Dünyada hayat var. Neden? Dünyada hayat var çünkü, dünyanın ısısı ,havası canlıların yaşamasına elverişlidir. Ama neden? Dünyanın dışı soğumuş, kayalaşmış, erozyana uğrayıp toprak haline gelmiştir. Bu kaya ve toprakta canlıların yaşamına uygun Carbon, Oksijen, Silis, Demir, Bakır, Sodium ,Calsium, Potasyum gibi mineraller bulunur. Havada da % 28.5 Oxsijen,% 2- 3 kadar Carbon Dioksit, % 70 oranında Azot ve diğer gazlar bulunur. Havada Azot azlığı olursa Oksijen ile organik maddeler birleşir, yanar, hayat yok olur. Ayni şekilde Oksijen azalırsa dokulara kafi Oksijen gitmez organizma ölür. Canlılar, Oksijen teneffüs eder geri havaya Carbon Dioksit verir. Bu carbon Dioksit gün ışığında yapraklarda birleştirilir, şeker , yiyecekler ve odun oluşur. Canlıların kemikleri de Cardon Dioksit emerek sertleşmiş Calsiyum ve minarellerdir. Balıklar da kabuk ve kemiklerinde Calsium ve Carbon Dioksit kullanır. Canlıların suya da ihtiyacı vardır. Bazı canlıların vücudu %90 kadar su bulundurabilir. İnsan vücudunun tahminen % 58-75’i sudur. Yani, Hydrojenle Oksijendir. Butün kimyasalların, dolayısı ile BİYOLOJİK reaksiyonların oluşmasında suya ihtiyaç vardır. Ayni zamanda su iyi bir ısı ayarlayıcıdır. Çevrenin ısısını ayarlar. Canlı hayatını idame ettiren bütün bu maddeler, elementler nükleer reaksiyonlarla oluşmuştur. Güneşimiz koca bir reaktordur. Hydrogen yakan, Helium üreten bir reaktor.
“Güneş girmeyen eve doktor , hastalık, ölüm girer’’ sözleri boşuna söylenmiş sözler değildir. Güneş görmeyen canlı yaşamaz. Güneş yüz milyon senedir dünyayı ve çevresini aydınlatır etrafına radyasyon saçar , aydınlatır. Ama onunda bir hayatı var. Bir gün Hydrogen yakıtı tükenecek, Helyum yakacak, daha sonra değişik evrelerden geçerek Carbon, Azot ,Oksijen ve diğer metalleri üretme devresine , evresine girecek. Nihayet kabuğu çökecek ağırlıktan patlama olacak, Red Jaint denen kırmızı yıldız oluşacak ve hayat yeniden başlayacak. Ama bu sizi korkutmasın. Henüz güneşimiz gençtir. Dünya güneş etrafında dönerken ekseni 23 derece , yirmi yedi dakika, 9 eğik durur. Bu eğiklik yaz, kış ve baharları yaratır. Demek canlıların yaşamasına ısı da gerekli. Dünya ısısının bir kısmını güneşten alır. Ama yeter mi, yetmez. Dünya kendisi de soğumaya yüz tutmuş bir reaktördür. Biz kabuğu görüyoruz. Merkezi hala canlıdır. Ağır metaller erimiş haldedir. Ve ısı yayar. Dünyanın kendi ısı üretiminin 46 TW olduğu biliniyor. Merkezde olan oynamalar yüzeyde büyük iklim değişmesine yol açar. Zelzele ve volkanik faaliyetler çoğalır veya azalır. Bir ülkeye fazla yağmur yağar veya o ülke kurak geçer. Canlılara gerekli ısının bir kısmı da topraktaki radioaktif maddelerden salınır. Evlerimizi yaptığımız taş da, beton da, sıva da radio aktif elementler vardır. Bu oran 3 – 8 ppm ( milyonda bir parçacık) olarak değişir. İşte pencereler, kapılar kapalı iken bu radioaktif maddelerden çıkan ışınların bazıları,α ışınları denen ışınlar iki electronunu kaybetmiş, iki nutronla,iki protonlu radioaktif maddelerdir. Çıplak helyum atomlarıdır. Zamanla kapalı yerlerde çoğalır, kanser dahil her çeşit hastalığa sebep olabilir. Kapalı binaların erken yıpranmasının tek sebebi de budur. Evleri havalandıralım, mümkün mertebe güneşlendirelim. Kapalı iken biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlayalım. Sağlıklı günler dileğiyle.