Halkımız , Barış Harekatı’nın 44’üncü yıldönümünü  büyük bir coşku ve heyecanla  kutlarken,  siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalar, kurum ve kuruluşlar da açıklamalar yapıyor.

Bu açıklamalarda vurgulanan ise şu;

“Türk askeri ile Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçilemez.”

Diğer tarafta ise kapalı kapılar ardında,  müzakerelerin kaldığı yerden, Guterres belgesi temelinde yeniden başlaması için girişimler sürüyor.  Hedeflenen ise Eylül ayında  müzakerelerin başlatılması.

Bunu gerçekleştirebilmek için de  başta AB ve ABD olmak üzere, emperyalist güçler devrede.  Yabancı diplomatların biri geliyor, diğeri gidiyor.

Ve, Annan Planı yerine, Guterres belgesi dayatılmak isteniyor.

Peki, Guterres belgesinin içeriği ne?

Kısaca özetleyelim;

Guterres belgesi  Türkiye’nin garantörlüğü ile müdahale hakkının kaldırılmasını ve  Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeriyor.  Ana hedef ise,  Türkiye ile Türk askerinin olmayacağı  birleşik Kıbrıs’ı yaratmak.

Yani, 20 Temmuz Barış Harekatı’nın bütün kazanımlarını yok etmek ve ortadan kaldırmak.

***

Müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik girişimler devam ederken,  Cumhurbaşkanı Mustafa akıncı da  önceki gün ve dün  Meclis’te temsil edilen siyasi partilerle  görüştü.

Bu görüşmeden sonra  açıklama yapan UBP,  HP, DP, YDP temsilcileri  ortak bir noktada buluştu.  Yaptıkları açıklamalar ise özetle  şu;

“Türk tarafının  tüm olumlu ve samimi tutumuna rağmen, Rum tarafı anlaşmaya ve çözüm yanaşmıyor.  Türk tarafını bir 50 yıl daha müzakere masasında esir tutmak istiyor.  Bu nedenle artık Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye Kıbrıs konusunda yeni bir yol belirlemeli.”

Ama, ne var ki  TDP’nin görüşü çık farklı.   TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit,  Akıncı ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada Guterres belgesini  ve birleşik Kıbrıs’ı savundu.  “Tek vatandaşlık ve tek uluslararası kimlik” de  istedi.

Durum işte bu noktada.

Bu durumu da izlemeye devam edeceğiz.