Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Yılmaz Bora, yaptığı açıklamada  TMT’nin efsanevi komutanlarından “BOZKURT” kod adlı Kenan  Çoygun’u anlattı.

BORA’NIN AÇIKLAMASI

“Bildiğiniz gibi 1 Nisan 1955’de kurulan EOKA tedhiş örgütü Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacı ile önce İngilizlere, sonra da Türklere karşı amansız bir saldırı başlatmıştır. Bunun üzerine Kıbrıslı Türkler bir örgütlenmeye ihtiyaç duyarak çeşitli direniş gurupları oluşturdular. Bunlar arasında en etkili olan Volkan’dı. Ancak oldukça dağınık küçük ve eğitimsiz olan bu guruplar, askeri bir nitelik taşıyan EOKA karşısında fazla etkili olamıyorlardı. Bu nedenle bunlar birleştirilerek tüm Ada’da yaygın ve her Türk yerleşim birimimizde varlık gösteren güçlü ve düzenli bir örgüt kuruldu, bu örgütün adı da Türk Mukavemet Teşkilatıydı.
Türkiye’den yüksek rütbeli subayların Bayraktarlık görevi yaptığı bu örgüt On Sancak ve bunlara bağlı Mücahit Taburlarından oluşuyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda Türk Mukavemet Teşkilatı denge unsuru oldu.
21 Aralık 1963’de Akritas Planı gereği Rumlar, Ada’nın her tarafında yaşayan Türklere karşı genel bir saldırıya geçtiler. Amaç Kıbrıs Türk halkını kontrol altına alıp bertaraf etmekti. Yollarda seyahat eden insanlarımız kaçırılıp meçhullere götürülürken Türk evleri, iş yerleri, camiiler yakılıp yıkılıyor, canını ve namusunu korumak için 103 Türk köyünden Otuz bin vatandaşımız göç etmek zorunda kalıyordu.
Türk halkı bu süreçte kendi bağrından çıkardığı, yarattığı bir avuç kahraman sayesinde Rum’un bu insanlık dışı davranışları karşısında canını, malını ve namusunu korudu. Ada’nın her yanında derme çatma silahlarla ve yokluklar içinde ama inanılmaz bir disiplin, korkusuz bir yürekle, bir avuç Türk Subayının önderliğinde mücadele veren direnişçilerimiz, kendilerini koruyarak Türk halkının bu topraklardan sökülmeyeceğini dosta düşmana kanıtladılar.
KENAN ÇOYGUN, işte bu tablonun en tepesinde TMT Komutanı olarak yer almış ve efsaneler yaratmış bir kahraman Türk Subayıydı. Çılgın Türk’tü.
Ada’ya ilk geldiğinde durumun ciddiyetini anında tespit ederek gerekli önlemleri almış, 1963 Kanlı Noel saldırılarından Türk halkının en az zararla çıkmasını sağlamıştır. Bu büyük Mukavemetçi Komutanın üstün savunma yeteneği sayesinde Rum saldırılarının önüne geçilmişti.
Kenan Çoygun askeri ve siyasi liderlik yetenekleri ile Kıbrıs Türk halkını görülmemiş bir işbirliği ve eşgüdüm içinde inançlı ve kararlı duruma getirmiş ve direnme gücünü artırmıştır.
1963’de başlayan Rum saldırılarına karşı her köy bir direniş noktası haline getirilmiş, Mukavemetçi Mücahit Kıbrıs Türk’ü, Kenan Çoygun Paşamızın gerçekçi değerlendirmeleri ve dirayetli yönetimi sayesinde örgütlenmiş ve zafere ulaşan bir Mücahit ordusu yaratmıştır.
O günleri hatırlayalım; dünyadan tecrit edilmiş her türlü insanlık dışı baskılar altında bir yanda silahlı direniş sürerken diğer yanda göç yollarına düşen binlerce insanımıza barınacak ev, yiyecek, giyecek ve iş sağlanmıştır.
Bütün bunlar 1962 – 67 yılları arasında yaşandı ve tümünde de Kenan Çoygun’un üstün liderliği belirleyici rol oynamıştır. Kıbrıs Türk’ü eğer bugünkü düzeye gelmişse, bağımsız- egemen bir Devlet kurabilmişse bunda Çoygun Paşa’nın TMT’nin Bozkurt Kod Adlı bu eşsiz Bayraktarının katkısı inkar edilemez.
Bu özelliği nedeni ile O sadece Türk Ulusu’nun bir Generali, Özel Harp Dairesi’nin üstün bir Komutanı, TMT’nin görev süresini dolduran bir Bayraktarı değil, Bağımsız Egemen Devletimizi yaratan Milli Kurtuluş Savaşı’nın en önemli liderlerinden biridir.
Kıbrıs Türk halkının 1963 olaylarını Kenan Çoygun gibi bir Bozkurt’un liderliğinde yaşaması büyük şanstı.
O tarihte göreve yeni başlamasına rağmen kısa sürede duruma hakim olması, bu alanda üstün yeteneğini gösteriyordu. Bugün geriye dönüp baktığımızda ve O’ndan sonra gelenlerle kıyasladığımızda gerçekten büyük farklar görmekteyiz. Bunun yanı sıra, yaşadığımız O zor yılarda uyguladığı prensiplerin, güvenlik ortamının ve en önemlisi ekonomik eşitliğin ne kadar isabetli olduğunu görmekteyiz.
HALKIMIZDA BÜTÜNLÜK VARDI
Sonuçta, Kenan Çoygun Kıbrıs Türk’ünün bağımsızlık, özgürlük mücadelesinde yaptığı eşsiz liderlikle tarihimizdeki ölümsüz yerini almıştır. O’na minnettarız. Kıbrıs Türk halkı ve gelecek kuşaklar O’nu yüreklerinde yaşatacak ve asla unutmayacaktır.
Bugün geldiğimiz noktada; çok açık olarak görülmektedir ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmazsa Kıbrıs Türk halkı da var olamaz. Kıbrıs Türklerinin Ada’daki varlığını sürdürebilmesi için; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti göz bebeğimiz gibi koruma ve savunmamız gereken tek seçeneğimizdir. Kıbrıs Türk halkının geleceğine ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığına ve geleceğine yönelik her türlü girişimin Kıbrıs Türk halkına karşı bir ihanet olduğuna inanıyoruz.
Bu nedenlerle açıkça ifade ediyoruz ki, benzer girişimlerin her zaman karşısında olacak ve bu girişimlere karşı her türlü mücadeleyi sürdüreceğiz.
Bağımsız Devletimizi; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Ayak bastığı Samsun’dan “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası ile yankılanan gür sesinden ve Büyük Türk Ulusu’nun yanı başımızda olmasından aldığımız güç ve ilhamla ölümüne koruyacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
Bu yaşanmış gerçekler ortada iken büyük bir üzüntü ve utançla seyrettiğimiz bir senaryoyu ortaya koyan bazı sendika, parti ve sivil toplum örgütlerinin Rum ve yabancı güçlere hizmet edercesine sergiledikleri tutum ve davranışları halkımızın kabul edip benimsemesi asla mümkün değildir. Devletin yetkili organlarının bu kanunlara karşı davranış ve eylemler için yasal işlem başlatmasını bekliyoruz. Demokratik haklar hiçbir şahsa veya zümreye açıkça devletini yıkmaya yönelik davranış ve eylemlerde bulunmasına imkan veremez.
Ne acıdır ki gavurun 11 yıllık zulmüne,;
Gavurun 54 yılık silah zoru ile Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp edişine;
Gavurun haksız bir şekilde AB’ye alınışına;
Gavurun insanlık dışı ambargolarına ve her geçen gün silahlanmalarına ve bazı ülkelerle stratejik antlaşmalar yapmalarına, iki kez 1963’de Akritas ve 1974’de İphestos Planları ile Türk halkına soykırım teşebbüsünde bulunan Rum’a karşı direnmediler ve direnmiyorlar, ancak bizleri soykırımdan kurtaran Anavatanımıza karşı ve kendilerini barış, huzur ve güven içerisinde yaşatan Devletimizi yıkmak için direniyorlar.
YAZIKLAR OLSUN
Ama merak etmesinler güçleri buna yetmeyecektir. Kıbrıs Türk halkı Devletine sahip çıkmada asla tereddüt etmeyecektir. Kendi Devleti için, geleceği için bu Ada’daki varlığını sonsuza dek yaşatmak için ölümüne mücadele etmekten vazgeçmeyecektir.
Şehitlerimizin ve Gazilerimizin emaneti olan bu Vatan hepimizindir.
Müsterih ol Kahraman Bayraktarımız,
Gözün arkada kalmasın,
Zira Kıbrıs için, Türklük için;
Bayraktarlar, Sancaktarlar, Serdarlar, Kovan Beyleri, Petek :Beyleri, Oğul
Beyleri ve Arılar tükenmez ve tükenmeyecektir.
Zira ekilen tohumlar gecikmesine rağmen şimdi yeşermeye başlamıştır.

Ne Mutlu Kenan Çoygun gibi Bayraktarlar yetiştiren Türk Silahlı Kuvvetleri’ne.
Ne Mutlu Sana Bayraktarımız.
Ne Mutlu Türküm Diyene.”