Emperyalist güçler bir ülkeyi ele geçirmek, çökertmek veya istediklerini dayatıp, kabul ettirebilmek için çeşitli yöntemler kullanır.
Bu yöntemler arasında beşinci kol faaliyetleri de başı çeker. Daha sonra ise o ülkenin halkını bölüp parçalamak, birbirine düşürmek için çeşitli provokasyonlar ve algı operasyonları gündeme getirilir. Bunlar da o ülkenin en kritik dönemlerinde yapılır. Sonuçta, o ülke kaosa itilir, gerginlik iyice tırmandırılır ve iç çatışmaya kadar dönüştürülür.
Bizim ülkemizde de yapılmak istenen bu.
Kıbrıs konusunun en kritik aşamasında, bazı yayın organları kullanılarak, büyük bir provokasyon yaratıldı. Bu provokasyon sonucunda da istenmeyen olaylar yaşandı. Rum propagandasının marifetiyle de bu olayalar dünyaya “Kıbrıs Türkleri Türkiye’ye baş kaldırıldı” şeklinde servis edildi.
Bu arada “Türkiyeli-Kıbrıslı” ayırımcılığı ve çatışması yaratmaya yönelik olarak da her türlü yol ve yöntem kullanılırken, tüm ikazlara rağmen bu faaliyetler hala daha devam ediyor.
Dahası da var.
“FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA”
İnsanlarımız, “faşist” ve faşist olmayanlar” denilerek karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor.
Bir milletvekili, Meclis’te yemin töreninde “faşizme karşı omuz omuza” sloganlarını atarak, buna benzin döküyor.
Peki, bu ülkede “faşist” olan kim?
Devletini, halkını sevmek , özgürlüğünü ve egemenliğini korumaya çalışmak faşistlik mi?
Ama, onlara göre öyle.
Peki ya, Türk askeri “faşist” mi?
Onlara göre yine öyle.
Ve, işte bu sloganla iç çatışma yaratmanın yolları açılmak isteniyor.
“İMAM’IN ORDUSU”
Gerginlik, iç çatışma ve Türkiye’ye başkaldırma faaliyetleri devam ederken, bu kez de gündeme “İmam’ın ordusuna karşı direneceğiz” çağrıları yapılıyor.
“İmam’ın ordusu” söyleminin sendika ağaları tarafından kullanıldığını çok gördük. Bu söylemle de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hedef alınıyor.
Bunu da zaten inkar etmiyorlar.
Ve bu çirkin söylem, TDP Genel Başkanı ve Milli Eğitim-Kültür Bakanı Cemal Özyiğit tarafından da Meclis kürsüsünden dile getirildi.
Özyiğit, yaptığı konuşmanın sonunda “papazın ordusuna direndiğimiz gibi, İmam’ın ordusuna karşı da direneceğiz” dedi.
Kendisine, “İmam kim, İmam’ın ordusu kim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mı kast ediyorsun” ” diye sorulduğunda ise yanıt veremedi.
Hükümet ortakları ise “siz yanlış yorumluyorsunuz” diyerek, demagoji yapmaya çalıştı.
Ama kimin kast edildiği ortada.
Ve ne kadar üzüntü vericidir ki, Rum şimdi de bunu kullanacak. “Kıbrıs Türkleri Türkiye’ye karşı direniş başlatacak” haberleri dünyaya servis edilecek.
Tümünün de canı cehenneme diyeceğim ama, beni evlatlarını Kıbrıs’ta şehit veren analar-babalar düşündürüyor.
Bunları duyan, şehit anaları-babaları ne diyecek?
Ve eğer “bunlara lanet olsun, evlatlarımızı bunlar için mi şehit verdik” derlerse, Kıbrıs Türk halkı bu davayı kaybedecek.
Zaten, onları da istedikleri bu…