DOLAR 32,3831 0.19%
EURO 35,0479 -0.15%
ALTIN 2.324,510,23
BITCOIN %
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Dr. Gözügüzeli;  AB’nin siyasi duruşu haçlı zihniyeti

Dr. Gözügüzeli; AB’nin siyasi duruşu haçlı zihniyeti

ABONE OL
22 Temmuz 2019 06:08
Dr. Gözügüzeli;  AB’nin siyasi duruşu haçlı zihniyeti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

NACAK GAZETESİ- Akdeniz Üniversitesi Devletler Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Emete Gözügüzelli, KKTC’nin ortak komisyon teklifinin Rum yönetimince reddedilmesinin tek egemen zihniyetinin neticesi olduğunu belirtti. Oruç Reis’in de bölgeye gönderilmesinin ardından Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yoğun faaliyetiyle ilgili AB’nin tutumunu da değerlendiren Gözügüzelli, “AB’nin Türkiye’ye yaptırım çıkışı tamamen siyasi bir tutumdur. Biz AB’nin haçlı zihniyeti temelindeki siyasi duruşunun farkındayız.” dedi.

Aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’a konuşan Gözügüzelli, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de uyguladığı politikaların yerinde olduğunu vurguladı. Oruç Reis’in Akdeniz’de Kıbrıs Türklerinin TPAO’ya ruhsatlandırdığı A, B, C, D, E, F, G sahalarından birinde mi, yoksa kendi kıta sahanlığı içerisindeki alanlarda mı sismik araştırma gerçekleştireceğinin henüz açıkça zikredilmediğini hatırlatan Gözügüzelli, şunları kaydetti:

“Kıbrıs Türk sahalarında faaliyetlerin yürütülmesi ihtimali yüksektir. Oruç Reis’in araştırmalarda bulunacağı saha, Türkiye’nin NAVTEX yayını ile netleşecektir. Bu atılan adım Kıbrıs Türklerinin haklarının gaspına katiyen müsaade etmeyecek kararlı bir siyasi ve hukuki duruşun neticesidir.”

“RUM YÖNETİMİ OLDUBİTTİ YARATMA ARAYIŞINDA”

Rum yönetiminin ve Yunanistan’ın deniz alanlarını gasp etmeye çalıştığını söyleyen Gözügüzelli, “Rum yönetimi, Doğu Akdeniz’de enerji kaynakları üzerine 2007’den beri gerçekleştirdiği ruhsatlandırmalar ile Kıbrıs meselesinde kendisinin ada etrafında ‘tamamı ile tek egemen’ olduğu savını diğer taraflara kabul ettirme yönünde bir oldubitti yaratma arayışındadır.” diye konuştu.

“TEK EGEMEN ZİHNİYETİNİN NETİCESİ”

Rum yönetiminin 12’nci, 10’uncu ve 6’ncı blokta gerçekleştirdiği sondajların tamamıyla çalışmayan alanlara denk düştüğü için bunları icra edebildiğinin altını çizen Dr. Gözügüzelli, şu ifadeleri kullandı:

“Rum yönetimi bu adımlarıyla Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye’nin kendi kıta sahanlığı üzerindeki haklarını oldubitti ile gasp ederek hidrokarbon faaliyetleriyle ‘egemen yetkisi’ olduğunu gösterme çabasında davranıyor. Oluşturmak istediği oldubitti esasen mümkün değildir. Rumların KKTC’nin Ortak Sondaj Komisyonu teklifini reddetmesi ‘tek egemen’ zihniyetinin neticesidir. Bu durum Türk Devleti tarafından kabul edilemez bir durumdur ve hayata geçirilmesi mümkün olmayan bir projedir.”

“AB’NİN SİYASİ DURUŞU HAÇLI ZİHNİYETİ TEMELİNDE”

Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye karşı tutumunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Gözügüzelli, “AB’nin Türkiye’ye yaptırım çıkışı tamamen siyasi bir tutumdur. AB’nin dünyada kendini bir küresel barış ve güvenlik gücü olarak görmesi hayalperest bir yaklaşımdır. AB’nin bu tutumu, uluslararası hukuka aykırı olmakla birlikte, Kıbrıs Türk haklarına zerre saygı göstermediklerinin işaretidir.” şeklinde konuştu.

Avrupa Komisyonu’nun 2004’te KKTC üzerinden “Haksız ambargoları kaldıracağız.” sözünü dahi tutmadığını vurgulayan Gözügüzelli, “Üstelik bu ikiyüzlülüğe bakmadan KKTC’ye ‘Türk garantörlüğünden vazgeçin, sizin güvenceniz AB olabilir.’ diyebilecek kadar da ileri gidiyorlar. Biz AB’nin haçlı zihniyeti temelindeki siyasi duruşunun farkındayız.” dedi.

“GASP ETME ÇABALARI DEVAM EDERSE…”

Doğu Akdeniz bölgesinin jeoekonomik açıdan önemli bir bölge olduğuna dikkat çeken Dr. Emete Gözügüzelli, “Doğu Akdeniz’in jeoekonomik önemi, en önemli boğazlar arası geçiş yeri olmakla birlikte, dünya ticaretinin yüzde 80’i, gaz-petrol nakil güzergâhı ve potansiyel merkezi, kısaca dünyanın kalbi konumunda kıtalararası geçiş merkezidir.” sözlerini kullandı.

Doğu Akdeniz’deki gerginliğin gün geçtikçe artacağını, özellikle Rum yönetiminin ruhsatlandırdığı şirketlerin yıl sonunda ve 2020 başında sondajlara başlayacağını ifade eden Gözügüzelli, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bu sondaj alanları içinde Türkiye ile ihtilaflı alanlar da var. Şayet ilgili taraflar gerilimi artırmak için Türk kıta sahanlığı ya da KKTC haklarını gasp etme çabalarına devam ederse, neticesi Türkiye’nin adanın garantörü olarak uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanması ile sonuçlanacaktır.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.