Yeni bir yıla girdik.
Yeni yıl mesajlarında barış ve huzur temennisinde bulunulurken Rum-yunan ikilisinin yayınladıkları yeni yıl mesajları öfke, kin ve “mücadele” çağrıları ile dolu.
Kime karşı mücadele?
Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye’ye karşı.
Mücadelenin amacı ne?
KKTC’yi bitirmek, Kıbrıs Türk halkını azınlık yapmak ve Türkiye’yi Kıbrıs ile Doğu Akdeniz’den uzaklaştırmak.
Bir din adamı olarak barıştan bahsetmesi gereken Başpiskopos II. Hrisostomos, “2029 yılında da çözüm öngörmüyorum” derken, Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını ve Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını istiyor. Türkiye’ye yönelik çok ağır ve çirkin saldırılarda bulunuyor.
Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos da yayınladığı yeni yıl mesajında Başpiskopos II. Hrisostomos’tan geri kalmadı.
“Garantiler kalkmalı, Türk askeri çekişmeli” diyen Pavlopulos’un söyledikleri ise şunlar;
“Kıbrıs Cumhuriyeti, Avrupa Birliği tam üyesi olarak, Türk askeri birlikleri ile üçüncü tarafların modası geçmiş garantilerinin yol açtığı sınırlı bir egemenlikle düşünülemez.”
Şimdi de gelelim Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in yeni yıl mesajına.
Aynen şunları söyledi;
“ Kıbrıs sorununa garantilerden, müdahale hakkından ve Türk askeri varlığından kurtulmuş, bağımsız ve egemen bir devlet kuracak bir çözüm istiyoruz.”
Ve, gördüğünüz gibi Rum-Yunan ikilisi ile Rum Ortodoks Kilisesi’nin söyledikleri ve hedefleri aynı;
“Türkiye’nin garantörlüğü kalksın, Türk askeri Kıbrıs’tan çekilsin.”
Bu hedefe ulaşabilmek için de “mücadele” çağrılarında bulunuyorlar.
Ve, yeni bir yıla daha girerken, Rum-Yunan zihniyetinin değişmediğini ver aynen devam ettiğini görüyoruz.
Önümüzdeki günlerde ise Kıbrıs konusu ile ilgili müzakere sürecinin yeniden başlamasına yönelik girişimler, daha da yoğunlaşacak.
Rum-Yunan ikilisi ile emperyalist güçler ise yeni dayatmalarda bulunmaya hazırlanıyor.
Bu arada Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye , çözüm şekilleriyle ilgili olarak yeni alternatifleri gündeme getiriyor. İki devletli veya konfederasyona dayalı çözüm şekilleri dillendiriliyor. Rum tarafı ile işbirlikçileri ise federasyona dayalı çözüm şeklinde ısrarlı.
Ve, işte dayatılacak olan çözüm şekli de federasyon olacak. Federasyona dayalı çözüm şekli ise Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını ve Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içerecek.
Velhasıl kelam, önümüzdeki günler her türlü tehlikelerle dolu.
Bu arada içeride de siyasal, sosyal ve ekonomik açıdan çok büyük sorunlar bizi bekliyor.
Bunları aşabilmenin tek yolu ise birlik ve beraberliğimizi sağlamak. Siyasi farklılıkları bir kenara bırakarak, birlikte hareket edebilmek.
Bunu başarabilecek miyiz?
Zor ama bekleyip, göreceğiz…