Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıs’ta var olan iki halkın eşit kurucu ortaklığı temelinde kurulmuştu. Ama ne var ki, kendilerini Kıbrıs’ın tek sahibi, Kıbrıs Türklerini ise “misafir” ve “azınlık” gören Kıbrıs Rumları bunu hazmedemedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olan Başpiskopos Makarios, anlaşmaların altındaki imzası daha kurumadan, şöyle diyecekti;
“Kıbrıs Cumhuriyeti Enosise sıçrama tahtası olacaktır.”
Bu hedefe ulaşabilmek için, cumhuriyetin kuruluşundan hemen Enosis hedefli olarak Rum gizli örgütlenmesi ve silahlanmasına yoğunluk verilir. Kıbrıs Türklerini imha planı olan AKRİTAS PLANI hazırlanırken, AKRİTAS TEŞKİLATI da saldırıya hazırdır. Beklenen ise uygun zamanın gelmesidir.
Buna yönelik olarak da, Makarios 30 Kasım 1963 tarihinde 13 maddeden oluşan Anayasa değişiklik önerilerini sunar. Bu önerilerin içerdiği maddeler ise Kıbrıs Türk halkına devlet yönetiminde etkin söz hakkı ve yetki veren maddelerdi. Bu Anayassa değişikliği öenerileri Türkiye ve Kıbrıs Türkleri tarafından kabul edilmediği takdirde, bu öneriler silah zoruyla kabul ettirilecekti. Bu doğrultuda da Bu arada AKRİTAS TEŞKİLATI’na da “saldırıya hazır olun” talimatı verilir.
Bu arada Makarios’ın 13 maddelik Anayasa değişikliği önerilerinin ne olduğuna bakalım;
1-Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkan Muavini’nin Veto haklarının kaldırılması. (Anayasaya göre Başkan ve Yardımcısı Bakanlar Kurulu ve Meclis’in Dış İlişkiler, Savunma ve Güvenlik konularındaki kararlarını veto etme hakkına sahipti).
2-Cumhurbaşkanı yurt dışında iken veya görevlerini yerine getirmeyecek durumda olduğunda, Başkan Yardımcısının ona vekalet etmesi. (Bu aslında göz boyamak için ileri sürülmüştü).
3-Rum Temsilciler Meclisi başkanı yurt dışında, ya da görevlerini yerine getiremeyecek durumda olduğunda, Meclis Başkanlığı görevinin Meclis Başkan yardımcısı tarafından yerine getirilmesi.
4-Meclis Başkanı Rum, Yardımcısı Türk üyelerce ayrı ayrı seçileceklerine, her ikisinin de Meclis Genel Kurulunca seçilmesi. (Bu durumda çoğunlukta Rumlar olduğu için Meclis Başkanı hep Rum olurken, Türk Yardımcı, Rumların istediği bir kişi seçilecekti. Bu Türklerin birliğini bozmaya yönelik bir öneri idi).
5-Bazı yasaların Meclis’te onaylanması için, ayrı çoğunluk şartının aranmaması. (Anayasaya göre vergi, belediyeler ve seçim yasaları için ayrı ayrı çoğunluk gerekirdi. Bu durumda Rumlar herşeyi çoğunluklarına dayanarak istedikleri gibi yapacaklardı).
6-Birleşik Belediyelerin kurulması. (Anayasaya göre beş büyük şehirde ayrı belediyeler kurulacaktı. Bu durumda Belediye Başkanları hep Rum olacaktı).
7-Adaletin dağıtımının birleştirilmesi. (Rum suçlulara Rum, Türk suçlulara da Türk yargıçlar bakıyordu. Bu durumda Türk sanıklar suçsuz olsalar bile Rum yargıcın insafına kalıyorlardı. Bunun bir başka tehlikesi de Rum yargıçlardan alınacak tutuklama ve arama emirleri ile ikide bir Türk evleri ve yerleşim yerlerinin aranması, kişilerin tutuklanıp baskı altına alınması idi).
8-Güvenlik Kuvvetlerinin, polis ve jandarma olarak ikiye ayrılmasına son verilmesi.
9-Güvenlik Kuvvetlerinin sayısının yasa ile belirlenmesi. (Anayasaya göre Cumhurbaşkanı ve yardımcısı sayıyı ortaklaşa olarak azaltıp çoğaltabilirdi).
10-Hükümete ve orduya iki toplumun katılma oranlarının iki toplumun nüfus oranına göre değiştirilmesi.(Bu önerinin kabulü, Kıbrıs Türkleri için yok olmayı kabul etmekti).
11-Amme Hizmeti Komisyonu’nun üye sayısının 10’dan 5’e indirilmesi. (On üyeden üçü Türk’tü).
12-Amme Hizmeti Komisyonu’nun tüm kararları basit çoğunlukla alması. (Bu durumda çoğunlukta olan Rum üyelerin her istediği olacaktı).
13-Rum Cemaat Meclisi’nin yürürlükten kalkması. (Bu öneri de Rumların Cumhuriyet yönetimini bir Rum yönetimi yapmak girişiminin bir sonucuydu).
Beklendiği gibi, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı bu önerilerin kabul edilemeyeceğini açıklar. AKRİTAS PLANI’nda da yer aldığı gibi, “Kıbrıs Türkleri hükümete isyan etti, asiler ezilmelidir” denilerek saldırılar başlar. 21 Aralık 1963 tarihinden 20 Temmuz 1974 tarihine kadar yaşananlar ise çok iyi biliniyor.
Şimdi de günümüze gelelim.
Kıbrıs konusu ile ilgili müzakere sürecinin yeniden başlamasına yönelik girişimler devem ederken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis şöyle demektedir;
“Kıbrıs Türleri azınlıktır, azınlıklara devlet yönetiminde yetki ve söz hakkı verilemez. Azınlık olan Kıbrıs Türklerine veto hakkı verilmesi de kabul edilemez.”
İşte, Anastasiadis’in bu söyledikleri, Makarios’un 30 Kasım 1963 tarihinde sunduğu 13 maddelik anayasa değişikliği önerilerinin esasıdır.
Ve görüldüğü gibi, aradan 55 yıl geçmesine rağmen Rum zihniyetinde en küçük bir değişiklik bile yok.
Ve, bu zihniyetle nasıl anlaşma yapılacak ve çözüme nasıl ulaşılacak?…
GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.