Başta CTP olmak üzere muhalefet partilerinin her seçim döneminde yaptıkları bir yaygara vardı;
“Türkiye seçimlere müdahale ediyor.”
Böyle bir müdahale olmamasına rağmen, CTP ile diğerleri bu yaygara ile dünyayı ayağa kaldırmayı iyi biliyorlardı. Bunlara destek veren emperyalist güçler de aynı teraneyi tekrarlıyordu.
Ve gelelim esas konuya;
Siyasi görüşlerim açısından TKP-Yeni Güçler’e karşıyım. Ama, demokrasi ve siyasi düşünce özgürlüğüne inandığım için, bu partinin siyasi görüşlerine de saygılıyım. TKP-Yeni Güçler’in de, diğer siyasi partiler gibi, bu ülkede seçimlere katılma ve aday gösterme hakkı var.
Bunu da kimse engelleyemez.
Ama, engellemeye kalkanlar var. Bunu yapan da ABD Büyükelçiliği.
TKP-Yeni Güçler’den milletvekili adayı olan biri, ABD Büyükelçiliği’ne çağrılıyor, 5 CIA ajanı tarafından sorgulanıyor ve adaylıktan istifa ettiriliyor.
Ve, ne kadar acıdır ki, demokrasi ile siyasi düşünce özgürlüğü denildiğinde mangalda kül bırakmayanlar, bu müdahaleye, bu baskıya ve bu rezalete seyirci kalıyor.
“Demokrasi kahramanı” geçinen CTP ile TDP’den tıs yok.
Peki neden?
İşte, bunu çok iyi sorgulamak gerekir.
Tabii ki, bu, ABD Büyükelçiliği’nin yaptığı ilk müdahale değil.
Annan Planı ile ilgili referandumda ve 2015 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bunları gördük.
ABD Büyükelçisi “Evet” mitinglerine katılırken, diğer tarafta da oluk oluk para akıtıyordu.
İşte, şimdi de aynısı yapılıyor;
UBP’nin iktidar yürüyüşünü engellemek için her türlü müdahale ile kirli operasyonlar yürütülüyor.
AB’NİN GARANTİSİ
Rum Yönetimi’nin ana hedefi; Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmak ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmaktır.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de bu hedefe ulaşabilmek için , her yolu ve yöntemi kullanıyor. Bunları yaparken de Kıbrıs Türk halkını “enayi” yerine koymaya çalışıyor.
Son yaptığı açıklama ise şöyle;
“Kıbrıs Türkleri için en büyük garanti AB’dir.”
Şimdi, buna yanıt vereceğim ama çok ağır olacak.
Bu nedenle bu adama yanıtı siz verin…
News
