Annan Planı ile ilgili referandum öncesinde, AB, ABD, İngiltere ve diğer emperyalist güçlerin, Kıbrıs Türk halkına “evet” dedirtmek için verdikleri sözleri çok iyi hatırlıyoruz;
“Kıbrıs Türkleri ‘evet’ derse, izolasyonlar ve ambargolar kaldırılacaktı, Kıbrıs Türkleri açıkta ve soğukta bırakılmayacaktı, ekonominin kalkınması için her türlü katkı yapılacaktı, limanlar tanınacak, uçaklar inecek, gemiler gelecekti.”
Dahası da vardı;
“Kıbrıs Türkleri ‘evet’ derse KKTC’nin tanınması için girişimler başlatılacaktı.”
Sonuçta, Kıbrıs Türkleri referandumda ‘evet’ dedi.
Peki ne oldu?
Verilen sözlerin ve yapılan vaatlerin bir teki bile yerine getirilmedi. Bunun yanısıra Kıbrıs Türklerinin yüzüne karşı “siz ‘evet’ demekle devletinizden ve egemenliğinizden vazgeçtiniz” denildi.
Kıbrıs Türkleri açıkta ve soğukta bırakılırken, izolasyonlar ile ambargolar hala daha devam ediyor. AB, izolasyonlar ile ambargoların kaldırılması için herhangi bir girişimde bulunmazken, “katkı” adı altında verdiği üç kuruş para ile Kıbrıs Türk halkının iradesine sahip çıkmaya çalışıyor.
Bu arada, Kıbrıs Türk halkının ulusal değerlerine de çirkin saldırılar yapılıyor.
Bunun ilk örneklerinden birini, 2010 yılında Haspolat’ya gördük.
Haspolat İlkokulu’na “sosyal aktivite çadırı” yapılması için üç kuruşluk katkıda bulunan AB temsilcisi, törende hazır bulunmak üzere Haspolat İlkokulu’na gittiğinde Türkiye ve KKTC bayraklarını görünce azgın bir boğaya döndü.
“Bu bayrakları kaldırmazsanız konuşma yapmam, töreni terk ederim” dedi.
Ve, ne oldu?
Üç kuruş para uğruna Türkiye ve KKTC bayrakları kaldırılırken, AB bayrağı asıldı.
Tabii ki bu olaya tepki büyük oldu. Hükümet ve polis göreve çağrıldı. Sorumluların cezalandırılması istendi. Sonra da bu olay unutuldu ve kapatıldı.
Ve, aradan yıllar geçtikten sonra, bu olayın benzeri geçtiğimiz gün Çamlıbel’de yaşandı. AB’nin katkısıyla hayata geçirilecek olan “yeşil atığın geri döndürülmesi projesi”nin tanıtımı için Çamlıbel’de düzenlenen törene katılan AB temsilcisi, Türkiye ve KKTC bayraklarını görünce, yine azgın boğaya döndü.
“Ben bu bayrakların altında konuşma yapmam, bunları hemen kaldırın” dedi.
Ve, ne kadar acıdır ki, AB temsilcisi istedi diye bayraklar kaldırıldı.
Orada bulunan belediye başkanları ile yetkililerden bir tanesi bile “haddini bil, utanmaz herif, defol” diyemedi.
Tümü de boyun eğdi.
Ve, vatandaşların tepkisi olmasaydı, bu utanç verici olaydan haberimiz bile olmayacaktı.
Vatandaşların tepkisi ve şikayeti sonrasında, polisin bu olayla ilgili olarak soruşturma başlattığı söyleniyor.
Tabii ki yine bir şey olmayacak.
Bu olay da yeni bir rezalete kadar unutulacak.
Sonuçta ise, Türk bayraklarını indirenler, günü geldiğinde AB’nin önünde donlarını indirecek.
Bunu da hep birlikte göreceğiz….