DOLAR 32,5809 0.08%
EURO 34,9277 0.1%
ALTIN 2.436,410,28
BITCOIN 21768540,60%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Basında ilk kez…   Denktaş’ın TMT anıları (5)

Basında ilk kez… Denktaş’ın TMT anıları (5)

ABONE OL
24 Ekim 2017 20:53
Basında ilk kez…   Denktaş’ın TMT anıları (5)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’de TMT konusunda bu gelişmeler yaşanırken, Rum-Yunan ikilisi ile İngiltere arasında Kıbrıs konusuyla ilgili gizli pazarlıklar da devam ediyordu. Diğer tarafta ise EOKA’nın Türklere yönelik saldırıları da her geçen günle daha da yoğunlaşıyordu.
Bu arada, EOKA yeni yöntemlere de başvurmaya başlamıştı. Lakadamya köyünde duvarlara “VOLKAN” sloganları yazan EOKA’cılar bunu gerekçe göstererek Lakadamya Türklerine saldırmışlardı. Bu durumu değerlendirdik ve 4 Ocak, 1958 tarihli Halkın Sesi gazetesinde şu haberi yayınlattık;
“ VOLKAN’ın zaten feshedilmiş olduğunu, yerine başka bir gizli Türk yeraltı teşkilatının (TMT) kurulmuş olduğunu duyuran bildirilerin dağıtıldığını ve bu nedenle VOLKAN kelimesinin Türkler tarafından yazılmadığını bildiririz.”
Dillirga köylerini dolaşan EOKA’cılar da , Türklerden tutuklu bulunan EOKA’cılar için para ve imza toplamaya başlamışlardı.
Bu gelişmeler oldukça tehlikeliydi, gelişmeleri değerlendirdik ve 7 Ocak 1958 tarihinde TMT imzalı şu bildiriyi tüm köylerde dağıttık;
TÜRK KÖYLÜLERİ DİKKATLİ OLUNUZ
Türklerle Rumların Kıbrıs’ta geçinemeyecekleri tezini baltalamak ihtiyacını hisseden açıkgöz Rumlar bin bir dereden su getirerek Türk köylülerine evrak imzalatmakta, dolayısıyla Türklerle Rumların dost olduklarını ispat yolunu tutmaktadırlar. Aşağı Lakadamya’da baskı kullanarak yapmaya çalıştıkları oyunun iç yüzünü meydana vurduktan sonra, şimdi Dillirga köylerinde Rum mevkufların müdafaasını sağlamak maksadıyla iane toplamaya başlamışlardır. Bu iane listesinde yazılı olan nedir, kimse bilmiyor. Bu listeyi Türk köylerine getiren Rumlar, yarı rica, yarı tehdit şeklinde Türklerin ianede bulunmasını istiyorlar.
Uyanık vatandaşlarımız bu hileyi vaktinde görmüşler ve hiçbir surette evrak imzalamayacaklarını ve zengin kilisenin Rum maznunlar için istediği avukatı tutacak durumda olduğunu kendilerine hatırlatmışlardır.
Dillirga Türklerini bu uyanıklıklarından dolayı tebrik eder, bundan böyle de gözlerini dört açıp, Rum entrikalarına kurban olmamalarını tavsiye ederiz. Unutmayınız ki Türklerin acı gününde bizi görmeyenlerin birdenbire bizlere yaklaşmak yolunu tutmaları, hileden başka bir şey değildir.”
GRİVAS’IN MESAJI
Londra’dan gelen haberlere göre , Kıbrıs konusunda Rum-Yunan ikilisi İngiliz hükümeti ile anlaşmak üzeredir. EOKA lideri Grivas ise Atina’ya gönderdiği mesajında “daha çok silah istediğini” bildirmektedir.
Bu tehlikeli gelişmeler karşısında gereken tedbirleri almak zorundaydık. Kıbrıs Türk Kurumları federasyonu olarak Köy gezilerine ve TMT’nin örgütlenme çalışmalarına hız verdik.
“HALKIN HÜKÜMETİ”
Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman bu kadar sıkı bağlarla birbirine bağlı olarak görmemiştim. Halk tamamıyla uyanıktı. Etrafında olup bitenlerden haberdardı ve bir an evvel yükselmek ve her sahada hürriyetine kavuşmak için acele etmekteydi.
Federasyon adına toplanan malzeme ile n giyecek eşyasını köylere dağıtıyoruz. Fakirlere para yardımı, ipotekti evlerin kurtulması için faizsiz kredi veriyoruz. Kısa bir zaman içinde federasyon Başkanlığı ‘Halkın Hükümeti’ haline gelmiş gibi.
“ÇETİNKAYA VE SÖNMEZ”
Gönüllü bir kadro canla başla çalışıyor. 1958 yılının ne getireceği belli değil. Köylerdeki teşkilatlanmaya hız verdik.
Lefkoşa’da Çetinkaya Türk Birliği, Sönmez Spor ve Yeşilada spor kulüpleri TMT’nin en önemli merkezlerini oluştururken, Kemal Şemi “Kara Yusuf” adıyla çağrılan Beden ve İzcilik öğretmeni Yusuf Salih ve İsmail Sadıkoğlu TMT örgütlenmesini yürütüyordu.
Mağusa’da Niyazi Manyera, “Komutan” adıyla anılan Raşit Büyükoğlu , Larnaka’da Dr. Orhan Müderrisoğlu, Baf’ta Halit Kazım büyük bir fedakarlık ve özveriyle çalışıyorlardı.
27-28 OCAK
Kıbrıs konusunun da ele alınacağı Bağdat Paktı Konseyi Bakanlar Toplantısı, Ankaraa’da yapılacaktı. İngiliz Dışişleri bakanı Selwyn Lloyd, 25 Ocak 1958 günü Ankara’ya varır ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşür. Basın mensuplarının “Sewyn Lloyd, Kıbrıs konusunda yeni bir plan sundu mu?” sorusunu yanıtlayan Zorlu’nun söyledikleri de haber ajansları tarafından şu şekilde duyurulur;
“Dışişleri Bakanı Fatin rüştü Zorlu, Kıbrıs mevzuunda İngiltere ile Türkiye arasında hiçbir zaman fikir ayrılığı olmadığını söylemiş ve şimdiye kadar yapılmış olan müzakerelerde daima görüş birliği olduğunu ve İngiltere’nin Türkiye ile fikir teatisinde bulunmadan hiçbir karar almadığını belirtmiştir. İngiltere Müstemlekeler Bakanı allan Lennox Boyd’un daha evvel yapmış olduğu bir beyanatta da taksim fikrinin kabul edilmiş olduğuna işaret etmiştir. Konuşmasına devam eden Zorlu, Kıbrıs mevzuunda atılacak her adım için iki devletin birbiri ile fikir teatisinde bulunduklarını söylemiştir.”
Zorlu’nun açıklamaları 26 Ocak akşamüzeri Lefkoşa’ya ulaştığında, BOZKURT gazetesi tarafından yalnız yorumlanıp “İngiltere taksimi kabul etti” şeklinde değerlendirilir ve ertesi gün yayınlanacak olan BOZKURT gazetesinin manşeti şu şekilde hazırlanır; “Zorlu’nun Çok Mühim Beyantı: İngiltere Taksimi Kabul Etti”
Halbuki , Zorlu’nun basın toplantısında söyledikleri, 19 Aralık 1956’da parlamentoda yapılan taksimle ilgili bir konuşmaya dayanıyordu. BOZKURT gazetesinin manşeti ise sanki; Taksim şimdi görüşülüp, kabul edildi izlenimini vermekteydi.
BOZKURT gazetesinin hazırladığı manşetin duyulması üzerine , 26 Ocak akşamı Lefkoşa’da sevinç gösterileri yapılır ve bu gösteriler sabahın erken saatlerine kadar devam eder. 27 Ocak günü de Lefkoşa, Mağusa ve Baf’ta da gösteriler yapılır. Lefkoşa’daki gösterilere İngiliz polisi ve askerlerinin acımasızca saldırmaları üzerine, çatışmalar yaşanır. İngiliz askeri aracının çiğnediği Mehmet Ahmet ile Şerife Mehmet kaldırıldıkları hastanede can verir. 28 Ocak günü ise Lefkoşa ve Mağusa’da çok büyük gösteriler yapılır. Lefkoşa’da 20 yaşındaki Mustafa Ahmet, 19 Yaşındaki İbrahim Ali, 20 yaşındaki Sermet ali Kanat, Mağusa’da ise 33 yaşındaki Fuat Yusuf ile 28 yaşındaki Safa Muharrem, İngiliz askerlerinin kurşunlarıyla can verir.
Haklımızın ulusal mücadelesinde önemli bir dönemeci oluşturan 27-28 Ocak direnişi, dünyaya “Kıbrıs’ta Türkler de vardır” mesajını vermişti. Bu direniş TMT’nin organizesi değildi.
27-28 Ocak olaylarında yedi soydaşımın İngilizler tarafından öldürülmesi, yüzlerce kişinin yaralanması, tutuklanması ve Türk bayraklarına el konulması halkımız arasında büyük bir öfke yaratmıştı. Son gelişmeleri değerlendirme üzere toplanan TMT Merkez Komştesi bir bildiri yayınlayarak , halkı İngiliz Sömürge Yönetimi’ne karşı “pasif mücadeleye”, Türk muhtarı da istifaya çağırır. O günlerde Türkiye’de yayınlanan DÜNYA gazetesinde TMT’nin dağıttığı bu bildiriye şu şekilde yer vermişti;
“Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı bugün bir beyanname dağıtarak ada Türklerini İngilizlere karşı pasif mücadeleye davet etmiştir. Beyannamede, son hadiselerin, İngilizlerin de Yunanlılar gibi Türklere düşman olduğunu belirttiği ve Türk cemaatinin zalim İngiliz hakimiyeti altında yaşamaya artık tahammülü kalmadığı belirtilerek, adanın derhal taksimi istenmektedir. Beyannamede ayrıca Türkler, İngilizlerle bundan böyle işbirliği yapmamaya, Türk muhtarlarını derhal istifa etmeye, İngilizlere karşı soğuk davranmaya ve onları köylerinde misafir etmemeye davet olunmaktadır. İngilizlerin son hunharca hareketlerinden bu yana halen adada gergin bir hava sürmektedir. Bu beyannamelerde ayrıca Türklerin bundan böyle hükümet kontrolündeki Kıbrıs Radyosu’nu, Yunan menfaatlerine hizmet ettiği için dinlememeleri istenmiştir.”
Kandu muhtarı Hüseyin Kandulu, TMT’nin çağrısına uyarak istifa ederken, onu diğer Türk muhtarlar da izler. Pasif mücadelenin bir vdiğer yöntemi olarak da , Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, İngşiliz Dışişleri Bakanı Selwyn Lloyd, Amerikan Dışişleri Bakanı Foster Dulles, Vali Sir Hugh Foot ve gazetelere yüzlerce telgraf gönderilir. Türk muhtarların istifası ve gönderilen telgraflar TMT’nin halk arasında etkinliğinin artmaya başladığını da gösteriyordu.
TMT öncülüğünde İngiliz Sömürge Yönetimi’ne karşı başlatılan pasif mukavemet ve Türk muhtarların istifası Vali Foot’u şaşkınlığa uğratmıştı. Bu nedenle de 1 Şubat 1958 akşamı Vilayet Konağında , komiserlerle bir toplantı düzenlenir. Bu toplantıda, TMT öncülüğünde başlatılan pasif mukavemet eylemleri , Türk muhtarların istifaları ve TMT’ye kar şı alınması gereken önlemler değerlendirilir.
Abkara’da bulunan Dr. Küçük, 4 Şubat günü Kıbrıs’a döner ve basın toplantısı düzenler. OBSERVER ve GUARDİAN muhabirlerinin sorduğu sorular ve Dr. Küçük’ün verdiği yanıtlar şöyledir;
GUARDİAN: Partiniz pasif mukavemeti destekler mi?
Dr. Küçük: Bu sualinize şimdilik cevap vermeyeceğim.
OBSERVER: Türk Mukavemet Teşkilatı ile partiniz arasında bir bağ var mı?
Dr. Küçük: Biz siyasi bir partiyiz, programımız aşikardır. Biz gizli bir teşkilat değiliz. Türk Mukavemet Teşkilatı’na mensup olanlarında kimler olduklarını bilmiyoruz.
Bu arada , İngiltere’nin en büyük gazetelerinden biri olan EVENİNG NEWS gazetesinde de , dşkat çekici şu haber yayınlanır;
“Kıbrıs’ta Rum ve Türk gizli teşkilatları arasında sivil bir harp çıkması ihtimalinin çok kuvvetli olduğu şeklinde merkezi hükümete bazı ihbarlar yapılmıştı.”
İşte bu haber bizi oldukça endişelendirmişti. (DEVAM EDECEK)

En az 10 karakter gerekli
Tüm Yorumlar (1)
  • Szpiegowskie Telefonu

    Najczęstszymi przyczynami niewierności między parami są niewierność i brak zaufania. W czasach bez telefonów komórkowych i Internetu kwestie nieufności i nielojalności były mniejszym problemem niż obecnie.

    Yanıtla
    +0
    -0


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.