CTP ile AKEL arasındaki ilişkiler çok eskilere dayanır.
Bir ara bazı CTP yöneticileri de AKEL üyesiydi. AKEL’den aldıkları talimatlar doğrultusunda hareket ederlerdi. Birbirlerine de “yoldaş” diyerek seslenirlerdi.
Kıbrıs konusunda da düşünceleri ve savundukları aynıydı. Daha doğrusu, Sovyetler Birliği döneminde, Moskova bunlar üzerinde etkiliydi ve Moskova’nın belirlediği Kıbrıs politikasını savunurlardı. Onlara göre Kıbrıs’ta tek bir halk ve işçi sınıfının da tek bir partisi vardı. O da AKEL’di.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ise Brüksel’e yanaştılar.
Bu arada CTP içerisinde yaşanan tartışmalara da kısaca değinmek gerek. CTP’nin AKEL ile olan ilişkilerinden rahatsız olanlar vardı. Bunların başında da Naci Talat geliyordu. Naci Talat son nefesinde, yakınlarına şöyle demişti;
“CTP’yi AKEL’in kuyruğunda teneke olmaktan kurtarın.”
Ama olmadı.
CTP ile AKEL ilişkileri devam etti. Her iki parti Kıbrıs konusuyla ilgili anlaşmalar ve protokoller imzaladı. “Birleşik Kıbrıs” mücadelesinin başını da bu iki parti çekiyor.
CTP lideri Mehmet Ali Talat, Cumhurbaşkanı seçildiğinde, AKEL ile birlikte Kıbrıs sorununu bitireceklerini sanıyordu. Çünkü o dönemde AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas Rum Yönetimi Başkanıydı. İki “yoldaş” müzakere masasında oturuyordu.
Sonuçta, çok büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Talat, şöyle diyecekti; “AKEL bizi kandırdı, biz bunların böyle olduğunu bilmiyorduk. Çözüm için ne yapayım kendimi asayım mı” diyecekti.
O günlerde Talat’ın Sözcüsü olan Hasan Erçakıca’nın şu açıklaması da oldukça dikkat çekiciydi;
“AKEL, Kıbrıs Türkleri arasında beşinci kol faaliyetlerini yürütmekle görevlidir.”
Ve aradan yıllar geçti.
Yaşananlardan ders alınmamış ki, AKEL-CTP ilişkisi hala daha güçlü şekilde devam ediyor. Bunun herhalde başka nedenleri de olmalı.
CTP yandaşı Niyazi Kızılyürek’in AKEL tarafından Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olarak gösterilmesiyle ilgili tartışmalar devam ederken, bir zamanlar AKEL’de çeşitli görevlerde bulunan ve daha sonra AKEL’den uzaklaştırılan İbrahim Aziz’in bu konuda yaptığı açıklamalar oldukça dikkat çekti.
İbrahim Aziz’in açıklamalarına geleceğim ama önce şunu vurgulamakta yarar var. AKEL listesinden aday gösterilen Niyazi Kızılyürek’in Kıbrıs Türklerini temsil edemeyeceğini herkes bilir. Bu oyuna da kimse gelmez. KKTC Meclisi’ndeki bütün siyasi partiler de e bunu dile getirdi. Kızılyürek olsa olsa ancak AKEL’i temsil edebilir.
İbrahim Aziz’e göre ise AKEL sürekli olarak oy kaybediyor ve AP seçimlerinde daha önce 2 milletvekili kazanan AKEL, bu kez bir milletvekili çıkarabilir. Bu nedenle de AKEL, Kıbrıslı Türklerin oyunu alabilmek için Niyazi Kızılyürek’i aday gösterdi. Kızılyürek’in aday gösterilmesinde CTP’nin de talebi olduğunu belirtti.
Yani, buna göre AP seçimlerinde CTP, AKEL’e oy taşıyacak. Otobüslere doldurulan CTP’liler oy sandıklarına taşınacak. Bunların olup olmayacağını da elbette göreceğiz.
Ama, “Birleşik Kıbrıs” oluşturulmadan CTP ile AKEL birleşmiş durumda. Bir de bunların “Birleşik Kıbrıs’ta” birlikte oy kullandıklarını ve neler olacağını düşünün.
Ne kadar dikkat çekici değil mi?…