DOLAR 32,6034 0.39%
EURO 34,8120 0.22%
ALTIN 2.494,730,43
BITCOIN %
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Cemal ASLAN yazdı;   Uluslararası Deniz Hukuku

Cemal ASLAN yazdı; Uluslararası Deniz Hukuku

ABONE OL
06 Ağustos 2019 07:25
Cemal ASLAN yazdı;   Uluslararası Deniz Hukuku
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Son zamanlarda Doğu Akdeniz’de gündemde olan Rum-Yunan ikilisinin dikte etmeye uğraştığı kıta sahanlığı hak talebinde bulundukları Kastellorizo yani Meis adasının hukuki statüsü nedir?
Yunanistan’ın kıta sahanlığı oyunuyla Kaş’ın karşısındaki Meis adası yetki alanını genişleterek Türkiye’yi Antalya Körfezine hapsetmek istiyor. Bu saldırılara kesin yanıt vermek için Akdeniz’de acilen MEB ilan etmemiz gerekiyor
Ters tarafta bulunan adalar, siyasi olarak bağlı bulunduğu devletin anakarasına uzak ve karşı devletin anakarasına yakın adalardır. Bu yüzden Meis adası ters taraftadır. Bu konum çok önemlidir. Çünkü sınırlandırmada dikkate alınan en önemli konulardan bir tanesidir.
Özellikle de coğrafi olarak kapalı bir bölge olan Ege ve Akdeniz’de Meis, olası bir Münhasır Ekonomik Bölge ya da kıta sahanlığı sınırlandırılmasında dikkate alınamayacak durumdadır. Dolayısıyla Meis adasında ne kıta sahanlığı, ne MEB hakkı verilemez; Kaş ilçesi’nin 2 kilometre karşısındaki Meis adasının deniz yetki alanı ise ancak etrafındaki en fazla 500 metrelik küçük bir bölge olabilir. Yunanistan bu ufacık adayı bahane ederek Türkiye’nin kıta sahanlığı üzerinde hak iddia ediyor. Yunanistan’ın yayınladığı Doğu Akdeniz Kıta Sahanlığı Haritası kıta sahanlığımızın 58.715 km2’lik bölümünü yani dörtte birini Meis ve Rodos bahanesiyle Yunanistan kıta sahanlığı içinde göstererek Türkiye’nin Akdeniz’e çıkışını engelleme girişiminde bulunuyor.
Uluslar Arası Adalet Divanı tarafından kimi durumlarda adalara tam etki, yarım etki, kısmi etki verebilir veya hiç etki vermeme yoluna gidebilir. Adaların büyüklüğü, anakaraya yakınlığı, egemenlik uyuşmazlığına konu olması halinde hiç etkiye sahip olmaması gibi durumlar da olabilir.
Öncelikle söz konusu adalar Yunan ana karası ile Anadolu kıyıları arasında çizilen ortay hatta bakarak “Ters Tarafta” yer alan adalar olduklarından, sınırlandırma konusunda kıyı oluşturamaz ve karasuları dışında kıta sahanlığına sahip olamaz. Bu husus Uluslararası Hakem Mahkemesi’nin İngiltere ile Fransa arasındaki Kanal kıta sahanlığı uyuşmazlığında açıkça belirtilmektedir. Bu kapsamda Girit, Kaşot, Çoban, Rodos ve Meis adalarının bir hatla birleştirilerek Yunanistan için Türkiye’nin sınırlandırma bölgesine cepheli ilgili kıyı şeridini ortadan kaldıran yeni bir kıyı oluşturması mümkün değildir.
Herhangi bir sınırlandırma işleminde, aralarından duruma uygun olan prensiplerin seçilebileceği bir hakkaniyet prensipleri listesinin mevcut olduğu ilgili yargı ve hakemlik kararlarından ortaya çıkmaktadır. Kararlardan ön plana çıkarılan prensip “coğrafyanın üstünlüğü” prensibidir. Coğrafya kavramından, iki ülke arasında sınırlandırmaya konu olan alandaki anakara coğrafyası anlaşılır. En önemli coğrafi unsur anakara kıyılarının uzunluğudur. Akdeniz’e 1792km ile en uzun kıyısı olan Türkiye’dir.
Uluslararası deniz hukukuna göre; Adaların Kıta Sahanlığı ve MEB hakkına sahip olmalarıyla, sınırlandırmanın 2 ayrı konu olduğunu ve özellikle ana karalarla adaların karşılaştığı ve özel koşulların olduğu durumlarda, adaların sınırlandırmada anakaralar kadar geniş deniz yetki alanları alamaz.
Meis Adası Yunanistan’ın ters tarafında, Türkiye’nin karşı kıyısında bulunuyor. “Kara denize hakimdir” hükmü, Uluslararası Adalet Divanı tarafından pek çok kararda alınan bir tutumdur. Meis adası artık tartışma konusu olmaktan çıkmış ve üzerinde Yunanların yaşama hakkından başka hiç bir hakka sahip olmayan basit bir adadır. Avuç içi kadar adadan Yunanistan’a ne MEB ne KS hakkı çıkmaz.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.