DOLAR 32,5517 0.19%
EURO 34,9622 -0.07%
ALTIN 2.448,390,51
BITCOIN 20966170,13%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Cenap TURGUT;   Düzgün Yol Haritası Şart

Cenap TURGUT; Düzgün Yol Haritası Şart

ABONE OL
11 Mayıs 2020 08:04
Cenap TURGUT;   Düzgün Yol Haritası Şart
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tüm kira bedellerinin yabancı döviz ile kiralanmasının yasaklanması elzem olmuştur aksi taktirde çok mağdur olacağı gibi ekonominin zarar görmesinin yanında başta devlet olmak üzere herkes zarar görecek.
En başta zararı turizm ve eğitim sektörünün alacağını görmek için kahin olmaya gerek yok.
Dövize dayalı olan yüksek ve istikrarsız kira bedelleri ile ne öğrenci kalır bu adada ne de turizm çalışanı.
Önümüzdeki dönem turizm ve eğitim sektöründe Türkiye ile büyük rekabet içerisinde olacağız, eğer ekonomik olarak cazibemizi yitirirsek ki yitirdik bunun zararları çok büyük ve uzun vadede olacaktır.
Bugün Türkiye’de 2+1 kiralık daire fiyatları 700 TL’den başlıyor bunun yanında özel üniversitelerin sayısı da her gün artışta ve daha uygun ücretlerde , kısacası eğitim sektöründe cazibemizi kaybediyoruz. Turizim sektörü ise maliyet olarak KKTC’den nerdeyse %50 daha ucuz bir imkan verebiliyorsa bizim ne kısa nede uzun vadede rekabet edebilmemiz mümkün değildir.
Devletin bir an önce AR-GE tarzında bir stratejik araştırma ve değerlendirme kurumu kurup bu kurulun da ekonomimizin bağlı olduğu lokomotif her sektör için ayrı ayrı alt AR-GE kurumları kurması ve tüm sektörlerin bağlı oldukları odalar, birlikler ile iştişare içerisinde toplumun tüm sınıflarını, akademik ve de piyasanın tam içinde olan küçük esnaftan ve fikri olan herkes ve her kesimden fikir alıp ortak ve ana bir havuzda değerlendirebilip hükümete bilgi sunabilen bir yapılanmaya gitmesi gerek.

Daha önce bu konu ile ilgili ne yapılması gerek diye bir yazı paylaşmıştım. Dileyen devam edip okuyabilir;

“Bir ülkenin kalkınamaması genetik mi yoksa sistem bozukluğu mu?”

Bir ülkenin gerek ekonomi, gerekse sosyal ve bilimsel, sanatsal konularda ilerleyememesinin en büyük nedenleri birkaç faktör ile açıklanabilir. Bunların başında eğitim seviyesinin eksik ve yetersiz oluşunun yanında ikinci en büyük sebep ekonomik alanda toplumun beklenen refah seviyesini yakalayamamasıdır.

Bu iki ana sebebin dışında, dünyada genel olarak kabul gören demokratik seçim sistemi sonucu seçilmiş hükümetlerden beklenen başarıyı ve vizyonu oluşturamaması aslında diğer iki sebebin dışında farklı bir ana sorunu doğuruyor.

Dünyada en çok kabul gören demokratik seçim sistemine, gerek parlamenter veya başkanlık sistemi olsun adını ne koyarsanız koyun beklenen başarı birçok ülkede yine sağlanamıyor. Bunun sebebi, seçilmiş hükümet yetkililerinin kısıtlı bir zaman aralığı içerisinde bürokratik sorunlar dışında kendilerinden beklenen doğru reform veya icraatların tam olarak neler olduğunu tespit edememeleri ya da doğru çözüm önerilerini hayata geçirecek zaman, ekip ve de en son yaşanacak bir sonraki seçim endişesinden dolayı gerekli iradeyi bulamamalarından kaynaklanır.

Peki ne yapılmalı veya başarılı diğer ülkeler de yüzde yüzlük bir başarı gösteremeseler de neyi doğru yapıyorlar?. Bu sorunun doğru ilacı öncelikli olarak hükümetlerin değil de devletlerin bilir kişilerden oluşan think- thank, ar-ge ve benzeri kuruluşlar tarafından beklenen konularda ortak fikir ve vizyon geliştirerek orta ve uzun vadeli zaman birimlerini kapsayacak şekilde alacakları yol haritaları ile gerçekleşebilir.

Tabi bu birimlerin de bağlı olacağı yarı devlet destekli bir üst stratejik ar-ge ekibi olması gerek ki istenilen konular doğrultusunda yönlendirilebilsinler. Oluşturulacak bu yol haritaları devlet politikası olarak yasalar ile desteklenip hükümet değişse bile bir sonraki hükümet tarafından geçerliliğini koruduğu sürece devam ettirilmeli.

Peki bu ar-ge ve think-thank kuruluşları nasıl oluşturulabilir?

Her toplumda, her sınıf katmanında halkın içerisinde belli alanlarda uzmanlaşmış zeki ve vizyoner, araştırmacı, tecrübeli bilir kişiler bulunmaktadır. Fakat gerek ekonomik gerekse yoğun iş hayatı ve farklı nedenlerden bu gibi insanların kendi hayatlarında yaşam veya kariyer mücadelesi vermektedir. Doğal olarak yaşadıkları bu yoğun hayatta fikir ve bilgilerini paylaşacak ne bir zaman ne de ait oldukları bir birlikleri mevcut olmamaktadır.

Kaldı ki bu gibi insanların yaşam mücadelesi endişesi olmasaydı ya bilim adamı, sanatçı ya da siyasetçi olmuşlardı. Demek ki yapılması gereken bu gibi insanları keşfedip, onları yaşam mücadelesinde rahatlatacak gelirler sağlayıp, onları oluşturulacak bu fikir ekibinin içerisine dahil etmektir.

Birden fazla farklı alandan oluşturulacak kuruluşlar sadece vakıf tarzında belli oda, birlik gibi oluşumların gelirlerinin belli bir kısmından hibe tarzı oluşturulup yaşatılabilir. Tabi bu kuruluşlardan bağımsız kalmaları koşulu ile. Aksi taktirde finans olarak beslenecekleri bu odaların aslında kendi ülke ve toplumlarından çok kendi çıkarlarını ve her zaman piyasanın tekelleşmiş liderleri olmak istediklerini unutmamak gerek.

Dünyada son elli yılda yaşanan örneklerden de görüleceği gibi bu gibi ticari odalar, sendikalar ve sivil toplum örgütleri devletten çok kendi çıkarlarının peşinde koşup gelmiş geçmiş tüm hükümetleri yanlış yönlendirip zarara uğratmışlardır.

Tabi bu oluşumları bağımsız ve dengede tutmak için yasal düzenlemeler ve devlet desteği de gerekli. Unutmayın ki refah seviyesi yüksek ve zamanı bol bireyler üretken olabilir.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.