıs’ta federasyon karşıtı bir lider Cumhurbaşkanı seçilirse müzakerelerin başlaması tehlikeye girer” diyor.
Yani. “Ersin Tatar’a oy vermeyin” çağrısında bulunuyor.
Devam edelim.
Sözde Maraş Belediye Başkanı Simos Yoannu, “Kapalı Maraş’ı Türk yönetiminde açmaya çalışan Ersin Tatar seçimi kazanmamalı” diyor.
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun söylediği ise şu:
“İki ayrı devlete dayalı çözüm şeklini gündeme getiren Ersin Tatar seçilmemeli.”
Peki tüm bunlar nedir, bunlar Kıbrıs Türk halkının iradesine saygısızlık seçime açık bir müdahale değil midir?
Elbette ki öyle.
Ama seçime yönelik bu Rum müdahalesi görmezden geliyor, gizleniyor.
Tümüne de yazıklar olsun…