NACAK GAZETESİ- Yunan savaş uçakları Ada’daki Türk mevzilerine saldırıp, Lübnan ile yapılan gizli bir anlaşma uyarınca ikmal için Lübnan’a inecekler ve tekrar Kıbrıs’taki Türk mevzilerini bombalayarak Yunanistan’a geri döneceklerdi.
21 Temmuz Pazar gecesi Yunan 1’nci Komando Taburu’nun 20 Noratlas ve 10 adet C-47 Dakota uçağı ile sözde “Zafer” (Niki) Harekatı’nın başlatılması planlandı. Böylelikle Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu desteklenmiş olacaktı.
20 Temmuz 1974, Cumartesi günü Girne yakınlarında gerçekleşen çıkarma harekâtına katılan birliklerin sağladığı köprübaşının Lefkoşa’daki havadan intikal etmiş olan birliklerle birleşmesi ve Silahlı Kuvvetlerimizin Kıbrıs’ta hâkimiyeti sağlamaya başlaması karşısında hiçbir şey yapamayan Yunan Cuntası, nihayet hem Kıbrıs’ta çarpışan birliklere moral vermek hem de kendi kamuoyuna karşı bir şeyler yapıyor gözükmek için tam teçhizatlı bir komando taburunu Kıbrıs’a hava yoluyla indirmeye karar verdi.
Önce böyle bir birliğin Yunan Hava Yolları uçağı ile Lefkoşa Hava Alanı’na sevk edilmesi düşünüldüyse de sonradan bundan vazgeçilmişti. Ancak Silahlı Kuvvetlerin alt kademesinden gelen baskılar sonucu nihayet 21 Temmuz Pazar gecesi Yunan 1 nci Komando Taburu’nun 20 Noratlas ve 10 adet C-47 Dakota uçağı ile sözde “Zafer” (Niki) Harekatı’nın başlatılması planlandı. Böylelikle Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu desteklenmiş olacaktı.
354 ncü “Pegasus” nakliye filosuna ait bu uçaklar, alçak irtifada tam bir haberleşme sessizliği içinde uçarak Lefkoşa Havaalanına indirilecekti. Bu uçakların hava güvenliğinin eskort olarak Iraklion Hava Üssü’nde konuşlandırılmış olan F-102 Delta av önleme uçaklarınca sağlanması planlandıysa da sonradan bundan vazgeçildi.
Harekâtın gizliliğinin sağlanmasına ve Yunan Ordusu’nun verdiği aktif desteğin maskelenmesine gösterilen özen çerçevesinde her beş dakikada bir uçak daha önce intikal ettikleri 115 nci Savaş Grubuna ait Girit’teki Suda üssünden kalkacaktı. Bu nakliye uçakları radyo haberleşmesi kullanmama kuralının yanı sıra asgari ışık kullanma ve birbirlerini görmeyecek aralıklarla uçma emirlerini almışlardı. Gece yarısından önce kalkarak karanlıkta uçup gün aydınlanmadan Lefkoşa’ya varmayı ve yüklerini yine karanlıkta indirmeyi planlıyorlardı.
RUMLAR KENDİ UÇAKLARINI VURUYOR
İlk gün 22:30’da başlayan operasyona ilk beş Noratlas uçağı tam olarak uydu ve 5’er dakika ara ile havalandılar. Sonrasında ise muhtemelen uçuş ekiplerinin bir kısmında gözüken korku nedeniyle uçakların havalanmasında aksamalar başladı.
Sıra 10 ncu uçağa geldiği zaman aksamaların planı bozacağı endişesiyle 20 Noratlas’dan son 5’ine ve 10 adet C-47 Dakota’ya operasyona katılmaktan vazgeçmeleri emri verildi. Komando ve teçhizat yüklü 15 Noratlas nakliye uçağı üslerinden kalkıp Hanya üzerinden geçerek Akdeniz’in Doğusu’na yol almaya başladılar. Türk radarlarına yakalanmamak için 100-200 m. irtifada uçuyorlardı. Bu arada 13’ncü uçak, yolunu kaybettiğini bildirerek Rodos’a indi. Uçaklar önce Güney Doğu’ya 34° Kuzey ve 27° Doğu istikametine ve bu noktadan sonra doğuya Kıbrıs’a yöneldiler. Ada yakınlarına gelince radarlara yakalanmamak için irtifalarını bir miktar daha azalttılar. Yaklaşık olarak iki saat süren uçuş sonrası, 22 Temmuz Pazartesi günü sabaha karşı saat 02:00 civarında peyderpey inişe hazırlandılar. Uçuş öncesi verilen brifingde Lefkoşa Havaalanı’nı kontrol eden Rum güçlerinin harekâttan haberdar oldukları ve ateş açmayacakları bildirilmişti. Sonradan olayların başka şekilde gelişmesi üzerine bu konuda Yunan ve Rum yetkililer arasında, emirlerin kime, nasıl ne zaman verildiği ve kimler tarafından alındığı hususunda görüş ayrılığı ve anlaşmazlık çıkacak ve konu çok tartışılacaktı.
ATIŞ BAŞLIYOR
İlk Noratlas inişe geçtiği zaman Türk uçaklarının bir harekât başlattığını zanneden Rumlar kendi uçaklarına ciddi bir uçaksavar baraj ateşi açtılar. “Bir”, “İki” ve “Üç” numaralı uçaklar ilk anda, Rumların uçakların yaklaştığını fark edememeleri nedeniyle nispeten sıkıntısız yaklaşıp inişi başardılar. Pilot Panagopoulos Vasilos yönetimindeki 52-133 seri numaralı “Dört” numaralı uçak havaalanı pistine iki kilometre kala yerden açılan ateş sonucu yanarak düştü. Uçak mürettebatından kumandan pilot dâhil 4 havacı personel ve 1nci Komando Taburundan Üsteğmen Tsamkiranis Dimitros dâhil 27 asker kendi dost ateşleri sonucu öldü.
52-139 seri numaralı “Yedi”nci uçak yine açılan uçaksavar ateşi sonucu ağır isabet aldı. İçindeki iki komando öldü, 11 komando ise yaralandı. Bu uçak uğradığı hasar sonucu Ordumuzun eline geçmesin ve Yunan operasyonu ortaya çıkmasın diye Rumlar tarafından sonradan tamamen imha edildi.
53-234 seri no.lu “Beşinci” ve 52-144 no.lu “Sekizinci” uçaklar almış oldukları ateş sonucu dönüş yolunda Rodos’a indiler. 52-143 no.lu “On ikinci” ve 53-207 no.lu “Üçüncü” uçaklar da aldıkları hasar nedeniyle ve havaalanını kuşatmış olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eline geçmesin diye yine Rumlarca imha edildi. Kıbrıs’a yaklaşmakta olan 52-132 no.lu “On dördüncü” Noratlas ise yerden açılmış uçaksavar ateşini görünce havanın aydınlandığını bahane ederek geri döndü.
4 UÇAK KAYBI, 30 ÖLÜ!
Yunanlıların çok önem verdikleri ve toplam 30 kadar nakliye uçağı ile Türk Ordusu’na karşı planladıkları bu harekât böylece 4 uçak kaybı ve 33 askerin ölümü ile son buldu. Ancak 13 uçak ile erişebildikleri Lefkoşa Havaalanında tam bir kontrol sağlamada başarılı olamadılar. 30 uçaktan ancak 13’ünün hedefe ulaşması ve verdikleri kayıpların yanı sıra, harekâtı uygulamadaki hava-kara-deniz işbirliği eksikliği ve 30 uçağı tam bir kararlılıkla göndermeye cesaret edememelerinin ayrıntıları da Yunan Ordusu’nun kararsız, koordinasyonsuz ve plansız durumunu aydınlatması açısından önemlidir. Çünkü bu operasyondan iki gün önce harekatın 96 kadar F-84 uçağı ile desteklenmesi kararı alınmış ve uçaklar öncelikle bu amaç için Suda ve Kasteli’deki hava üslerinde konuşlandırılmış ise de Kıbrıs’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ezici üstünlüğü ve kararlı tutumu karşısında ve gelişmelerin ışığında sonradan Yunan Ordusu buna cesaret edememiştir.
Bu bağlamda 338 nci Mira filosuna bağlı bu uçakların Ada’daki Türk mevzilerine saldırıp, Lübnan ile yapıldığı iddia edilen gizli bir anlaşma uyarınca ikmal için Lübnan’a inmelerinin ve sonradan tekrar Kıbrıs’ta Türk mevzilerini bombalayarak Yunanistan’a geri dönmelerinin de planlanmış olması ayrıca değinilmesi gereken önemli bir husustur. 22 Temmuz sabahı saat 05:10’da başlatılması gereken bu harekat, Türkiye’ye karşı yapacakları hiçbir şey kalmadığını anlayan Yunan Silahlı Kuvvetleri’nce iptal edilmiştir. Yine Yunanlı subayların yönetimindeki Rum Milli Muhafızları’nın yoğun bir şekilde yaklaşan uçaklara uçaksavar ateşi açmış olmasına karşın isabet ettirmedeki başarısızlıkları ortadadır.
Bu başarısız harekatta, katılmış olan uçaklardan 13’ncü uçak, yolda Rodos’a yanlışlıkla inmiş ve Kıbrıs’a ulaşmamış, 4’ncü uçak Lefkoşa’da piste ulaşamadan dost ateşiyle düşürülmüş, yerden yoğun ateş açıldığını duyan 14’ncü uçak ise havanın aydınlandığını bahane ederek Kıbrıs’a hiç yaklaşmadan geri dönmüştür. Kıbrıs semalarına yaklaşan ve Rumların kendi uçaklarına açtığı ateş sonucu hemen hepsi isabet alıp sonradan Girit’e geri dönen toplam 12 uçaktan 3’ünün (3 ncü, 7 nci ve 12 nci uçaklar) de yerde yine Rumların kendi ateşi sonucu imha edilmesiyle Yunanlılar bu operasyondan 4 Noratlas kaybetmiş oldular.
GÜNDEM
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.