Koronavirüs salgını dünya ülkelerini yakıp, kavurmaya devam ediyor. Dünyada toplam vaka sayısı ise 27 milyonu geçti.
Ülkeler ve hükümetler bu salgına karşı ellerinden geldiği kadar gereken önlemleri almaya çalışıyor. Bu arada dikkat çekici olan ise şu;
Koronavirüsün pençesinde kıvranan ülkelerde muhalefet partileri hükümetleri yıpratmak için koronavirüsü siyasi malzeme olarak kullanmaya kalkmıyor. Halkı endişe ve korkuya itip, kaos ortamı yaratmaya çalışmıyor. Muhalefet partileri de ellerini taşın altında koyup, hükümetlere yardımcı olmaya çalışıyor.
Ama, biz de öyle değil.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaklaştığı bu dönemde, özellikle “sol” partiler ve “sol” adaylar ile medyadaki tetikçileri koronavirüsü seçim malzemesi olarak kullanıyor.
Seçim ve oy uğruna halk korku ve endişeye itilirken, ülkede kaos ortamı yaratılıyor.
Ve, bu yapılırken, herkesin aynı gemide olduğu unutuluyor.
Peki, koronavirüs ve alınan tedbirler konuşulmayacak mı?
Elbette ki konuşulacak, eleştiriler yapılacak, ama bunlar diğer ülkelerde olduğu gibi yapıcı ve olumlu olmalı.
Ama biz de öyle değil.
Yalan, asparagas ve abartılı haberlerle ülke kaosa sürükleniyor. Korku ve endişe her gün daha da büyütülürken sosyal ve ekonomik yaşam büyük yaralar alıyor.
Bunları yapanların hedefi ise şu; Ülke yansın, kavrulsun, hükümet yıpransın, biz de halkın oyunu alalım.
Ve, bunları yapanların arasında “yağmur duasına” çıkanlar gibi, “koronavirüs duasına” çıkanlar da var. “Yağdır Mevlam koronovirüs, yağdır ki oy alalım” diyenler var.
Bunu yapanların kim olduğu da ortada.
Bu arada sabahlara kadar barlarda, meyhanelerde, cafelerde, kerhanelerde, kumarhanelerde üst üstte eğlenenler, gündüzleri ise koronavirüs tellalığı yapıyor;
“Yandık, bittik, mahvolduk, hükümet hiçbir önlem almıyor.”
Hükümet elbette ki gereken önlemleri alacak, ama sen de kişi olarak gereken önlemleri alacaksın.
İşte bu da biz de yok.
Hükümet eleştiriliyor, devlete ve KKTC’ye hakaretler yağdırılıyor, ama kimse kendisinin ne yaptığına bakmıyor.
Velhasıl kelam koronavirüs seçim malzemesi olarak kullanılıyor.
“Koronavirüs duaları” da her gün devam ediyor.
Vaka sayısı arttıkça da bayram ediyorlar.
İşte, bu yapılanlar ayıptır, günahtır ve halk düşmanlığıdır.