DİSİ Başkanı Averof Neofitu, Kıbrıs müzakere prosedürünü yeniden canlandırabilecek şeyin, bütün tarafların BM Genel Sekreteri’nden iyi niyet misyonunu uygulayarak, prosedürü yeniden başlatmasını talep etmek olduğunu söyledi.
Haftalık Simerini’ye verdiği özel röportajda Rum tarafının BM Güvenlik Konseyi kararları, uzlaşılmış çözüm çerçevesi, BM parametreleri ve Guterres çerçevesi temelinde müzakere masasına dönmeye hazır olduğunu beyan ettiğini söyleyen Neofitu, artık Türk ve Kıbrıs Türk taraflarının da benzer beyanda bulunması ve iyi ön hazırlık yapılması gerektiği görüşünü ortaya koydu.
“Samimi ve objektif olalım” diyen Neofitu, bu dönemde büyük güçlerin Kuzey Kore ve Suriye gibi başka öncelikleri bulunduğundan, Kıbrıs’taki taraflar ve garantör güçler gerçek siyasi irade ortaya koymazsa, Kıbrıs’ın öncelikli konusu olacağını söylemenin objektif olmayacağını belirtti.
Neofitu, “iyi ön hazırlık” söylemine ilişkin soruyu yanıtında, “Yeni bir prosedüre gireceksek, uluslar arası unsur her şeyden önce Türk tarafının, ‘yanlış anladınız’ deyip 1960 garantilerinin ve tek yanlı müdahale hakkının kalmasında ısrar etmeyeceği teyit edilmeli” cevabını verdi.
Kıbrıs aidiyetli prosedürün sonuç verdiği görüşünü de ortaya koyan Neofitu, Kıbrıs sorununun iç yönlerinde “önceki yaklaşımlara göre önemli ölçüde iyileştirilen noktalar bulunduğuna” inandığını söyledi. Neofitu, bunları şöyle sıraladı:
“Dört temel özgürlük güvenceye alındı. İnsan haklarıyla ilgili Avrupa müktesebatı ve BM belgeleri dahil edildi. Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasındaki oranın, yani 1960 Kıbrıs’ının demografik niteliğinin çözümden sonra değişmeyip, 4’e 1 kalacağı güvence altına alındı. Mülkiyet meselelerinde mülkiyet hakkı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına saygı tanındı. 60’taki iki lanetten birinde –yani vetonun varlığı ama anlaşmazlıkların çözüm mekanizması- yasama, yürütme, yargı yetkileri, mahkemeler, anlaşmazlıkların çözüm mekanizması konularında anlaşmaya varıldı.”
Neofitu, şöyle devam etti:
“Karar alma yönteminin zor olduğu söyleniyor. Reddetmiyorum. Ancak 1960’tan 63’e kadarki üniter devlette karar almak kolay mıydı? Sorun şu ki, devletimiz kurulduğundan beri iki toplumlu idi. Diyaloğun Kıbrıs aidiyeti ve iki toplumluluğu, uluslararası unsur tarafından tanınan bir durum, BM’nin tutumu olduğu unutulmamalıdır.
Sorunun dış-uluslararası yönlerinde de artık bir çeyizimiz var. Genel Sekreter’in “garantilerin kaldırılması ve işgal askerlerinin çekilmesi” gibi konuların geleceğinin başbakanlar düzeyinde görüşülmesine dair resmî tezi var.
Kıbrıs sorununun var olmasından beridir ilk kez alacaklarımız görüşülüyor. Denktaş-Makarios ve Denktaş-Kiprianu Doruk Antlaşmaları, Tasos Papadopulos’un 8 Temmuz’u; hepsinde Kıbrıs Rum tarafı olarak bizim vereceklerimiz kaydediliyordu. İlk kez, bizzat Genel Sekreter açıkça, önemli güvenlik başlığında bizim ne alacağımızı ortaya koyuyor.”
GÜNDEM
03 Kasım 2024SPOR
03 Kasım 2024GÜNDEM
03 Kasım 2024SPOR
03 Kasım 2024SPOR
03 Kasım 2024GÜNDEM
03 Kasım 2024GÜNDEM
03 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.