DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 2075299-1,89%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT;  “Yabancı Askerler Çeklisin mi”  dediniz?

Aydın AKKURT; “Yabancı Askerler Çeklisin mi” dediniz?

ABONE OL
24 Şubat 2020 10:11
Aydın AKKURT;  “Yabancı Askerler Çeklisin mi”  dediniz?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rum silahlanması yoğunlaşarak sürerken, ABD ve Fransız askerlerinin Güney Kıbrıs’a yerleşmesi de devam ediyor.
ABD askerleri Baf ile Ağrotur Üssü’ne, Fransız askerleri ise Limasol bölgesine konuşlanıyor. Ve tüm bunlar “insanı” amaçlı değil.
Tümü de askeri amaçlı.
Günü geldiğinde ise bu askeri varlıkların kime karşı kullanılacağından da kuşkumuz yok.
Ama bu arada Rum-Yunan ikilisi ile emperyalist güçlerin ve içimizdeki işbirlikçilerinde sadece Türk askeri varlığına yönelik olarak yaygarası devam ediyor;
“Tüm yabancı askerler Kıbrıs’tan çekilmeli.”
Bu nedenle de “yabancı askerler çekilmeli” ile “garantiler kaldırılmalı” söylemlerinin perde gerisinde nelerin yattığına bakmak gerekir.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri, Rum-Yunan ikilisinin ana hedefi, Türkiye’nin garantörlüğü ile müdahale hakkının kaldırılmasıdır.
Bu hedefe yönelik olarak da her türlü yol ve yöntem kullanıldı.
Çünkü, Rum-Yunan ikilisi çok iyi biliyor ki; Türkiye’nin garantörlüğü ve müdahale hakkı devam ettiği sürece Kıbrıs’ı ele geçirmek mümkün değil.
Bu haklara sahip olan Türkiye, 1963 yılında buna nasıl seyirci kalmadıysa, 1974 yılında da müdahalede bulunarak Kıbrıs’ın Yunan adasına dönüşmesini önledi.
Bu özet girişten sonra devam edelim;
İngiltere ile Yunanistan da, diğer iki garantör ülkedir. Yunanistan AB üyesi olduğu güne kadar ısrarla garantörlük haklarına sahip çıkmış ve savunmuştur.
İngiltere de , Güney Kıbrıs’ın AB’ye katılım anlaşmasında sahip olduğu üsleri bu anlaşmanın dışında tutmayı başardığı ana kadar garantörlüğünün devamından yanaydı.
Şimdi ise, İngiltere’nin garantör olmasının bir anlamı yok. Çünkü Kıbrıs’ta sahip olduğu üsler ve askeri varlığı her türlü çözüm şeklinde de devam edecek.
İşte bu nedenle de İngiltere “garantörlük hakkının devamından yana değiliz , çözümden sonra garantiler kaldırılmalı” diyor .
AB üyesi olan Yunanistan’ın durumu da aynı. Garanti sistemi kalksa da , Yunanistan ve Güney Kıbrıs, AB çatısı altında her türlü askeri işbirliğine devam edecek.
Türkiye’nin durumu ise çok farklı. Türkiye AB üyesi değil ve AB tarafından “Bir AB üyesi olan Kıbrıs’ta asker bulundurmakla” suçlanıyor ve “Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi” isteniyor.
Buna yönelik olarak da “yabancı askerler Kıbrıs’tan çekilsin” söylemi geliştirilirken, Kıbrıs’ta askeri varlıklarını güvence altına alan İngiltere ile Yunanistan, “garantiler ve müdahale hakları kalksın” diyebiliyor.
Tabii ki bu da Türkiye’ye yönelik yeni bir oyun.
İngiltere ile Yunanistan’ın Kıbrıs’taki askeri varlıkları devam edecek, ama AB üyesi olmayan Türkiye, garantiler ve müdahale hakları kalktığı anda Kıbrıs’tan uzaklaştırılacak.
Buna yönelik olarak da , Yunanistan şu açıklamayı yapmıştı;
“Yunan hükümetinin hedefi müdahale hakları ve üçüncü ülkelerin garantisi olmaksızın Kıbrıs sorununun çözümüdür. Biz garantör ülke olarak böyle haklar istemiyoruz.”
Peki, Yunanistan garantörlük haklarından vazgeçebileceğini neden söylüyor?
Bunun yanıtını yukarıda verdim. Ama bir kez daha anlatayım;
AB üyesi olan Yunanistan için, garantilerin ve müdahale haklarının kalkması önemli değil. Çünkü, AB üyesi olan Yunanistan ile Güney Kıbrıs, AB çatısı altında her türlü askeri işbirliğine devam edecek. Mevcut garanti sistemi kaldırılıp, AB garantör güç olduğunda da , AB üyesi olan Yunanistan bu güç içerisinde etkin şekilde yer alacak.
İşte bütün mesele bu.
Kendilerini açıkgöz sanan İngiltere ile Yunanistan , Türk tarafını “enayi” yerine koymaya çalışıyor.
Ama bu bir kez Girit’te yaşandı, ikincisinin Kıbrıs’ta yaşanmasına izin verilmeyecek.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.