DOLAR 32,5906 0.34%
EURO 34,8490 0.31%
ALTIN 2.495,040,44
BITCOIN 21184354,84%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT yazdı;  Barış Pınarı Harekatı ve emperyalizmin  uşakları

Aydın AKKURT yazdı; Barış Pınarı Harekatı ve emperyalizmin uşakları

ABONE OL
11 Ekim 2019 09:01
Aydın AKKURT yazdı;  Barış Pınarı Harekatı ve emperyalizmin  uşakları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlattığı Barış Pınarı Harekatı başarıyla devam ediyor.
Buradaki amaç, başka bir ülkenin topraklarını ele geçirmek değil. Tek amaç Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak ve teröristlerin zulmü altında yaşayan bölge halkına barışı, huzuru ve güvenliği götürmek.
Ama, bir bakıyoruz ki, emperyalist güçler ile Rum-Yunan ikilisi ve bizdeki işbirlikçileri buna karşı çıkıyor.
Barış Harekatı’na dil uzattıkları gibi Barış Pınar Harekatı’na da dil uzatıyorlar.
Bu da oldukça dikkat çekici;
Bizdeki “devrimci” geçinenler, teröre destek veren emperyalist güçlerin yüne kucağına oturdular.
Bu nedenle bunu irdelemek gerekir.
İdeolojileri gereği kendilerini “devrimci” veya “solcu” olarak tanımlayanlar emperyalizme karşı mücadele eder.
Bu, dünyanın her yerinde böyledir ama bizim ülkemizde öyle değil. Bizim ülkemizde “devrimcilik” ve “solculuk” emperyalizmle işbirliği yapmak demektir. Bu nedenle de ülkemizde “işbirlikçi” olarak tanımlanırlar.
Şimdi bazıları “böyle şey olamaz, bunu nereden çıkardınız” diyebilir.
Bu nedenle özet de olsa anlatayım;
Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin dayattığı Annan Planı’na destek verenlerin başında “devrimciler” ile “solcular” geliyordu.
Günümüzde emperyalizmin bir diğer dayatması olan “Guterres Belgesi”ne de destek verenlerin başını yine bunlar çekiyor.
Peki, emperyalizmin dayattığı Annan Planı ile Guterres Belgesi’nin içeriği ne? Bir cümle ile anlatayım; Kıbrıs’a ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına sahip çıkma.
Ve, kendilerini “devrimci” veya “solcu” olarak tanımlayanların buna karşı mücadele etmeleri gerekmez mi?
Elbette ki gerekir ama bizde durum farklı. Bizdeki “devrimciler” ile “solcular” emperyalizmin taşeronluğunu yapıyor.
Bu arada şunu da hatırlatalım;
ABD ve diğer emperyalist güçlerin denetimindeki fonlardan en çok para alanlar da bizdeki “devrimciler” ile “solcular”.
Böyle bir durumda da parayı verenin düdüğünü çalıyorlar.
***
Şimdi de son günlerde yaşanan olaylara bakalım.
Bizdeki “devrimciler” ile “solcular” Türkiye’ye karşı savaş açmış durumda. “Türkiye’nin garantörlüğü kalkmalı, Türk askeri Kıbrıs’tan gitmeli” diyerek avaz avaz bağırıyorlar.
Peki, bunu başka kimler diyor?
Başta ABD olmak üzere, Rum-Yunan ikilisi ve diğer emperyalist güçler. Bu da oldukça dikkat çekici değil mi?
Bizdeki “devrimciler” ile “solcular” son günlerde ayağa kalkmış durumda. “Taksim tehlikesi var, buna karşı mücadele etmeliyiz” derken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “EOKA mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor” açıklamasına karşı sessiz kalıyor.
Bizdeki “devrimciler” ile “solcular” DİSİ milletvekilinin EOKA lideri Grivas’ın heykeli önünde fotoğraf çektirmesine ve “Kıbrıs Helendir” demesine de seyirci ve suskun.
Bu da dikkat çekici değil mi?
Devam edelim;
BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan Fransa, aynı zamanda AB üyesi de.
Peki bu Fransa ne yapıyor?
Kıbrıs’ta ve bölgede askeri varlığını güçlendirmek için Güney Kıbrıs ile askeri anlaşmalar imzalıyor. Güney Kıbrıs ile son imzalanan savunma anlaşmasına göre de Fransa Güney Kıbrıs’ta deniz üssü kuracak.
Peki neden?
Doğu Akdeniz’de ve bölgede emperyalist çıkarları doğrultusunda hakimiyet sağlamak için.
Peki, bizdeki “devrimciler” ile “solcular” buna karşı çıkıyor mu?
Karşı çıkmadıkları gibi destek de veriyorlar.
İşte, bizdeki “devrimciler” ile “solcuların” durumu bu.
Tümü de emperyalizmin uşağı…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.