Annan Planı ile ilgili referandum sürecinde, halkı kutuplara ayırıp, çatıştırmak için her yol, yöntem ve provokasyon kullanıldı.
Yaratılan kaos ve çatışma ortamında da , her türlü söz verilerek, vaatler yapılarak halkın “evet” demesi sağlandı.
Çünkü, bilinçli olarak yaratılan kaos ve çatışma ortamında, halk Annan Planı’nın neler içerdiğini tartışmadı.
Zaten istenilen ve hedeflenen de buydu.
Daha sonraki dönemlerde ve özellikle Kıbrıs konusunun kritik dönemeçlerinde de , bir takım provokasyonlarla halkın kutuplara ayrılması yine sağlandı. Halkın kutuplara ayrılmasıyla birlikte de provokasyanlar ile çatışma ve kaos ortamları yaratıldı.
Kurt “puslu havayı sever” misali, istenler de elde edildi.
Şimdi, seçim sürecine girilmesi ile birlikte provokasyonlar yeniden gündeme gelmeye başladı.
Bunu da kısaca irdeleyelim;
Önümüzdeki 7 Ocak’ta yapılacak olan erken genel seçimde ulusal güçlerin büyük bir farkla sandıktan çıkacağı kesinleşti. Bu yönde de adeta bir toplumsal uzlaşma oluştu.
İşte, bunu engellemek ve halkı kutuplara ayırmak ve çatışma ortamı yaratmak için provokasyonlar birbirini izliyor.
Bu provokasyonları yaratabilmek için de halkımızın kutsal bildiği değerlere sürekli ve sistematik bir şekilde çok çirkin saldırılar yapılıyor.
Bu saldırılarda yalan ve iftiranın yanısıra ahlak dışı haberler de araç olarak kullanılıyor. Günlerce TMT hedef alındı, TMT’ye yönelik çok çirkin saldırılar yapıldı. Şehit Hüseyin Ruso’nun “TMT tarafından öldürüldüğü” yalanı bile söylendi.
Daha sonra sıra Türkiye ile Türk ordusuna geldi. “İşgalci Türkiye, işgalci Türk askeri Kıbrıs’tan” naraları atıldı.
Bunlar da yetmeyince bu kez Anavatan Tü-rkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun şahsında Türk milleti hedef alındı.
Bunun öncülüğünü de sendika ağaları ile Afrika gazetesi yaparken, o çirkin ve ahlaksız karikatür yayınlandı.
İşte burada da olanlar oldu, kutuplaşmalar başladı.
Bir yana çok küçük bir azınlık bu rezilliği savunurken, diğer tarafta büyük çoğunluk buna tepki gösterdi.
Zaten, hedeflenen de buydu, kutuplaşmayı oluşturmak ve derinleştirmek. Bir diğer hedef ise yerlere vuran Afrika gazetesinin satışını çoğaltmak.
***
Şimdi, yapılması gereken ne?
Gösterilen demokratik tepkilere kimse bir şey diyemez. Ama bunların şiddet ve saldırı boyutuna varmaması ve provokasyonlara karşı dikkatli ve uyanık olunması gerekir.
Tabii ki bu arada Başsavcılık da boş durmamalı. Yasal olarak gerekenler yapılmalı.
Çünkü burası ne dağ başıdır, ne de küfür ve hakaret diyarı.
Bu arada provokatörler ile sendika ağaları ve Afrika gazetesi de boş durmayacak. Provokasyonlar peşi sıra devam edecek. Kaos ce çatışma ortamı taratabilmek için her yol ve yöntem kullanılacak.
Bu nedenle her türlü provokasyona karşı dikkatli ve uyanık olmakta yarar var.
GÜNDEM
18 Aralık 2024SPOR
18 Aralık 2024GÜNDEM
18 Aralık 2024SPOR
18 Aralık 2024SPOR
18 Aralık 2024GÜNDEM
18 Aralık 2024GÜNDEM
18 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.