DOLAR 34,5132 0.22%
EURO 36,4535 0.43%
ALTIN 2.867,191,08
BITCOIN 31654220,80%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT yazdı;  Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum Liderliği

Aydın AKKURT yazdı; Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum Liderliği

ABONE OL
30 Kasım 2020 11:59
Aydın AKKURT yazdı;  Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum Liderliği
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rum Ortodoks Kilisesi’nin Başpiskoposu II. Hrisostomos, KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını değerlendirirken şöyle demişti;
“İki devletli çözümü savunan Ersin Tatar’ın seçilmesiyle bundan sonra müzakerelerde işimiz çok zor olacak.”
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ve diğer Rum liderleri de benzer açıklamalarda bulunmuşlardı;
“Bundan sonra işimiz zor.”
Peki, işleri neden zor olacak?
Çünkü, Rum Ortodoks Kilisesi ile Rum liderliği Kıbrıs’ı bir Helen adası, Kıbrıs Türk halkını da azınlık olarak görüyor. Bu nedenle de iki devletli çözüm işlerine gelmez.
Bunun yanısıra “Dinlerarası diyalog ve barış” söylemlerinin arkasına gizlenen Başpiskopos II. Hrisostomos ilee Rum liderliği de “daha çok silahlanalım” çağrıları yapıyor.
Peki, bu silahlanma kime karşı?
Elbette ki Kıbrıs Türkleri ile Türkiye’ye karşı.
Ve, bu silahlanma çağrısını yapanların başını da bir din adamı çekiyor.
Ama, Rum din adamı olan II. Hrisostomos’un yaptığı silahlanma çağrısı Kıbrıs’ta ilk değil.
Rum Ortodoks Kilisesi’nin 1821 yılında Kıbrıs’ta Türklere karşı organize ettiği ay ayaklanmanın başını çeken Başpiskopos Kiprianu, Rum halkına ayaklanma çağrısında bulunurken, şöyle demişti;
“Silahlanın ve çan seslerini duyduğunuzda kılıç, bıçak, balta ve elinize geçirdiğiniz her silahla Türkleri doğrayınız.”
Ama olmadı, bu ayaklanma başarısızlıkla sonuçlandı ve Başpiskopos Kiprianu darağacında can verdi.
Devam edelim.
Kıbrıs İngiltere’ye kiralandıktan sonra, ilk İngiliz valisi 1878 Temmuz ayında Larnaka’ya ayak basarken, kendisini karşılayanlar arasında Başpiskopos II. Kiprianu da vardı. Kiprianu’nun İngiliz valisinden talebi ise şöyleydi;
“Kıbrıs hemen Yunanistan’a iade edilmeli, Kıbrıs ana kucağına kavuşmalı.”

Kıbrıs’ta 1912 yılında Türklere yönelik saldırıları da organize eden yine Rum Ortodoks Kilisesi idi. 1931 Enosis isyanını da yönetenler yine papazlardı.
1951 yılında gerçekleşen “Enosis Plebisiti”nin başını da Rum Ortodoks Kilisesi çekiyordu.
Enosisi silah zoruyla gerçekleştirmeye karar verildiğinde ise, EOKA terör örgütünü kuranların başında Başpiskopos Makarios vardı. Kiliseler de silah ve mühimmat deposu haline getirilmişti.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunu “Enosise sıçrama tahtası olarak” değerlendiren Başpiskopos , Kıbrıs Türklerini imha etmeyi hedefleyen Akritas Planı’nın da hazırlayıcısıydı.

1963 kanlı Noel saldırılarında neler yaşandığını da çok iyi hatırlıyoruz. Elleri silahlı papazlar Rum çetelerine önderlik ederken, Türk köyleri yakılıp yıkılmış, Türkler canlı canlı katliam çukurlarına gömülmüştü.
Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale etme ihtimaline karşı konuşan Başpiskopos Makarios , aynen şöyle diyordu;
“Türkiye Kıbrıs’a müdahale ederse kurtaracak Türk bulamayacak.”
1974 yılının 20 Temmuz sabahında neler yaşandığını da biliyoruz.
Ve özetle belirtmek gerekirse, Rum Ortodoks Kilisesi Rum halkı üzerine büyük bir etkiye ve güce sahip. Başpiskoposlar ise ruhani liderler.
Rum tarafında, Rum Ortodoks Kilisesi’ne karşı çıkabilecek bir tek güç bile yok.
İşte, bundan güç ve cesaret alan Başpiskopos II. Hrisostomos “Kıbrıs sorununun çözüleceğine inanmıyorum” diyerek silahlanma çağrısı yapıyor.
Yani, çözümü müzakere masasında değil, savaşta görüyor.
Akıllarında yatan ise Mora ve Girit strateji…
Ne diyelim?
Başpiskoposlar din adamı değil, Türk düşmanı birer kasap…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.