BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, müzakere süreciyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i gayri resmi bir toplantı için Berlin’e davet etti.
Bu 3’lü görüşme 25 Kasım’da gerçekleşecek.
Gerçekleşecek olan 3’lü görüşmede de referans şartları masaya yatırılacak.
Rum tarafının ısrarla savunduğu ve kabul ettirmeye çalıştığı, referans şartları da şunları;
1- Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Anastasiadis arasında 11 Şubat 2014 tarihinde imzalanan ortak açıklama. İmzalanan bu ortak açıklama birleşik Kıbrıs’ın oluşturulmasını içeriyor.
2- Crans Montana öncesine kadar olan görüş birlikleri. Akıncı’nın sunduğu harita da bunların arasında yer alıyor.
3- Guterres Çerçevesi. Bu çerçeve de Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeriyor.

İşte, Rum tarafının dayattığı ve kabul ettirmeye çalıştığı referans şartları bunlar. Bunlar da kelimenin tam anlamıyla “ya kırk satır, ya kırk katır” anlamına geliyor.
Bu referans şartlarını kabul edip müzakerelere başlamak ta Kıbrıs Türk halkını darağacına götürmektir.
Peki, Akıncı 25 Kasım’da yapılacak olan 3’lü görüşmede Cumhurbaşkanı Akıncı bu referans şartlarını kabul eder ve müzakereler bu esaslar üzerinde yeniden başlarsa ne olacak?

BERLİN DUVARI
3’lü görüşmenin Berlin Duvarı’nın yıkılmasının yıldönümünde yapılacak olması da oldukça dikkat çekici.
Tabii ki bunun da bir geçmişi var.
Rum tarafı ve içimizdeki işbirlikçileri yıllardan beri, Lefkoşa’daki temas hattını Berlin Duvarı’na benzetip, “Son duvar yıkılmalı, Kıbrıs halkı yeniden birleşmesi” propagandasını yapıyor.
Ama bu gerçek değil.
Lefkoşa’daki temas hattı, Rum saldırıları sonucunda oluştu.
Almanya’daki “Berlin Duvarı” ise çok farklı.
Berlin Duvarı, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’yı işgal eden emperyalist güçler, Almanya’yı ikiye böldü. ABD öncülüğündeki güçler Batı Almanya’yı, Sovyetler Birliği ise Doğu Almanya’yı oluşturdu ve kontrol altına aldı.
1961 yılında ise kaçışları önlemek için Berlin Duvarı inşa edildi. Aileler parçalandı. Alman halkının ayağa kalkmasıyla da Berlin Duvarı 1989 yılının Kasım ayında yıkıldı.
Rum tarafı ile içimizdeki işbirlikçileri de Berlin Duvarı’nın yıkılmasını örnek göstererek “Lefkoşa’daki duvarları yıkalım, halkı birleştirelim” diyor.
Ama, buradaki durum farklı.
Almanya da bir tek halk vardı. Duvarın batısında ve doğusunda Almanlar vardı.
Kıbrıs’ta ise iki halk var;
Türk ve Rum halkları.
Bu iki halkın da kökeni, konuştukları dil ve inandıkları din farklı. Akraba veya kardeş de değiller. Ortak bir yanları da yok.
İşte, bunlara dikkat etmek gerekir.