Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada BM parametrelerine de değinirken şöyle dedi;
“Kıbrıs’ta yarım asrı geride bıraktığımız müzakere sürecinde artık mevcut parametrelerle neticeye varılamayacağının anlaşılması gerekir. Crans Montana’daki görüşmelerinin sona ermesinin ardından bu koşullar altında çözüm için federasyon artık geçerli bir model olamaz, yeni fikirlere ihtiyaç vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Crans Montana görüşmelerinin sona ermesinden sonra BM parametreleriyle ilgili olarak aynı açıklamayı yaparken, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da yaptığı açıklamada “BM parametreleri ile çözüme ulaşılamayacağını” belirtmişti.
BM parametrelerin, Kıbrıs sorununa çözüm getiremeyeceği ve bu parametrelerden vazgeçilmesi gerektiği” gündeme getirilirken, Rum tarafı ise ısrarla bu parametrelere sarılmakta ve bu parametreler zemininde çözüm bulunmasını istemektedir.
Rum tarafının yanısıra eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da BM parametrelerini savunurken, “sorunun BM parametrelerinden değil, Rum tarafının tutumundan kaynaklandığını” ileri sürüyordu.
Ve bugün içimizde hala daha BM parametrelerini savunanlar var.
Bu nedenle BM parametrelerinin ne olduğuna ve nereden kaynaklandığına bakmak gerekir.
Enosis hedefli 1963 Rum saldırılarından sonra, Kıbrıs Türk halkı silah zoruyla eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlanırken, BM Güvenlik Konseyi 4 Mart 1964 tarihinde 186 nolu bir karar alır. Bu karar , Rum devletine dönüştürülen “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni Kıbrıs’ın meşru hükümeti olarak tanır. Ayrıca “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türk halkını da temsil ettiği” de ileri sürülür.
İşte, “BM parametrelerinin” kaynağını bu karar oluşturmaktadır. Bu da adalet ve hakkaniyetten uzak olup, Rum tarafını destekleyen bir karardır.
BM Güvenlik Konseyi’nden bu karar alındığında, o günlerde New York’ta bulunan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş, şu değerlendirmeyi yapmıştı;
“BM Güvenlik Konseyi’nin almış olduğu bu kararla eli kanlı Makarios hükümeti Kıbrıs cumhuriyeti olarak tanındı. Hep birlikte göreceğiz ki, bu kararın arkasına saklanan ve bu kararı kullanacak olan Rum tarafı çözüme gelmeyecektir.”
Öyle de oldu.
Denktaş’ın da dediği gibi, bu kararı “BM parametreleri” olarak kullanan Rum tarafı, hala daha çözümden kaçmaktadır.
Çözümsüzlüğün ana nedeni de budur.
Rum tarafı bu BM parametrelerine dayanarak, Kıbrıs’ın tek hükümeti olarak hareket ederken, Kıbrıs Türk halkını azınlık durumuna düşürmeye çalışmaktadır. Bunu yanısıra, Türkiye’nin garantörlüğü ile müdahale hakkını kaldırmaya , Türk askerini de Kıbrıs’tan uzaklaştırmaya uğraşmaktadır. “Kıbrıs’ın tek hükümeti benim” diyerek Kıbrıs’ın doğal kaynaklarına tek başına el koyma girişimlerini de sürdürmektedir.
Tüm bunları yaparken de dayandığı zemin de BM Güvenlik Konseyi kararıyla oluşturulan BM parametreleridir.
Bugün , Rum tarafı BM parametrelerini kullanarak Kıbrıs’a tek başına sahip çıkmaya çalışırken, Türkiye ile KKTC bu parametrelere karşı çıkmakta ve bu parametrelerle bir yere varılamayacağını söylemektedir.
Ama ne var ki içimizdeki bazı çevreler , bu konuda farklı konuşmakta ve yine BM parametreleri temelinde yeni bir müzakere sürecine kapıyı açık tutmak istemektedir. Bu şekilde de Rum tarafına
destek verilmektedir. .
Bu arada şunu da belirtelim; sorun Rum zihniyetinde değil, bu zihniyetin oluşmasını ve devamını sağlayan BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart, 1964 tarihli kararı ile bu karardan kaynaklanan BM parametreleridir.
Bu nedenle de BM parametreleri ile Kıbrıs’ta çözüme ulaşılamaz.
GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.