Önümüzdeki 11 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak.
Yani yaklaşık olarak 70 gün sonra.
Adaylar da resmi olarak açıklanmasa da, şu anda 7 aday var. UBP’nin adayı Ersin Tatar, bağımsız adaylar Mustafa Akıncı, Kudret Özersay, Serdar Denktaş, CTP’nin adayı Tufan Erhürman, YDP’nin adayı Erhan Arıklı ve MDP’nin adayı Dr. Fuat Türköz Çiner.
Yani sağdan 5 adaya karşılık, soldan 2 aday.
Peki, şimdi şunu soralım;
Cumhurbaşkanının ana görevi ne?
Özetle belirtmek gerekirse Cumhurbaşkanının ana görevi Kıbrıs konusu ile ilgili müzakereleri yürütmek. Yani ana görevi “müzakerecilik”. Hükümet üzerinde, yürütmede ve icraatlar da herhangi bir yetkisi yok.
Müzakereleri yürüten Cumhurbaşkanı, bu halkın geleceğini ve kaderini elinde tutuyor. Müzakere masasından yapılacak bir hata, bu halkın bir asırdan bu yana devam eden mücadelesini de sıfırlayabilir.
Sormaya devam edelim;
UBP, HP, DP, YDP ve MDP’nin Kıbrıs konusu ile ilgili görüşlerinde ve savunduklarında her hangi bir fark veya ayrıcalık var mı?
Herhangi bir fark ve ayrıcalık olmadığı gibi, tümü de Kıbrıs konusunda aynı görüşleri ve aynı çözüm şeklini savunuyor.
Tümü de emperyalist güçler ile Rum-Yunan ikilisinin dayattığı “ federasyon temelinde birleşik Kıbrıs” çözüm şekline karşı. Tümü de iki ayrı devlet temelinde bir çözümü savunuyor.
Tümü de Kıbrıs Türk halkının özgürlüğünü, egemenliğini, siyasi eşitliğini ve Türkiye’nin garantörlüğünün devamını savunuyor.
Kıbrıs konusunda tümünün de hedefi aynı. Tümü de aynı hedefte birleşiyor.
Peki, tümü de Kıbrıs konusunda aynı görüşleri savunduğuna göre, Cumhurbaşkanlığı seçiminde neden bir aday üzerinde anlaşıp, tek adayla seçime katılmıyorlar?
Neden, Cumhurbaşkanlığı seçimi tehlikeye atılıyor?
Kimileri “önemli değil, nasıl olsa seçimin ikinci turu var, ikinci turda birliktelik sağlanabilir” diyor.
Ama kazın ayağı öyle değil.
Birinci turda sağ partiler arasında yaşanacak tartışma, kavga ve gerginlikler ile parti içi hesaplaşmalar ikinci tura olumsuz yansıyabilir.
Bunun örneklerini de geçmişte gördük.
***
Peki, sağ partilerin Cumhurbaşkanlığı seçiminde tek aday üzerinde anlaşmalarını engelleyen nedenler ne?
Bu birlikteliğin oluşumunu sabote eden “etki ajanları” mı var?
Partisel ve kişisel hesaplar ile hesaplaşmalar öne mi çıktı?
Ve özetle belirtmek gerekirse, partisel ve kişisel hesaplar ile beklentiler ve egolar, ulusal davanın önüne geçmiş durumda.
Herkesin beklentisi bir başka.
Bu arada yalan ve iftiralarla fitne-fesat yaratan “etki ajanlarını” da unutmamak gerekir.
Şimdilik bu kadar yazıyorum ve isimleri açıklamıyorum.
Gelişmelere göre de tutum belirleyip, tavır koyacağız.
Çünkü, kimsenin bu halkın ve bu devletin geleceği ve kaderiyle oynamaya hakkı yok…
Bize gelince, bizim herhangi bir beklentimiz ve isteğimiz yok.
Tek isteğimiz, bu halkın ve bu devletin geleceğinin tehlikeye atılmaması…
GÜNDEM
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.