DOLAR 32,3778 0.18%
EURO 35,0295 -0.19%
ALTIN 2.324,740,24
BITCOIN 2255658-1,20%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Çağatay Özdem yazdı;  AB’nin hibesi ve heybesi

Çağatay Özdem yazdı; AB’nin hibesi ve heybesi

ABONE OL
31 Ocak 2018 13:35
Çağatay Özdem yazdı;  AB’nin hibesi ve heybesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Annan Planı dönemleriydi.

Lisenin son senesi..

Heryer yemyeşil, masmavi atkılar, bayraklar. Okul adeta Talat liderliğindeki CTP’nin, Akıncı liderliğindeki BDH’nın, Ali Erel’in Çözüm ve AB Partisi’nin ve unutulup giden diğer grupların örgüt binası gibi.

Bir sabah, evde bulduğum turuncu atkıyı boynuma takıp geldim okula. Okula girdikten on dakika sonra çağrıldım ve uyarıldım: “Okulda, siyasi simge ve sembollere yer yoktur.”

UBP’li değildim, herhangi bir siyasi aidiyetim de yoktu. Birşeyler beni rahatsız etmişti, tepki gösterme ihtiyacı hissetmiştim. Atkım alındı, konu kapandı.

İnönü meydanı. Bilinir ismi ile Girne Kapısı. Sedat Simavi Meslek Lisesi’nden Dereboyu çemberine kadar olan yolun tıkabasa doldurulduğu, “Yes be annem!” sloganlarıyla birleşik Kıbrıs’ın propagandasının yapıldığı heyecanlı ve ger​g​in günler.

Öğretmenlerin ve öğrencilerin ekseriyeti günler boyu bu mitinglere katıldılar.

Yorulmadan, bıkmadan devam edildi.

Tembelliğimizin, sempatik bir şekilde Akdeniz insanı olmamıza bağlandığı manzaretler ortadan kalkmış, canhıraş şekilde Kuzey ve Güney’in örgütleri, müthiş bir koordinasyon içerisinde propagandalara devam etmişti.

Günün sonunda referandum oldu ve sonuç ortada.

Ezbelenen tanım ile: “Barışa %65 ile evet diyen Kıbrıs Türkü cezalandırıldı, izolasyonlar kaldırılmadı, verilen sözler tutulmadı. Barışa %75 ile hayır diyen Rumlar ise AB’ye alınarak adeta ödüllendirildiler”.

İnsanlar, özellikle benim jenerasyonum öyle bir inandırılmıştı ki Birleşik Kıbrıs fikrine, sonucu kabullenmek ve travmayı atlatmak uzun zaman aldı. Tek çıkış ve umudun bu olduğuna inandırılan insanlar için elbette büyük bir hayal kırıklığıydı.

Dost bildikleri, rahmetli Denktaş beyin kapıları açmasıyla kırk yılın ardından kucaklaştıkları Rum kardeşlerinin (!) bu yolda onları yalnız bırakması, aylarca birlikte eylemler, programlar, faaliyetler yürüttükleri yoldaşları tarafından aldatılmaları şok etkisi yaratmıştı.

Bir süre sessizlik hakim oldu. Kimse Birleşik Kıbrıs fikrini ağzına alamadı. Tekrar Akdeniz insanı olduğumuzu hatırlayıp eylem ve faaliyetlerden vazgeçerek fabrika ayarlarımıza döndük.

Fakat, durmayan birileri vardı. Heyecanını, umudunu kaybetmeyen. Harareti düşmeyen örgütlü ve organize birileri.

Kapıların açılması, referandum propoganda dönemi ve ardından Güney Kıbrıs’ın AB’ye üye olması ile; AB fonları-kaynakları, KKTC sivil toplum örgütleri ile tanıştı.

Bu fonlar, sendikalar, kültür-sanat ve folklor dernekleri, muhtelif alanlarda çalışmalar yapan vakıflar, Avrupa, Rum ve Komunist Rusya tandanslı düşünce merkezleri, gazeteciler, yazarlar, televizyon programcıları, radyocular üretti.

Atatürk Öğretmen Akademisi üzerinden okul öncesi ve okul öğretmenleri üretti. AÖA’da yetişen öğrenciler, öğrencilik zamanlarında sendikaların çalışmalarına dahil edildi. Eğitildi, değiştirildi, dönüştürüldü. İnanmış ve iyi ezberletilmiş birer Darwinist, Marksist, Materyalist oldular.

Ardından köylere dağıtılıp bu düşünceleri benimsemiş nesiller yetiştirilmeleri emredildi. Sendikalar ve ilgili STK’lar her koşulda yanlarında oldu. İlişkiler sağlamlaştı, fonlar artarak devam etti, adeta Türkiye’deki Paralel Devlet Yapılanması gibi paralel bir güç oldular.

Kıbrıs Türkü’nün siyasi ve ekonomik bağımsızlığa kavuşması uğruna mücadele verdiklerini söyleyen ve bu sebeple “Ankara Defol” pankartları açmayı meşru gören yapıların aldıkları hibeler..

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası 93.513 EURO

Halk Sanatları Vakfı-HASDER 69.120 EURO

Turkish Cypriot Human Rights Foundation 91.753 EURO

AKOVA Strong Women for a strong Civil Society 96.931 EURO

POST Education for Peace  89.310 EURO

Toplamda ise bugüne kadar onlarca sivil toplum örgütüne destek adı altında dağıtılan miktar 7,434,075 (yedi milyon dört yüz otuz dört bin yetmiş beş) EURO’dur.

Bu rakamları açıklayan ve “Bugüne kadar dağıtılan fonlar ne amaçla kullanılmış, bunların sonuçları ne olmuş, bu fonlar hangi etkinlik ve aktivitelerde kullanılmış, yapılan araştırmaların sonuçları ne olmuş, Kıbrıs Türk halkı bu araştırmalardan ne şekilde yararlanmış, yazılan raporların sonuçları ne olmuştur?” sorusuna cevap bulamayan ise Serdar Denktaş’tır.

AB’nin hibe programı ve cömertliği (!) ortada.

Peki heybesinde ne var?

Afrika Gazetesi’nde atılan manşet

​Hak edilen ve verilmeyen vatandaşlıklar. Bürokraside, devletin kademelerinde yer bulamayan kök Türkiyeliler, Türkiye’nin suyunu, parasını, garantörlüğünü istemeyenler.

​.

 

Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin temeli atılırken yıkacağız diye tehdit eden, yıkamayınca halka rağmen okulu kapatmanın yollarını arayan zihniyetler.

Türkiye’nin haklı mücadele, müdahale ve sınır ötesi güvenlik tedbirlerine şiddetle karşı çıkan ve terör örgütleri de dahil; her konuda Türkiye aleyhine kim olursa olsun işbirliğine giren sesler…

Ayrışma, ötekileştirme, gruplara ve cephelere bölünme. Fikirsel  ve fiziki çatışmalar.

AB’nin heybesi nereye açılmışsa içinden hep bu çıkmıştır. Yakın tarih ve coğrafyalar hep bunun örnekleriyle doludur. Kıbrıs’ın çabuk unutulan yakın tarihi de dahil.

Batı tarafından, çok şiddetli bir asimilasyon ve dönüştürülme operasyonunun altındayız.

Lefkoşa mı Lefkoşe mi kavgası ile, sonunu bekleyen ortaçağ Hristiyan ilahiyatçıları gibiyiz…​

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.