“İlk toplantıda karşılaştığımız birkaç zorluk vardı. Bunların başında konunun Dr. Küçük’e duyurulması konusuydu. İlk kez Dr. Küçük’e rağmen ve onun dışında bir teşkilat kurulacaktı. Ben buna şiddetle karşı çıktım. Neticede, Dr. Küçük’e kuruluştan evvel bilgi verilmemesini kararlaştırdık. İlk beyannameler dağıtıldıktan sonra Dr. Küçük’e gereken bilgiyi ben verecektim ve desteğini isteyecekti. Öyle de oldu. Fakat, Dr. Küçük TMT’nin tam teşekkülünden sonra İstanbul’da bir otel odasında Karabelen Paşa ve İsmail Tansu ile buluşup “AĞRI” kod ismi ile teşkilatın fahri başkanı yapılmasına rağmen teşkilatın üst kademesinde Dr. Nalbantoğlu’nun bulunuşu nedeniyle bu teşkilata daima kuşku ile baktı ve hal ve davranışları ile yıllar içinde teşkilat liderliğini çok zor duruma getirdi. Kanımca, kuruşu anında konu Dr. Küçük’e açılmış olsaydı ve Dr. Nalbantoğlu kurucular arasında görünmeyip arka planda kalsaydı Dr. Küçük ile teşkilat arasında zaman zaman beliren problemler de asgari seviyeye düşmüş olacaktı.
İkinci problem daha da çetrefilliydi. İki arkadaşım kurulacak teşkilatın hiçbir şekilde Türkiye ile irtibatlı olmaması görüşünü savunuyorlardı. İşe Türkiye karıştığı anda elimiz kolumuz bağlanacaktı. Halbuki, gaye teşkilatın desteklediği siyasi liderliğin Türkiye’yi de etkileyip, harekete geçirebilmesiydi . Ben arkadaşlarımın bu görüşüne de karşıydım. Çünkü, EOKA adı altında Rumların kendi halkına neler yaptığını görüyordum.
Tartışılan bir diğer konu ise evli olmamdı. Nalbantoğlu, gizli yeraltı teşkilatı kurucularının evli olmalarının sakıncalı olduğunu ileri sürüyor ve eşimden boşanmamın gerektiğini söylüyordu. Buna da şiddetle karşı çıktım.
HER AKŞAM TOPLANTI
Kemal Tanrısevdi’nin evinde , TMT’nin kuruluşuna kadar geçen süre içinde hemen hemen her akşam toplantılar yapıldı. Bu toplantılarda kurulacak teşkilatın isminin ne olacağı, VOLKAN’ın nasıl feshedileceği, VOLKAN’ın deşifre olmayan ve güvenilir elamanlarının belirlenmesi ve kurulacak teşkilata alınması, teşkilatın, örgütlenmesi, silahlanması ve Türkiye ile ilişkiler konuları tartışıldı.
SİLAH ALMA
Bu tartışmalar devam ederken ben Nalbantoğlu’na dedim ki “TMT adına para toplayıp gizli silah alma işinde ben asla yokum. Silah alma işini Türkiye’ye mal etmek gerekir, para ile silah alma işinde yokum. Çünkü kendi halkımı senin gibi çok iyi biliyorum. Bu iş bu memlekette üç günde şahsi ihtirasların aleti olur. Kontrol edemeyiz ve zaten biz bu işi bilmeyiz. Bu işi ya Türkiye’ye mal ederiz ve Türkiye bizi örgütler, böylelikle Türkiye’ye karşı sorumluluk içinde bu işi yürütürüz veya böyle başıboş bir yer altı teşkilatı kuracaksanız, biliniz ki ben bunda yokum.”
İlk fırsatta Ankara’dan uzman bir idareci, silah ve para isteyeceğiz. Kuruluşun Kıbrıslılarca sevk ve idaresine karşı çıktım. Az zamanda şahsi hesaplarla kargaşaya ve kardeş kavgasına dönüşür. Halktan silah için para toplama önerisine karşı çıktım. Halka hesabı kim verecek, silah Türkiye’den gelmeli.
TMT’NİN KURULMASINI GEREKTİREN FAKTÖRLER
1-EOKA’nın siyasi liderliğe bağlı olarak Rumların Enosis siyasetini güden bir yer altı teşkilatı halinde etkili faaliyeti ve Türk cephesinde hissedilen boşluk
2-Kıbrıs Türk halkının bölgesel ve birbirinden ayrı mukavemet hücrelerinin etkili bir şekilde faaliyet gösterebilmesi ve bu faaliyetlerin Türk davasına hizmet edebilmesi için gerekli görünen tek çatının oluşturulması.
3-Türkiye’deki mukavemetçilerle bağlantı kurulması.
4- Uzun vadeli bir mukavemete geçebilmek için halka ve desteğe itimat telkini.
Günler ve geceler boyunca toplantılar devam etti. Kurulacak olan yer altı teşkilatının adı TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI olacaktı. Ben “MÜLAYIM”, Kemal Tanrısevdi “NAZIM”, Nalbantoğlu ise “RACİ” kod adını almıştı. Bu arada “Siyasi Komite ” ve “Merkez Komite ” de oluşturulmuştu. Sıra TMT’nin kuruluşunu duyuracak olan bildirinin hazırlanmasına ve dağıtılmasına gelmişti. Bu da büyük bir gizlilik gerektiriyordu.
Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu başkanı olarak 23 Kasım 1957 akşamı, Çağlayan Bar’da bir yemek düzenledim. Bu yemeğe katılanlar arasında Başkonsolos Burhan Işın, Kıbrıs Türktür Partisi başkanı Dr. Küçük, Asbaşkan Osman Örek, Konsolosluktan Alaeddin Gülen, Hazım Remzi, Kemal Tanrısevdi, Dr. Nalbantoğlu ve daha pekçok kişi katıldı.
Yemek gecenin geç saatlerine kadar samimi bir hava içerisinde devam etti. Misafirlerin dağılmasından sonra Tanrısevdi ve Nalbantoğlu ile bir araya geldik birlikte TMT’nin kuruluşunu duyuracak olan bildiriyi kaleme aldık. Bildiri şöyle idi,
KIBRIS TÜRK HALKINA
VOLKAN, 9 EYLÜL CEPHESİ ve buna benzer teşkilatlar lağvedilmiştir. Bunun yerine , Kıbrıs Türkü’nün bağrından çıkmış, gerek emperyalist Sömürge İdaresine, gerekse Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak yolunda Enosisi temine çalışan Rum sürülerine karşı Kıbrıs Türklerini savunma görevini üstlenmek üzere yeni bir teşkilat kurulmuştur. Bu bir saldırı değil, bir savunma teşkilatıdır. Bütün Kıbrıs Türklerini bu teşkilata destek olamaya ve bu teşkilat içinde yer almaya çağırıyoruz.
TÜRK MUKAMEVET TEŞKİLATI
MERKEZ KOMİTESİ
***
Nalbantoğlu bu bildiriyi çoğaltıp 38 saat içerisinde bütün adaya dağıtma görevini üstüne aldı. Yemek gecenin geç vakitlerine kadar devam ettiği ve pekçok kişi ile birlikte olduğumuz için kimse bizden şüphelenmeyecekti.
TMT’nin kuruluşunu duyuracak olan bildirinin çoğaltılıp, ada çapında dağıtmakla görevlendirilen Nalbantoğlu, bildiriyi Lefkoşa Türk Lisesi’ndeki teksir makinesinde çoğaltır ve 26 Kasım 1957 akşamı güvenilir VOLKAN’cıların yardımıyla bütün ada sathında dağıtımını gerçekleştirir.
TMT’nin ilk bildirisini okuyan Dr. Küçük, oldukça öfkeliydi. Sabahleyin karşılaştığımızda “bunlar da kim, benden habersiz neler karıştırıyorlar” diye sordu. Doktor oldukça şüphelenmişti. Kuşkularını giderip Doktor’u ikna etmek zannettiğim kadar kolay değildi. Doktor kendisinden habersiz, bilgisi dışında olan herşeye karşı çok duyarlı ve kuşkucu idi ve haklıydı. TMT kendisinden gizli kurulduğuna göre, kendisine ve liderliğine karşı olan bir teşkilattı. VOLKAN’ın lağvedilmesi, kendine göre kuşkularını doğruluyordu. Demek ki TMT kendisine karşı bir grup tarafından kurulmuştu ve hayra alamet değildi.
Dr. Küçük’ün şüphelerini gidermeye çalıştım. “Sana karşı bir hareket değildir, bunlar güvenilir arkadaşlardır, senin de siyasi liderliğini kabul ediyorlar” dedim. Kurucuların arasında Burhan Nalbantoğlu olduğu için kurucuların isimlerini vermedim. Doktor’dan, TMT’nin desteklenmesini istedim. Kısa bir süre sonra herşeyi bileceğini anlattım. Tatmin olmamıştı, fakat bir şey de demedi.
HALKIN SESİ gazetesi de geçte olsa 4 ocak 1958 tarihli nüshasında yayınladığı bir haberde “VOLKAN diye bir teşkilatın kalmadığını ve bunun yerini yeni bir teşekkülün (TMT) aldığını” duyuracaktı.
TMT’nin kurulduğunun duyurulması Rum liderliğinde şaşkınlık yaratmıştı. Hemen, TMT’yi karalamaya ve yıpratmaya yönelik bir kampanya başlattılar. Rum gazetelerinde 28 Kasım tarihinde şu haber yer almıştı,
“İngiliz hükümeti Kıbrıs’ta Türkler tarafından bir yer altı teşkilatı kurulması için yardımda bulundu. Ankara ile Londra bu mevzu üzerinde istişare halinde olup, EOKA’ya karşı her an cephe alacak 600 kişilik bir kuvvet birliği kurulacaktır.”
Bu arada örgütlenme faaliyetlerini sürdüren TMT , 20 Aralık 1957 tarihinde de yeni bir bildiri yayınlar. Bu bildiri de şöyle deniliyordu;
“Kıbrıs Türklerinin yegane temsilcisi Türkiye’dir ve parolası TAKSİM sadece TAKSİMdir.”
İngiliz Sömürge İdaresi de , Sömürgeler Bakanlığı’na gizli bir rapor gönderir. 29 Kasım 1957 tarihli, 1824 nolu bu gizli raporda şöyle deniliyordu;
“TMT’nin 26 Kasım tarihinde kuruldu. Esas amacı Rum saldırılarına karşı Türkleri savunmaktı, ama kendisini Taksimi gerçekleştirmeye adayan bir örgüt haline geldi.”
Rumlar tarafından yayınlanan TIMES OF CYPRUS adlı gazete de şunları yazacaktı;
“Olayların ilk günlerinde ortaya çıkan VOLKAN , TMT tarafından devralındı. . Bu değişiklik daha ziyade bir isim değiştirilmesinden ibaret. TMT’nin gayeleri ve kullandığı metotlar VOLKAN’ın devamından başka bir şey olmadığı hususunda kimsenin şüphesi yoktur. TMT, VOLKAN’ı devraldı. Adanın başlıca bütün kasabalarında dağıtılan beyannamelerde şöyle deniliyordu; VOLKAN’a yeni kuvvet katmış ve VOLKAN’ın faaliyetlerini bütün Türk cemaatına ihata edecek şekilde adanın her tarafına yaymış bulunuyoruz.” (DEVAM EDECEK)
GÜNDEM
25 Kasım 2024SPOR
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024SPOR
25 Kasım 2024SPOR
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024GÜNDEM
25 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.