Emlakçılar Birliği’nin kuruluşunda bulundum. Yönetim Kurulu’nda bulunmamın yanısıra basın sözcülüğü görevini de yürüttüm.
İlk başkanımız rahmetli Turan Avni idi. Nurlar içinde uyusun.
O günlerde emlakçılık mesleği ile uğraşanların sayısı azdı. Bugünkü gibi yalan ve dolan yoktu. Müşteriyi kandırmak, kazıklamak da yoktu. Ama bugün öyle değil. Bu mesleği doğru dürüst yapanları ayırıyorum ama, ne kadar işsiz-güçsüz varsa “emlakçı” oldu. Bunlar da her türlü dolandırıcılığı yapıyor. Vergi verdikleri bile yok.
Emlakçılar Birliği’ni kurduğumuz günlerde emlakçılık yasasını çıkarabilmek için çok uğraştık. Amaç emlakçılık yapanları kayıt altına almak, yatırımlarını yapmalarını ve vergi vermelerini sağlamak ile vatandaşları korumaktı.
Daha sonraları Cumhurbaşkanlığı’nda göreve başlamamla birlikte Emlakçılar Birliği’nden ayrıldım.
***
Takip ettiğim kadarıyla da 2007 yılında “ Emlakçıların Kayıt ve İşlemleri Yasası” çıkarıldı. Bu yasaya göre de emlakçıların kaydını yapmak ve izin vermek için İçişleri bakanlığı bünyesinde bir komisyon oluşturuldu. Emlakçılık yapmak isteyenler bu komisyona başvuracak , yıllık izin harcını ödeyecek kaydını yaptıracak ve Lisan Kayıt Belgesi alacaktı. Kayıt yapılmadan, belge ve yıllık izin alınmadan hiç kimse emlakçılık yapamayacaktı.
Oluşturulan geçici komisyon da 6 ay görev yaptı. 2008 yılından itibaren de komisyon oluşturulamadığı için, yasaya göre bütün emlakçılar yasa dışı duruma düştü. Bu durum şimdi de böyledir; Yasaya göre bütün emlakçılar yasa dışıdır.
Bazı kişiler ise Emlakçılar Birliği’ne 5 bin TL ödeyip üye olmakla emlakçılık yapabileceklerini sanıyor. Ama bu, mevcut yasaya göre mümkün değil. Zaten, Girne Kaza Mahkemesi’nin de bu yönde vermiş olduğu karar var.
***
Girne Kaza Mahkemesi’nin söz konusu kararından sonra, 2007 yılında çıkarılan söz konusu yasanın revize edilmesi ve komisyonun yeniden oluşumu gündeme geldi.
İşte bu noktada devreye giren Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, revize edilecek olan yasaya yeni bir madde eklenmesi için harekete geçti.
Yasaya eklenmesi istenilen maddeye göre de 2 ev sahibi olan bir vatandaş 5 yıl içinde bir evini satabilecek. Ama ikinci evini satmak isterse emlakçı bulacak ve o emlakçıya zorunlu olarak yüzde 5 komisyon ödeyecek.
Yüzlerce ev inşa eden bir müteahhit de inşa ettiği evlerden ancak 1 tanesini satabilecek, diğerlerini satmak isterse emlakçıya yüzde 5 komisyon ödeyecek. Ve böyle bir durum dünyanın hiçbir yerine yok.
Emlakçılar Birliği’nin dayatmak istediği bu maddeye ilk karşı çıkan da İnşaat Müteahhitleri Birliği oldu ve bunu “halkın haraca bağlanması ve haksız kazanç” olarak değerlendirdi.
İşte bu noktadan sonra Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur “ inşaat ve emlak sektöründe mafya var, kaçak emlakçılar var, bunları önlemek için yasa bir an önce geçmeli” iddiasını sürekli olarak gündeme getirmeye başladı.
Tabii ki buradaki amaç, söz konusu yasanın bir an önce geçirilmesini sağlamak ve yüzde 5 komisyonu zorunlu hale getirmek için “mafya” iddiaları üzerinden hükümete baskı yapmaktı. İnşaat Müteahhitleri Birliği de yaptığı açıklamalarla bunu deşifre etti.
***
Bu arada telefoniyen beni arayan Hasan Sungur ile pekçok kez konuştum. Kendisine , son yaşanan sahte vekaletname olayları ile inşaat ve emlak sektörünün sıkıntıda olduğunu, yaptığı bu tür açıklamalarla bu sektörlere zarar vermekte olduğunu söyledim. İddia ettiği mafya olayları ile ilgili olarak elinde belge ve bilgi varsa yayınlanmak üzere bana vermesini veya polise gidip şikayetçi olmasını da söyledim.
Ama ne var ki elinde olduğunu iddia ettiği belge ve bilgileri yayınlanmak üzere bana göndermediği gibi, polise de gidip şikayetçi olmadı.
Bunları yapmadığı gibi, “emlak ve inşaat sektöründe mafyalaşma var” iddialarını gündeme getirmeye devam etti.
Hasan Sungur ile yine konuştum. “Mafya ile ilgili isimleri açıkla, polise gidip şikayetçi ol” dedim.
Yine yapmadı.
Bu arada İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, söz konusu yasaya eklenmek istenen madde ile ilgili olarak BRT’de açıklamalarda bulundu.
NACAK gazetesi de Sungur ile Gürcafer’in açıklamalarını yayınladı ve “Hasan Sungur mafya ile ilgili isimleri açıklamalı veya polise gidip şikayetçi” olmalı diye haber yaptı.
Vay sen misin bunu yapan?
Hasan Sungur hemen “NACAK gazetesinde şahsıma yönelik çirkin saldırılar var” diyerek sağa sola mesajlar atmaya başladı.
Kendisini hemen aradım. “Bunun neresinde çirin saldırı var, mafyanın isimlerini açıkla, gerekirse polise git demek ne zamanda beri çirkin saldırı oldu” dedim.
Sustu.
Bu arada devreye giren bir iki sahtekar şahsıma yönelik çirkin saldırılarda bulundu. Bunların kim olduklarını ve neler yaptıklarını da biliyorum.
***
Ama bu iş burada bitmeyecek.
Ben, bugüne kadar mafya geçinenlere karşı çok mücadele ettim. Halkı dolandıran, sattıkları evlerin tapusunu vermeyen, yüzlerce mağdur yaratan Garyy Robb ile Temel Bulut’u deşifre ettim.
Her ikisi de bana karşı, kiralık kalemler kullanarak çok çirkin saldırılarda bulunmuşlardı. Ama sonuç ortada. Her ikisi de halkı dolandırmaktan cezaevine düştü.
Şimdi sırada başkaları var.
***
Geçmişteki “iskan ve puan mafyasını”, rahmetli Hasan Yumuk’un başını nasıl yaktıklarını, binlerce dönüm araziye nasıl sahip olduklarını, “ev satacağız” diyerek yabancıları nasıl dolandırdıklarını teker teker açıklayacağım.
***
Hasan Sungur, “inşaat ve emlak sektöründe mafyalaşma var” diyor ama isimleri açıklamıyor. Çünkü ortada böyle bir şey yok. O’nun derdi yüzde 5 komisyon içeren maddeyi yasaya yerleştirmek.
Ama bizim derdimiz başka.
Biz gerçek ve var olan mafyaların üzerine yürüyeceğiz.