Rum, Enosis hedefli 1963 saldırılarından sonra, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Rum devletine dönüştürdü. Bunu da silah zoruyla yaptı.
Bu arada “Kıbrıslı Türkler cumhuriyete isyan etti, geri dönmek de istemiyorlar” yalanını ileri sürdü.
Tabii ki bu gerçek değildi. Görevlerinin başına dönmek isteyen Kıbrıslı Türk bakanlara ve Temsilciler Meclisi üyelerine “gelebilirsiniz ama can güvenliğiniz yok” denildi. Görevlerinin başına dönmek isteyen Türk memurlar ve çalışanların pekçoğu da yollardan alınarak, katledildi.
BM’nin 9 Mart 1964 kararıyla Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne “devam” denilmesiyle de, Rum devleti olma yolunda daha büyük bir hızla ilerledi.
Türk ve Rum milletvekillerinden oluşan Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi, artık Rum devletinin meclisiydi. Anayasa değiştiriliyor, istenilen her karar alınabiliyordu.
Rum Meclisi’nin aldığı kararlarının tümünü buraya aktarmak mümkün değil ama,Enosis kararlarını aktarmakta yarar var.
Rum Meclisi, 1967 yılında Kıbrıs’ı Yunanistan’la birleştirmek için Enosis kararı aldı. Bu kararın altında da AKEL dahil olmak üzere bütün Rum siyasi partilerinin imzası vardı.
Türk tarafı bu karara tepki gösterirken, BM ve dünya seyirci kaldı. Bir teki bile ortaya çıkıp da “Bu karar Zurih ve Londra antlaşmalarına aykırıdır, geçersizdir” demedi.
1974 yılına da böyle gelindi.
Ve, 1967 yılında alınan bu Enosis kararı hala kaldırılmış değil.
***
Bu arada, müzakereler devam ederken, Rum Meclisi’nin , EnosisPlebisiti’nin Rum okullarında okutulması kararı aldığını gördük.
Silahlanma ve diğer ülkelerle askeri işbirliği anlaşmaları kararları da alınıyor.
Geçtiğimiz günlerde de Rum Meclisi bir karar aldı;
“Bulunacak olan çözüm garantiler ile müdahale haklarının kaldırılmasını ve yabancı askerlerin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içermelidir.”
Buradaki hedef ise; Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmak ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmak.”
Tabii ki bu karar da geçersiz. Çünkü, garantiler ve Kıbrıs’ta Türk askeri varlığı uluslararası anlaşmalara dayanıyor. Rum Meclisi’nin de tek başına böyle bir karar alma hakkı ve yetkisi yok.
Ama, eski strateji ısıtılıp yine önümüze getiriliyor.
Bu da şu;
Dünya, Rum devletine dönüştürülen Kıbrıs Cumhuriyeti’ni hala daha tanıdığı için, bu kullanılıyor. Buna göre de “Kıbrıs Cumhuriyeti” tüm Kıbrıs’ı ve “Kıbrıs halkını” temsil ediyor. Bu “halkın” iradesini temsil eden meclis böyle bir karar aldığına göre de herkes buna saygı duymalı.
Ama, bunu kimse yutmaz, yutmamalı.
Çünkü bugün Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı halk var. Rum devletine dönüştürülen Kıbrıs cumhuriyeti de Kıbrıs Türk halkını temsil edemez.
Buna karşı da gereken tepki elbette gösterilecektir.
***
Ve gelelim esas meseleye.
Yıllardan beri söylüyoruz;
Dünya , Rum devletine dönüştürülen Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımaya devam ettiği sürece, Rum tarafı çözüme gelmez. Bu, dün böyleydi, yarın da böyle olacak.
Ve, gerçekten Kıbrıs’ta bir çözüm isteniyorsa, dünya Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyet’ini tanımaktan vazgeçmelidir.
Aksi takdirde , Rum Meclisi’nin çözüm girişimlerini dinamitleyici, tahrikkar ve gerginliği tırmandırıcı daha pek çok kararına tanık olacağız.
Son söz ise şu;
Rum, işgal ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti’ni çözümü engellemek için kullanıyor. Çözüm isteniyorsa işte bu ortadan kaldırılmalıdır.
GÜNDEM
08 Kasım 2024SPOR
08 Kasım 2024GÜNDEM
08 Kasım 2024SPOR
08 Kasım 2024SPOR
08 Kasım 2024GÜNDEM
08 Kasım 2024GÜNDEM
08 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.