Barış Harekatı,   15 Temmuz  1974 Temmuz darbesini gerçekleştiren Yunan cuntası ve terör örgütü EOKA’ya karşı yapıldı.

Ve, eğer Barış harekatı gerçekleşmemiş olsaydı Kıbrıs Türk  halkının yanısıra Yunan cuntasına karşı olan Rumlar da katliamdan geçirilecekti.

Bunları uzun uzun anlatmaya gerek yok.  Ve, Barış Harekatı’ndan bu yana Kıbrıs’ta  ne bir kurşun atıldı, ne de birinin burnundan  tek bir damla kan geldi.  Barış Harekatı  , Kıbrıs Türklerinin yanısıra, Rumlara da huzur getirdi.

Ama ne var ki, Barış Harekatı’nı  “işgal hareketi” olarak gösterip, Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını ve Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını isteyenler var.

Bunun başını da “Kıbrıs’ı Elen adası” yapmak isteyen  Rum-Yunan ikilisi ile emperyalist güçler çekiyor.  İçimizdeki  işbirlikçileri de  bunlara destek veriyor. Bunlar da ruhunu  parayla şeytana satanlardır.

Ve, Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ve  Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi  sonrasında neler yaşanacağını da tahmin etmek zor değil;

Rum terörü yeniden hortlayacak, bu ada yeniden kan gölünü dönecek.  Kıbrıs Türkleri de bu kan gölünde yok edilecek.

İşte, bunların istediği de bu.

Zeytin Dalı Harekatı da , Türkiye’nin sınırlarını  terör  yuvası haline getiren , bölge halklarına kan kusturan  terör örgütlerine karşı başlatıldı.  Hedef ise, terör örgütlerini yok edip, bölgeye huzur ve barışı getirmek.

Ama , bundan memnun olmayanlar var.

Bunların başında da, kendi çıkarları için  bu teröristleri silahlandıran ve destekleyen  ABD geliyor.

KKTC’de ve Türkiye’de , Zeytin Dalı Barış Harekatı’na karşı çıkıp, çirkin saldırılarda bulunanlar ise ABD’nin oğlanları.

Para uğruna  her türlü rezaleti  ve ahlaksızlığı yapıyorlar.

Türkiye’nin sağladığı huzur ve güven ortamında,  Türkiye’nin gönderdiği paralarla daha da zenginleşen bu oğlanlar,  Türkiye’ye  karşı adı konulmamış  bir savaş yürütüyor.

Bunların da kim oldukları biliniyor.

Ve, bundan sonra  bunlara karşı “demokrasi var” diyerek hoşgörülü davranmaya gerek yok.

Çünkü, bunların demokrasiyle bir alakaları yok.

Bunlar, ajan, muhbir, provokatör  ve ABD ile Rum’un tetikçileri.

Bu nedenle  de bunlara karşı  farklı yöntemler uygulanmalı.

Bunun da vakti gelmiştir.

Tetik çeken parmakları kırılacaktır.