DOLAR 34,2756 0.03%
EURO 37,3050 0.15%
ALTIN 3.067,51-0,10
BITCOIN 2476208-0,37%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Deniz Gezmiş;  “Ordu Kıbrıs’a”

Deniz Gezmiş; “Ordu Kıbrıs’a”

ABONE OL
22 Aralık 2017 21:57
Deniz Gezmiş;  “Ordu Kıbrıs’a”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

* Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk halkını yok edip, Enosisi gerçekleştirmek için başlattığı saldırılarda, Kıbrıs Türk halkının katliamdan geçirilmesi  Türkiye’de  çok büyük bir tepki yaratırken, gençlik de sokaklara dökülmüştü

*  Türkiye’nin dört bir yanında olduğu  gibi İstanbul’da da  24 Aralık 1963 günü  büyük bir protesto gösterisi düzenlenmişti. İstanbul  Üniversitesi  önünde toplanan  gençler Taksim Meydanı’na yürürken aralarında  o günlerde 17 yaşında olan Deniz Gezmiş de vardı. Deniz Gezmiş de diğer gençlerle birlikte “Ordu Kıbrıs’a” diye haykırıyordu

Kanlı Noel” olayına girmeden önce iki detayı özet geçmemiz gerekir. Bunlardan birincisi; “Enosis” terimidir. Enosis, 1930’lu yıllarda, Birleşik Krallık idaresinde bulunan Kıbrıs adasının bundan sonraki dönemde “Yunanistan’a bağlanması” gerektiği anlamına geliyor. İkinci detay ise “Akritas Planı”dır.

AKRİTAS PLANI

1955’te “enosis” amacını gerçekleştirmek amacıyla, Kıbrıs Rumları tarafından “EOKA silahlı örgütü” kuruldu. Bu örgüt İngilizlerin yanısıra  Kıbrıs Türklerini hedef alan saldırılara başladı.

Yıl 1960’a geldiğinde Kıbrıs’ta Birleşik Krallık, Türkiye ve Yunanistan tarafından imzalanan 3 anlaşma sonrasında Türk ve Rum yönetimi birleşik bağımsız bir cumhuriyet kurulur. Anlaşmalara göre Devlet başkanı Rum olacak yardımcısı ise Türk olacaktır.

Ancak 1963 yılında kurulan bağımsız cumhuriyet yerini kavga ve şamataya bırakır. Ve Rum liderler “Aktiras Planı”nı devreye sokar. Plana göre, “Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinde çoğunluğa sahip Kıbrıs Rumları, Türkleri yönetimde zayıflatacak ve Kıbrıs Cumhuriyeti Yunanistan ile birleştirilecek” tir. Plan ‘enosis‘i yani “adayı Yunanlaştırma” fikrini sürdürmeyi amaçlamaktadır.

KANLI NOEL OLAYLARI

21 Aralık 1963 tarihinde Kıbrıslı Türklere karşı silahlı saldırılar başlatıldı. Bu olaylar adada toplumlararası çatışmaların başlangıcı olarak kabul görür. Olaylarda toplam 364 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetti ve 174 Kıbrıslı  Rum öldü. İlk başlarda 30 köy saldırılara maruz kaldı. Toplamda ise 103 köye saldırı düzenlendiği öğrenildi. Köylüler göç etmek durumunda kaldı. Ayvasıl bölgesinde Türklere saldırı yapıldı. Sonradan yapılan kazılarda içinde 14 günlük bebeklerin ve 70’lik ihtiyarların da bulunduğu 21 kişinin cesedine ulaşıldı. Cesetlerden bir kısmının canlı şekilde çukura atıldığı belirlendi. Bu çukurlar 14 Ocak 1964’te BM Barış Gücü tarafından açıldı.

KUMSAL KATLİAMI

Lefkoşa’nın Kumsal semtinde 11 kişi öldürüldü. Bunlardan 4’ü Tuğgeneral Doktor Nihat İlhan‘ın ailesiydi. İlhan’ın evinin banyo küvetinde eşi Mürüvet; çocukları Murat, Kutsi ve Hakan vahşice katledildi. Katliam sırasında Nihat İlhan görev başındaydı. Evde İlhan ailesinden başka ihtiyar ev sahipleri de vardı. Baskının yapıldığı ev daha sonra “Barbarlık Müzesi” adıyla ziyarete açıldı.

“TÜY LER ÜRPERTİCİ MANZARA”

İngiliz gazetesi Daily Express gazetesinin iki muhabiri Rene ve Daniel Lefkoşa’nın Türk kesimine girdi. Gördükleri korkunç manzaraları gazetelerine şu şekilde yansıtmışlardı:

“Kumsal mahallesi İrfan bey sokağı 2 numaralı eve girdiğimizde tüyler ürpertici bir manzara ile karşılaştık. Annenin saçları bir de çocuklarına sarılmış sağ kolu, kanlanmış parmakları… Bağrına, kalbine bastırıyor hala çocuklarını. Banyonun bir diğer köşesinde başka bir kadın vardı. Gözleri iri, kımıldayan tek tarafı o kalmış. Beline ayaklarına kurşun yemiş. Yanında iki yaşında bir çocuk var.  Onunda ayaklarına kurşun sıkmışlar. Fakat ağzında emzik, gülümsüyor.
Tavanda… Et kan pıhtıları sarkıyor. Yazamıyorum. Görmüyorum ki daktilonun tuşlarını, harflerin yerlerini… ”

O sırada evin içinde, Nihat İlhan’ın eşi Mürevvet, daha bir kaç ay evvel ilkokula başlamış olan oğlu Murat,  ikinci oğlu Kutsi ve daha yedi yaşına yeni basacak olan Hakan vardı. Evde, ev sahibi ihtiyar Hasan, karısı Feride ve Feridenin kız kardeşi Nuvber ile onun 5 yaşında bebeği de bulunmaktaydı. Rumların sesini duyan Binbaşının eşi çocuklarını da alarak banyoya koştu Mürüvet oğullarını banyonun küvetine doldurdu ve sarmaladı. Nüvber kapının arkasına saklandı. Nüvber’in ablası ise 5 yaşındaki bebeği alarak tuvalete saklandı. Birden evin kapısı kırıldı. Bir kurşun sıkıp banyonun kapısını açtılar. Kurşun kapının arkasına saklanan Nuvber’in eline girmişti.

Sonuç; 15 otomatik mavzer kurşun kovanı… 12 Sten otomatik tabanca mermisi kovanı… 6 mavzer kurşun kovanı…

Daha sonrasında yaşanan olay ise adeta ders niteliğinde olacaktır. Doktor Nihat İlhan cinayeti öğrendiği sıralarda Türk Elçiliğine hamile bir Rum kadın getirilmiştir. Nihat İlhan, kadını tedavi eder ve ” Merak etme biz Türkler seni tedavi ederiz” diyerek Noel’ini kutlar…  (Milliyet- 29.12.1963)

250 ŞİŞE KAN GÖNDERİLDİ

Lefkoşa’ya üç Kızılay uçağı ile 250 şişe kan ve çeşitli yardım malzemeleri gönderildi. Binbaşının şehit edilen eşi ile üç çocuğunun cenazeleri Türkiye’ye getirilerek memleketleri Elazığ’a nakledildi.

DENİZ DEZMİŞ PROTESTOLARDAYDI

Rum Terör Örgütü EOKA’nın “Kanlı Noel”katliamı gençleri öfkeyle sokağa döktü ve “Ordu Kıbrıs’a!” sloganları dile düştü. 17 yaşında henüz lise döneminde olan Deniz Gezmiş de bu iklimden yararlananlar arasındaydı.

TÜRKİYE HAREKETE GEÇİYOR

Türk hükumeti, İngiliz ve Yunan birliklerinin Türk kuvvetleriyle birlik olup Kıbrıs’taki olayları durdurmaları yönünde talimat verdi.  Karar İngiliz ve Yunan elçiliklerine bildirildi ve cevap beklemeye başlandı. İlk etapta cevap alamayan hükümet, anlaşma maddelerine dayanarak tek başına harekete geçmeye karar verdi. İlk olarak adaya uyarı amaçlı jet uçaklar gönderildi. Ardından Türk donanması Akdeniz’e açılarak adaya çıkma sinyali verdi. Türk Ordu Birlikleri Kıbrıs’a en yakın bölge olan Mersin’de yığınak yaptı. Bu hareket Kıbrıs Rumlarına korku saldı.

Beklenen anlaşma gece yarısı yapıldı ve Türk, Yunan, İngiliz birlikleri asayişi sağlamak üzere harekete geçti. İngiltere bir zırhlı tugay ile bir tabur askeri Kıbrıs’a gönderdi.  Türk alayı da  koruma görevine başladı. Üçlü harekât sonucunda 10 gün süren katliamın ardından, Lefkoşa’da sükûnet bir süreliğine de olsa sağlanmış oldu.

 

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.