Önümüzdeki yıl yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi oldukça önemli.
Bu makama KKTC’yi, devleti, egemenliği ve özgürlüğü, Türkiye’nin garantörlüğünü savunan ve “Türkiye benim anavatanımdır” diyen birinin getirilmesi gerekiyor.
Çünkü, bu ulusal davamız açısından gerekli.
UBP tabanı ile ulusal güçler de böyle düşünüyor.
Ama UBP içerisindeki “Klik” böyle düşünmüyor.
Çünkü onları başka hesapları var. Her ne kadar “milliyetçi-ulusalcı” görünseler de , Cumhurbaşkanlığı seçimini kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kullanmaya çalışıyorlar. Bunu da geniş şekilde ele alacağız.
Biz bunları geçmişte de görmüştük.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş ile dönemin UBP Genel Başkanı Derviş Eroğlu’nun karşı karşıya getirilmesinin perde gerisinde bunların her türlü provokasyonu ve operasyonları vardı.
Sonuçta, sağ taban ikiye bölündü. Ve bunun sıkıntıları da hala devam ediyor.
Biz bunları Annan Planı ile ilgili referandum sürecinde de görmüştük.
Bunlar “AB ile ABD’ye karşı çıkılamaz, Annan Planı’na karşı çıkmaktan vazgeçelim, hükümette kalmaya devam edelim” diyerek sağ seçmeni pasifize etmeye çalışanlardı.
Sonuçta, diğer faktörlerin yanısıra , bunların gizli yardımıyla da Kıbrıs Türkleri Annan Planı’na “evet” dedi.
Ve, Kıbrıs Türk halkı olarak bu “evet”in yarattığı olumsuzlukların acısını hala daha yaşıyoruz.
Büyük uğraşları sonucu, ulusal güçleri bir araya toplamayı başaran UBP, 2009 yılında yapılan seçimde tek başına iktidara geldi, 2000 yılında da Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı.
Ama, UBP içindeki “Klik” yine boş durmadı.
Dönemin UBP Genel Başkanı ve Başbakan İrsen Küçük’e karşı her türlü operasyon yapıldı, tahrik ve provokasyonlarla da UBP’ye büyük zarar verildi.
Sonuçta, UBP iktidardan uzaklaştırıldı.
Ve, dikkat edilirse UBP’nin çeşitli dönemlerde iktidardan uzaklaştırılmasında bu “Klik”in büyük hizmetleri var.
Bu nedenle de “bu Klik kime hizmet ediyor” diye sormak gerekir.
***
Ama bu arada şunu belirtmekte yarar var;
Bu “Klik” her ne hikmetse, UBP içindeki varlığını her dönemde sürdürmeyi biliyor. Bu arada kılık değiştirmek, duruma göre hareket etmek, her türlü maskeyi kullanmak da bunların en büyük özelliği.
Bunun yanısıra, her dönemde UBP içindeki köşe başlarını tutmak da bunların bir diğer marifeti. En büyük marifetleri ise UBP genel başkanlarını kuşatmak, yalnızlaştırmak, yakınlarını köşe başlarına yerleştirmek. Böylelikle de UBP içerisinde etki ve güç oluşturmayı başarıyorlar. (DEVAM EDECEK)